Silivri’yi Almanya’ya getirdi: Can Dündar “Merkel’i hücrede ağırlamak isterim” dedi
Gazeteci-yazar Can Dündar Almanya Başbakanı Angela Merkel’e seslenerek “Bir gün kendisini tek kişilik hücrede ağırlamak isterim” dedi. Dündar, Berlin’de çalışmalarını sürdüren ve YouTube’dan yayın yapan gazeteci Şafak Salda’nın sorularını yanıtladı.
Federal Almanya’nın başkentindeki Maksim Gorki Tiyatrosu’nun bahçesine Silivri Cezaevi’nin bir benzerini kuran ve “Silivri sergisi” açan Can Dündar, gazeteci Şafak Salda’nın YouTube kanalında katıldığı programda Başbakan Merkel’e seslendi.
Selahattin Demirtaş, Ahmet Altan, Peter Steudtner , Osman Kavala, Tuncay Özkan, Murat Aksoy, Atilla Taş, Deniz Yücel, Zehra Doğan dahil 12 ismin hikâyelerine yer verilen sergi kapsamında Silivri’deki tek kişilik hücreyi gazeteci Deniz Yücel’in hücresinin birebir ölçüsünde inşa ettiklerini hatırlatarak, şöyle konuştu:
“Almanya Başbakanı Angela Merkel bu hücrenin kurulduğu noktadan sadece 200 metre ileride yaşıyor. Her gün buradan geçiyor. Berlin’in ortasından Merkel’in evinin yakınında bu hücreyi kurduk. Merkel’i bu hücrede ağırlamak isterim. Alman Başbakanın bu hücreyi ziyaret etmesi demokrasiye sadakati ve Türkiye’de direnenlerle dayanışma içinde olduğunu göstermesi açısından çok önemli. Çok doğru bir adres. Ancak amaç Erdoğan’ı ürkütmemekse gelmez tabii” dedi.
“ZİYARET ETMEYE İKNA EDEMEDİM”
Türkiye’deki cezaevlerinde gazeteci, politikacı, akademisyen ve sanatçıların halen Silivri’de tutsak olduğunu ve sesini duyurmaya çalıştığını anlatan Can Dündar, Almanya’da baştan bu yana gazetecileri ve politikacıları Türkiye’ye gidip Silivri Cezaevi’ni ziyaret etmeye çağırdığını ancak başarılı olamayınca Silivri’yi Berlin’e getirmeye karar verdiğini de söyledi.
25 metrekarelik hücresinin benzerini Berlin’e taşıyan Can Dündar’ın aktardıkları özetle şöyle:
“Maksim Gorki Tiyatrosu’nda Zehra Doğan sergisi ile paralel sergi açtık.
“BEN DE SİLİVRİ’Yİ ALMANYA’YA GETİRDİM”
Ülkeye geldiğim günlerden bu yana Alman meslektaşlarımıza ve milletvekillerine durumu anlatmaya çalışıyorum. ‘Gidin ziyaret edin’ diyorum. Merkel gitmiyor zaten. Çok da ikna edemedim kimseyi. ‘Silivri dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi’ diye anlattım. Silivri’ye gitmeye ikna edemeyince Silivri’yi Almanya’ya getirdim.
“HÜCRE DENİZ YÜCEL’İN VERDİĞİ ÖLÇÜLERLE YAPILDI”
Tek kişilik hücrenin önünde konuşuyorum Deniz Yücel’in verdiği ölçülerle yapıldı. İranlı bir küratör yaptı. Özel cam kullanıldı. Sorgu odası gibi. İçeriden bakınca dışarıyı görmüyorsun ama dışarıdaki seni görüyor. İçeride de ayna etkisi var kendini görüyorsun. Berlin’in ortasından Merkel’in evinin yakınında bu hücreyi kurduk. Merkel’i bu hücrede ağırlamak isterim. Alman Başbakanın bu hücreyi ziyaret etmesi çok önemli. Demokrasiye sadakati göstermesi ve dayanışma için doğru adres aslında ama amaç Erdoğan’ı ürkütmemekse gelmez tabii.
“DİRENMEYİ VE ÜRETMEYİ GÖSTERMEK İSTEDİK”
İnsanlar ‘vah vah’ desinler diye değil ‘bir insan nasıl direniyor ve nasıl üretici olabiliyor’, bunu göstermek istedik. Türkiyeli tutsakların direniş hikâyesini anlatmak isterim. Nesneler üzerinden anlatıyoruz.
DEMİRTAŞ’IN TÜRKÜSÜ
12 tutsak edilmiş insanın hikâyesi de var. Nesneler üzerinden hikâyeleri anlatmak istedik.
Osman Kavala, Zehra Doğan, Selahattin Demirtaş var elbette ama plastik su şişesi, telefon kartı, mum gibi nesneler de var. İkişer dakikalık videolarla o nesnelerin ve o kişilerin hikâyesi anlatılıyor. Maksim Gorki Tiyatrosu’nda Selahattin Demirtaş’ın türküsünün çalması ile ‘bizi yenemezsiniz’ duygusunu vermek istedik. ‘Düşünceleri hapsedemezsiniz’ mesajını vermek istedik.
Ekimde bu sergi Amsterdam’a gidiyor. Şehir meydanına yerleştireceğiz. Bu sergiyi sokaklarda kurmak istiyoruz. Önce Almanya sonra Avrupa turnesine çıkmak istiyoruz
Ülkemin güzel yüzünü turizm bakanlığı yeterince anlatıyor. Maskelerle falan, aşağılamak varsa en büyüğünü turizm bakanlığı yaptı zaten.
Ülkeyi zulüm ortamından kurtarmak için bütün bunları yapıyoruz. Aynayı taşlamanın bir anlamı yok. Ben ülkemle yüzleşiyorum.”
HÜCRENİN TASARIMI SHAHRZAD RAHMANİ’YE AİT
“Siliviri- Düşünce Hapishanesi” adını taşıyan sergi kapsamındaki tek kişilik hücrenin tasarımı Shahrzad Rahmani’ye ait.
5. Berlin Sonbahar Salonu 2021-2022, projesi çerçevesinde Zehra Doğan’ın “5 Numaralı Cezaevi” sergisi de yer alıyor. Öte yandan küratörlüğünü Can Dündar’ın yaptığı “Düşünce Hapishanesi” ve “Küçük Şeyler Müzesi”nin yanı sıra Timur Çelik de “Tanık” adlı sergide çalışmalarıyla yer alıyor.
Proje başkent Berlin’in kültür fonuyla finanse ediliyor.
YENİ POSTA – BERLİN
FOTO: www.gorki.de /
Screenshot: https://www.youtube.com/channel/UC6CaxYnpYuh1nKfCql2eX8w