İtalya’da vitrin değişiyor: Draghi’nin yerine neden sarışın mavi gözlü Meloni?
Başbakan Mario Draghi’nin istifası nedeniyle İtalya’da erken genel seçimlere gitme kararı alındı. 25 Eylül’de yapılacak seçimlerin ardından Mario Draghi’nin koltuğuna, merkez sağ çizgideki Giorgia Meloni’nin oturması bekleniyor.
Uluslararası siyaset arenası, temmuz başı İngiltere’deki hükümet krizi ile temmuz sonu ise İtalya’daki hükümet kriziyle çalkalandı. Boris Johnson kabinesi bir süredir skandallarla sarsılıp duruyordu, İtalya’da ise Mario Draghi hükümetini sarsacak tek bir skandal patlamamıştı… Kabinesindeki üyeler birbiri ardısıra istifa edince, İngiltere Başbakanı Johnson da istifasını vermek zorunda kaldı. Bu nedenle Johnson’ın istifası şaşırtmadı.
İtalya’da ise süreç tersten işledi. Bakanları değil, başbakan Draghi’nin kendisi istifayı bastı. Nedeni pek anlaşılamadı doğrusu. İtalya’da şimdi herkes Draghi’nin neden koltuğu bıraktığına cevap arıyor. Çünkü ortada somut bir neden yok.
DRAGHİ, CONTE’YE KÜSÜP İSTİFAYI BASTI
Aslen bankacı olan küresel finans çevrelerinin adamı Mario Draghi, Başbakan Giuseppe Conte’nin yerine, Şubat 2021’de teknokrat hükümet kurması için getirilmişti. O da iktidardaki koalisyon partileri ve muhalefetin desteğiyle geniş katılımlı bir Ulusal Birlik Hükümeti kurmuştu. Önce koronavirüs, şimdi ise niye olduğu pek anlaşılmamış olsa da “acil durum” (olağanüstü hal) bahanesiyle ülkeyi kanun hükmünde kararnamelerle yönetiyordu. Yani, bir çeşit “tek adam yönetimi”… Draghi kararlar alıyor, parlamento görüşmeden, tartışmadan onaylıyor, yasalaştırıyordu. Başbakan açısından her şey yolunda gidiyordu yani.
Güvenoyu alamama sorunu yaşamamış, yapmak istediği yasalar engellenmiş de değil; Meclis çoğunluğu hâlâ kendisiyle birlikteyken istifa eden bir başbakan… Gerekçesi ise ulusal birliğin bozulmuş olması… Şöyle ki, koalisyon ortaklarından eski başbakan Giuseppe Conte’nin liderliğindeki 5 Yıldız Hareketi (M5S), hükümetin ekonomik yardım paketinin parlamentodaki oylamasına katılmadı. Yani, 5 Yıldız Hareketi ne evet ne hayır oyu kullandı, sadece oylamaya katılmadı. Oylamaya katılmadıkları halde, Draghi’nin istediği ekonomik yardım paketi parlamentoda kabul gördü, yasalaştı. Buna rağmen, başbakan M5S’ye küsüp hemen istifasını bastı. İşte, derinleştiğini söyledikleri İtalya’daki hükümet krizi bundan ibaret.
Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella, Draghi’nin istifasını hemen kabul etmedi tabii… Birkaç gün düşünme taşınma, parlamentodaki durumu yoklama süresi verdi Draghi’ye… Beklenildiği üzere parlamentodan yine destek çıktı. Parlamentonun üst kanadı senotada yapılan güven oylamasında Başbakan Draghi güvenoyu aldı, ama yine yetmedi, çünkü bu sefer de oylamaya M5S, Matteo Salvini’nin Kuzey Ligi ve Silvio Berlusconi’nin Forza İtalia’sı katılmamıştı. Bunun üzerine, güvenoyu almış olmasına rağmen Mario Draghi istifa etmekten başka bir çaresinin olmadığını açıkladı. Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella da Draghi’ye hak verdi tabii. Mecliste yeni bir hükümet oluşturacak çoğunluk olmasına rağmen, Mattarella durumu vahim bularak, parlamentoyu feshetti ve erken genel seçim kararı aldı.
İtalya, 25 eylülde erken genel seçimlere gidecek.
YİNE YENİ YENİDEN: SAĞ HÜKÜMET
Filozof Massimo Cacciari’nin de belirttiği gibi, İtalya’daki durum tam bir komedi… Güvenoyu alan, istediği yasaları çıkartabilen bir başbakan durduk yere bir anda, “parlamento desteğini kaybettiği” iddiasıyla istifa kararı alıyor. Ülkede çözümü mümkün olmayan sorunlar varmış, derin bir hükümet krizi varmış gibi bir hava estiriliyor. Ancak, işin aslı astarı başka…
İşin içinde başka hesaplar var. Mario Draghi, siyasetçi değil bir bankacı. İtalyan halkının seçmediği Draghi, koronavirüs salgını gerekçesiyle olağanüstü hal ilan edilince ülkenin başına dışarıdan getirtilip oturtuldu. Küresel güçlerin Draghi’den yapmasını istediği ve beklediği ajandası yüklü. Çizme’nin henüz özelleştirilmemiş, neo-liberal güçlerin eline geçmemiş tüm zenginliklerini, kurum ve kuruluşlarını elden çıkarmak, halkın tepkisine rağmen Ukrayna-Rusya savaşında güçlü bir Atlantikçi destek vermek gibi… İşte bu yüklü ajandanın bir kısmını yaptı, bir kısmını yapamadı. Halk tarafından da hiç sevilmiyor. Halk genelinde hem sağ hem de sol kesimde Draghi’ye karşı tepki çok güçlü. Öyle ki, Fransa’daki gibi halk genelinde yeni oluşumlar, yeni partiler ortaya çıktı. Bu yeni oluşumların bahara kadar geçecek sürede hazırlanmalarına, güçlenmelerine olanak vermemek gerekiyordu.
Bir de bilindiği üzere önümüzdeki kış çok sert, zorlu geçecek. Gıda krizi, enflasyon, gaz ve benzin kısıtlamaları, iflaslar, işsizlik sorunlarıyla boğuşacak İtalya, dünyanın geri kalanı gibi. Böyle bir kışın ardından seçime gitmek düzen partileri için hiç de akıl kârı değil… O yüzden baskın seçime gidildi İtalya’da… İtalya’da sevilmeyen Draghi’nin yerine, merkez sağ çizgide olan İtalya’nın Kardeşleri Partisi’nin lideri Giorgia Meloni hazırlanıyor.
Meloni, sarışın mavi gözlü genç ve güzel bir kadın. 1975 Roma doğumlu siyasetçi, Berlusconi hükümetinde bir süre Gençlik Bakanı olarak görev yaptı. Partisinde “neo-faşist” unsurlar barındırdığı da sır değil. Ayrıca sıkı bir Atlantikçi, Nato’cu, liberal… Ancak Draghi’nin kimi Covid politikalarını onaylamadığını ara ara yüksek sesle söylediği için halkın sağ kesiminde kendisine sempati hiç de az değil. Anketlerde oy oranı yüzde 20’lerde. Salvini ve Berlusconi’nin desteğiyle Giorgia Meloni’ye yeni bir “sağ” hükümet kurdurtup, Draghi’nin halkın tepkisi yüzünden yapamadığı “reformları” bu güleryüzlü güzel başbakan eliyle yapmak asıl amaç…
Özetle, İtalya’da vitrin değiştiriliyor, İngiltere’de olduğu gibi.
BİRGÜL GÖKER PERDİSA – BOLOGNA
FOTO: Vox Espana/commons.wikimedia.org; AA