Almanya seçimleri: Sandıktan “Elon Musk” ve “Blackrock” çıktı

23 Şubat 2025 Almanya seçimleri, ülkenin siyasal dengesini temelden sarsan bir tablo ortaya koydu. Seçmen, hem sağa hem de küresel sermayeye net bir şekilde “evet” dedi. Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) ve Hıristiyan Sosyal Birlik (CSU) kardeş partileri, yüzde 28,6 oyla birinci parti konumuna yerleşirken, partinin başbakan adayı ve BlackRock’ın eski Almanya yüzü Friedrich Merz’in yeni lider olması artık kesinleşmiş durumda.
Seçimin en büyük sürprizlerinden biri, sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD) partisinin rekor bir oy artışıyla yüzde 20,8’e ulaşması oldu. Teknoloji milyarderi Elon Musk’ın aşırı sağcı AfD’ye verdiği açık destek, Almanya’da popülist sağın büyük bir toplumsal karşılık bulduğunu gösteriyor. AfD yeni dönemde nasıl bir yol izleyeceğinin en somut göstergesini de seçim gecesi Fransız nazisi Éric Zemmour.’u seçim partisine davet ederek göstermiş oldu. Éric Zemmour mutlak bir ırkçı, İslam’dan nefret eden, kadın düşmanı, antisemitik, Hitler hayranı olarak biliniyor.
SPD’NİN TARİHSEL ÇÖKÜŞÜ
Ancak seçimlerin kaybedeni şüphesiz mevcut koalisyon hükümeti oldu. Sosyal Demokrat Parti (SPD) sadece yüzde 16,4 oy alarak tarihinin en kötü sonuçlarından birini elde etti. SPD’nin federal seçimlerdeki bu ağır yenilgisinin ardından Şansölye Olaf Scholz, koalisyon müzakerelerinde yer almayacağını açıkladı. “Savaş Bakanı” olarak da ün salan Savunma Bakanı Boris Pistorius ise liderlik rolünde yeni bir federal hükümet için müzakere yapmak istediğini daha önce belirtmişti.
SAHRA WAGENKECHT’İN İTİRAZI HER ŞEYİ DEĞİŞTİREBİLİR
Koalisyon ortaklarından Yeşiller ise yüzde 11,9’da kaldı. Sol Parti oylarını yüzde 8,8’ye yükseltirken, Sahra Wagenknecht’in yeni kurduğu BSW yüzde 5’lik barajı kıl payı kaçırdı, yüzde 4,972 ile meclise giremedi. Parti lideri Sahra Wagenknecht, ana akım medya ve anket enstitülerinin kampanyası nedeniyle oy kaybettiklerini savununuyor ve “Anketlerdeki düşüşümüz, medyanın rolü olmadan açıklanamaz!” diyor.
Wagenknecht ayrıca, yurt dışında oy kullanmada ciddi sorunlar yaşandığını belirtti. 213 bin Alman’ın oy kullanma başvurusu yaptığını, ancak sadece bir kısmının oy verebildiğini vurgulayan BSW lideri, seçim sonuçlarının hukuki geçerliliğinin sorgulanması gerektiğini söylüyor: “Bir parti 13 bin 400 oy eksik olduğu için Federal Meclis’ten atılırsa, seçim sonuçlarının hukuki geçerliliği sorunu ortaya çıkıyor.” Dolayısıyla ezber bozan bu tabloda BSW şimdi seçimlerin “hukuki olarak tartışmalı olup olmadığını” araştırıyor.
Sahra Wagenknecht’in partisi BSW kurulduğundan bu yana topyekun ana akım medya ve siyasiler tarafından hedefteydi. Wagenknecht’in hukuk mücadelesi başlatması çok büyük bir olasılık ve bu hamlesi ile meclise girmeyi başarırsa yeni kurulacak hükümetin önündeki en önemli “ayar mekanizmalarından” biri olması çok mümkün.
KOALİSYON SENARYOLARI: ALMANYA’YI NASIL BİR DÖNEM BEKLİYOR?
Seçim sonuçları, CDU liderliğinde bir hükümetin kurulacağının sinyallerini veriyor. Ancak hangi partilerle koalisyon yapılacağı önemli bir tartışma konusu. SPD, Yeşiller ve Hür Demokrat Parti (FDP) ile “Büyük Koalisyon” ihtimali masadaydı ancak FDP barajı aşamadı. SPD, AfD’nin ana muhalefet partisi olmasını engellemek için gönüllü olarak muhalefette kalmayı da seçebilir. Ancak Scholz’un kenara çekilmesiyle Savunma Bakanı Pistorius’un sahneye çıkacak olması bu ihtimali şimdilik zayıf kılıyor. Ancak SPD koalisyona katılması durumunda CDU’nun liderliğini ve politik yönü belirlemesini kabullenmek zorunda kalacak.
AfD ise CDU ile koalisyon görüşmelerine hazır olduğunu açıklasa da, CDU’nun bu seçeneği reddetmesi bekleniyor.Yeşiller ile CDU arasında kurulabilecek bir hükümet, Ukrayna savaşı ve enerji politikaları gibi konularda kısmen uyumu kısmen de çatışmaları beraberinde getirebilir.
EKONOMİ, SAVAŞ VE DIŞ POLİTİKA
Yeni Almanya hükümetinin ekonomi politikaları, büyük ölçüde küresel sermayenin çıkarları doğrultusunda şekillenecek gibi görünüyor. BlackRock ve benzeri büyük finans devleri, emeklilik fonlarının özelleştirilmesi ve borsa manipülasyonlarıyla daha fazla söz sahibi olabilir. Sosyal harcamaların kısılması ve Almanya’nın neoliberal ekonomi politikalarına daha fazla entegre olması bekleniyor.
Ukrayna savaşı konusunda CDU ve Yeşiller’in savunduğu sert politikalar devam edecek gibi görünüyor. NATO ile tam uyumlu bir Almanya, silah yardımlarını artırarak Rusya ile gerilimi yükseltebilir. Bu durum, Almanya’nın ekonomik istikrarını da olumsuz etkileyebilir.
ABD ile ilişkilerde, Almanya’nın daha fazla Washington eksenli bir politika izlemesi bekleniyor. BlackRock gibi finans devlerinin etkisi, Almanya’nın çıkarlarının ABD ile daha fazla bütünleşmesini sağlayabilir. Aynı zamanda Elon Musk gibi teknoloji devlerinin AfD ile olan bağları, Almanya’nın teknoloji ve yapay zeka alanında yeni bir yönelime girebileceğini de gösteriyor.
TÜRKİYE İLE İLİŞKİLERDE NE DEĞİŞECEK?
Yeni Almanya hükümetinin Türkiye politikaları da şekillenirken, CDU’nun liderliğinde Ankara-Berlin hattında daha sert bir söylem gelişebilir. Almanya’nın göç politikalarında daha sıkı tedbirler alması, çifte vatandaşlık gibi konuların tekrar tartışılmaya açılması olası görünüyor. Ancak ekonomik çıkarlar gereği, iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin devam etmesi bekleniyor.
Sonuç olarak, Almanya seçimleri sadece bir hükümet değişikliği değil, küresel sermayenin ve sağ popülizmin öne çıktığı yeni bir dönemin habercisi oldu. Halkın talepleri mi, yoksa küresel sermayenin çıkarları mı öncelikli olacak? Almanya, bu sorunun yanıtını önümüzdeki dönemde daha net bir şekilde verecek.
XXX Federal Seçim Dairesi’nin son resmi açıklamaları ve son gelişmelerle yazı güncellendi.
IŞIN ERTÜRK – STUTTGART
FOTO: Creative Commons Attribution-Share Alike 3.0 de / Creative Commons Attribution-Share Alike 4.0