Berlin’in lisans ihraç kısıtlaması, ciddi sorun: Almanya, Türkiye ile savunma politikalarını konuştu
Almanya Savunma Bakanı Annegret Kramp-Karrenbauer, Türkiye’de Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile bir araya geldi. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Türkiye’ye karşı lisans ihraç kısıtlamasına ilişkin olarak, Alman bakana “kısıtlamaların kaldırılması gerektiğini” söylediklerini belirtti. Kamuoyuna iletilen iyi niyetli mesajlarla arka plandaki pazarlıkların saklı sertliği, soru işaretlerine neden oluyor.
Federal Almanya ile Türkiye arasındaki savunma ve uluslararası güvenlik konulu işbirliği, iki ülkenin savunma bakanlarının toplantısında ayrıntılı olarak işlendi.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Alman mevkidaşı ile güzel bir görüşme gerçekleştirdiklerini vurguladı. görüşmenin karşılıklı güven ve samimiyet içinde geçtiğini belirterek, “İkili, bölgesel, küresel konularla ve NATO içinde karşılıklı görüş ve bilgi alışverişinde bulunduk. Belirli konulardaki değerlendirmelerimizi samimiyetle paylaştık” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin mücadelesinin her türlü terör ve teröristle olduğunu vurgulayan Akar, “PKK eşittir YPG” diyerek, şu görüşleri dile getirdi:
“Bunun her türlü açık delille ortada olduğunu, gerçek olduğunu ve buna göre hareket etmemiz gerektiğini de sayın bakana ifade ettim. Türkiye’nin mülteci konusunda büyük fedakârlıklar, büyük çalışmalar yaptığını da görüşme sırasında gündeme getirdik. 4 milyonu ülkemizde, 5 milyon Suriye’nin kuzeyinde olmak üzere toplam 9 milyon Suriyeli kardeşimizin güvenliğini ve insani ihtiyaçlarını karşılamak durumunda olduğumuzu görüştük. 5 milyon Suriyeli kardeşimizin herhangi bir şekilde Suriye’nin kuzeyinde güvenliği ve insani ihtiyaçları sağlanamazsa yeni bir mülteci akımına sebep olacağına ve bunun da hem Türkiye hem Avrupa için ciddi sıkıntılar doğuracağında da karşılıklı olarak mutabık kaldık.”
KISITLAMA, İTTİFAKI ZORA SOKAR
Akar, görüşmede savunma sanayi ile askeri eğitim, iş birliği konularında da yapılanların gözden geçirildiğini belirterek, savunma ve güvenlik alanında ilave somut olarak neler yapılabileceğini de görüştüklerini söyledi. Türkiye ve Almanya arasındaki savunma sanayi alanındaki yakın işbirliğine dikkati çeken Akar, şöyle devam etti:
“Birçok silah, araç, gereç konusunda ortak çalışmalarımız var. Önümüzdeki dönemde bu yaptığımız faaliyetlerin, ortak çalışmaların daha da gelişebilmesi için bazı konularda, özellikle kısıtlamalar konusunda bazı somut adımlar atılması gerektiğini kendilerine ifade ettim. Kısıtlamaların kaldırılması gerektiğini sayın bakana söyledik. NATO’nun bir müttefiki olarak, NATO’nun içinde, merkezinde görev yapmakta, kendisine düşen gerekli sorumlulukları karada, denizde, havadaki faaliyetleri çalışan, tatbikatlarda, operasyonlarda her türlü katkıyı sağlayan Türkiye’ye karşı lisans ihraç kısıtlamalarının sadece Türkiye’nin değil, aynı zamanda ittifakın da bir takım sıkıntılar yaşamasına sebep olduğunu da sayın bakanla görüşme, konuşma, izah etme fırsatı bulduk. Belirli ölçülerde de olsa, bu tür kısıtlamaların ülkemizin ve dolayısıyla NATO’nun da etkinliği ve caydırıcılığı bakımından çok ciddi, olumsuz etkiler yaptığını söylemek yanlış olmayacak. TSK sadece kendi ülkesinin değil, aynı zamanda NATO’nun AB’nin ve Avrupa’nın 70 yıldan beri güney ve güneydoğu sınırlarını korumaktadır. TSK aynı zamanda NATO’da tatbikatlara, kuvvet yapısına ve diğer kadrolara da ciddi şekilde katkı sağlamaktadır. Herhangi bir kısıtlama Türkiye’nin dolayısıyla da ittifakın bir takım zaaflara düşmesine sebebiyet verebilir.”
ALMAN BAKAN: BÜYÜK ÖLÇÜDE MUTABIKIZ
Almanya Savunma Bakanı Annegret Kramp-Karrenbauer de gösterilen sıcak ev sahipliği dolayısıyla teşekkür ederek konuşmasına başladı. Türkiye ve Almanya’nın uzun bir tarihle birbirine bağlandığını belirten Karrenbauer, yaşanmışlıkların da bu bağı güçlendirdiğini, bunların en önemli örneklerinden birinin BioNTech aşısını bulan bilim insanları Uğur Şahin ve Özlem Türeci olduğunu ifade etti.
“Berlin’de yapmış olduğumuz görüşmenin devamını burada çok büyük bir açıklıkla ve yoğun bir şekilde sürdürebildiğimiz için büyük bir sevinç duydum” diyen Karrenbauer, “İyi ortaklar birbirlerini dinlerler ve her türlü pozisyonlarını anlamaya çalışırlar her ne kadar sonunda her pozisyona da ‘evet’ demeseler. Bugün yapmış olduğumuz görüşmede aslında genel anlamda büyük çoğunlukla mutabık kaldığımızı da gördük” dedi.
NATO’ya karşı ortaya çıkan tehditlerin giderek çeşitlenmeye başladığını, bunların birlikte göğüslenmesinin gerektiğini belirten Kramp-Karrenbauer, “Bir tarafta uluslararası terörizmle ilgili alan var, diğer taraftan da Rusya’dan gelen tehdit var. Bunları da görüştük. Rusya ile ilgili olarak bütüncül bir yaklaşıma ihtiyacımız var” ifadesini kullandı.
NATO’nun doğu kanadı ile ilgili bir değerlendirmeye de ihtiyaç bulunduğunu dile getiren Kramp-Karrenbauer, şöyle konuştu:
“Almanya olarak NATO’nun doğu kanadında da olmak üzere daha fazla katkı yaptığımızı ve çok uluslu olmak üzere Romanya’da katkılarımızın olduğunu, hava polisliği çerçevesinde de iki Eurofighter ile birlikte destek sunduğumuzu da ifade ettik. Bu konudaki desteklerimiz ile Deniz Güvenliği Mükemmeliyet Merkezi konusundaki desteğimize de devam edeceğimizi ifade ettim. Türkiye’nin hemen sınır bölgeleri, komşularıyla ilgili olarak da görüşme fırsatımız oldu. Önümüzdeki hafta Berlin’deki bir konferansta Libya’daki durumun daha da istikrarlı hale gelmesi için gerekli görüşmeler de yapılabilir diye umuyorum. Umarım Irak’taki durum, özellikle NATO’nun oradaki pozisyonu itibarıyla da daha iyi yönde kendini bulabilir, gelişmesi sağlanabilir. Kuzey Irak ile ilgili olarak da konuşma fırsatımız oldu.”
AFGANİSTAN, DOĞU AKDENİZ VE DESTEK
Görüşmede Afganistan’daki gelişmelerin de ele alındığını aktaran Karrenbauer, şöyle devam etti:
“İlk adım da tabii ki diplomatik misyonların orada muhafaza edilmesi gerektiğini ifade ettik ve mutabık kaldık. Güvenliğin, ilk etapta havaalanının güvenliğinin sağlanması gerekiyor. Altyapının da desteklerle inşa edilmesi gerekiyor. Türkiye’nin önemli bir rol üstlenme yönünde adım atması durumunda müteşekkir olacağımızı ifade ettim. Ama tek başına Türkiye’nin tabii ki bunu yapabilmesi söz konusu olamayacaktır. Türkiye’ye tüm ittifak ülkelerinin de destek vermesi gerektiğini de ifade etmiş olduk. İttifak içerisinde ortaklar olarak ilke bakımından herhangi bir çatışma söz konusu ise sorunlar varsa bunu uluslararası hukuk çerçevesinde ve temelinde müzakere ederek çözümün sağlanması yönünde görüşümüzü bildirdik. Bu tabii ki özellikle Doğu Akdeniz’deki sorunlu alanlar ve konularla ilgili bir durum. Hem Türkiye’ye hem de Yunanistan’a geçmiş dönemde yeniden görüşmeleri başlatmasından dolayı teşekkür etmek istiyorum. Bu görüşmelerin devam ettirilmesinin önemli olduğunu ifade etmek istiyorum. Almanya olarak biz diyaloğun desteklenmesi gerektiği yerde desteğe hazırız. Sayın Cumhurbaşkanı ile Sayın Şansölye arasındaki görüşmede de bu konu geçmişti.”
Kramp-Karrenbauer, görüşmede Türkiye ve Almanya arasındaki ikili ilişkileri de ele aldıklarını belirterek, şunları kaydetti:
“Özellikle ortak eğitimlerle ilgili görüşme fırsatımız oldu. Bu çerçevede karşılıklı olarak savunma sanayi ile ilgili olan alanlardan da bahsettik. Almanya’da bu konuda ihracat söz konusu olduğu takdirde çok katı kurallar var. Sınırlamalar getirilebilmektedir. Bu konunun hükümet nezdinde toplamda ele alınarak değerlendirilip belli bir prosedür çerçevesinde kararlaştırılması gerekiyor. Özellikle tedarik noktasında, nereden tedarik sağlanması gerektiği ile ilgili bunun çok iyi değerlendirilmesi gerekiyor. Çünkü zayıflatılmış veya güçsüzleştirilmiş bir NATO, devletler açısından da olumsuz bir etki yapacaktır. Bu konuda özellikle birlikte çalışarak ve neler yapabileceğimiz noktasında da yine birlikte görüşerek mutabık kaldığımızı ifade etmek istiyorum.”
YENİ POSTA-ANKARA
FOTO: A.A.