Kült rap grubu Cartel’in solisti Erci E.: “Göç hikâyesi değiştikçe şarkılar da değişti“

Kült rap grubu Cartel’in solisti Erci E.: “Göç hikâyesi değiştikçe şarkılar da değişti“
Yayınlama: 20.10.2021
Düzenleme: 04.03.2022 21:59
63
A+
A-

Türk işgücü göçünün 60’ıncı yılı etkinliklerinin belki de en önemli projelerinden biri olan “Almanya Türküleri”nin 12 yıldız ismi arasında Erci E. de yer alıyor. Cartel’in kurucusuna göre, göç hikâyesinin değişimi Türkiye kökenli müzik insanlarının şarkılarına da yansıyor.

Misafir işçilerle başlayan göç hikâyesinde şarkıların içeriğini hasret, işçi sorunları ve gurbetteki yaşamın oluşturduğunu, bu şarkıların yerini ise 90’lı yıllarda tırmanan ırkçılık ve yabancı düşmanlığı ile protest parçaların aldığını kaydeden Erci E., “Göç hikâyesi değiştikçe şarkılar da değişti. Ayrıca ilk kuşak anlaşma dahilinde gelse de ardından 80’li yıllardaki ikinci dalga politik göç ve son yıllardaki beyin göçü de hikayeyi şekillendirdi” dedi.

[ngg src=”galleries” ids=”65″ display=”basic_imagebrowser”]“SADECE İÇERİK DEĞİL DİL DE DEĞİŞTİ”

Yeni Posta haber portalının YouTube kanalında yayınlanan Avrupa Gündemi’ne konuk olan Almanya Türküleri projesi hakkında değerlendirmelerde bulunan ve son dönemdeki çalışmalarını da aktaran Erci E. sadece içerikte değişiklik değil şarkıların dilindeki değişikliğe de işaret etti.

Solingen, Mölln ırkçı kundaklamaları sırasında 1995 yılında “Cartel Bir Numara” adlı şarkısıyla güçlü bir çıkış yapan ve böylece Türkçe rapin kapılarını sadece Almanya’da değil Türkiye’de de aralayan efsanevi rap grubu Cartel’in solisti Erci E.’nin aktardıkları ana hatlarıyla şöyle:

“ONUR VE HEYECAN DUYDUM”

“Öncelikle göç hikâyesini şarkılarla anlatan, farklı kuşaklardan sanatçıları kapsayan, farklı tarzları bir araya getiren Almanya Türküleri projesinde yer almaktan hem çok onur duyuyorum hem de çok heyecanlıyım. Projenin mimarı Nedim Hazar göçün 60’ıncı yılında göçe şarkılarıyla eşlik eden çok önemli isimleri bir araya getirdi. Konserlerde birbirinden tamamen farklı olan, bir ritimden diğerine geçişlerin seyirci tarafından büyük beğeni göreceğini sanıyorum. Teklif geldiğinde hiç düşünmeden hemen kabul ettim.

Evet, 60 yıl önce göç anlaşması çerçevesinde Almanya’ya ‘insanlar’ geldi… Makineler, robotlar değil!  Burada kültürlerini, göçün hayata etkisini müziğe aktardılar.

“BELKİ İLK BULUŞMA, AMA DEVAM EDECEKTİR”

İşte Almanya Türküleri projesi ile farklı kuşaklardan ve farklı tarzlardan Türkiye kökenli müzik insanları  bir araya geldi. Bu belki ilk buluşma ama devamı gelecektir.

Öte yandan anne babalarımız hikâyenin en başında ülkelerinden kaçarak değil, anlaşma çerçevesinde geldiler. Ancak sonraki gelişler farklılaştı. Göçün hikâyesi değiştikçe şarkıların da içeriği değişti. Ama dil de. Aslında göçün doğal akışı.

Öncelikle çocuklarımız Almanya’da artık ‘bir gün geri döneceğiz’ duyguları ile büyümediği için mutluyum. Buradaki hayatlarına konsantreler. Ayrıca son kuşak Almanya’yı artık vatanı olarak görüyor.

“AİLEDEN GELEN LİSANI ÖĞRENMEK GEREK”

Ancak her şeye rağmen anadili, aileden gelen lisanı öğrenmek gerekiyor. Yoksa Türkçe hiç bilmeyen bir genç Türkiye’deki konulara da, hayata da uzak kalır. İmkânları göremez.

Bakın göç hikâyesinin en başında yani insanımız henüz misafir işçi konumundayken bizlere belki de ‘nasıl olsa dönecekler’ gözüyle bakıldığından şarkılarımızı da Alman toplumu dikkate almadı.

“YÜKSEL ÖZKASAP’IN PLAĞI ZİRVEYİ GÖRSE DE ALMANLAR ONU FARK ETMEDİ”

Örneğin Köln Bülbülü olarak ün salan Yüksel Özkasap’ın şarkısı o dönemde Almanya’da en çok satan Almanca şarkıdan iki kat daha fazla satmıştı. Ancak o yıllarda Alman toplumunda fark edilemedi.

Biz ise Cartel olarak şanslı bir döneme rastladık. Çünkü Almanya 90’lı yıllarda göç ülkesi olduğunu yeni yeni  kabul etmeye başlıyordu. Ne yazık ki, 90’lı yıllar öncesi sanatçıları ise hiç

fark edemedi. Albümümüz Türkçeydi ve göç ülkesi olduğuna Almanya uyanamamış olsaydı, bizi de fark etmeden geçebilirdi.

“GÖÇÜN EN SERT DÖNEMİNİ ONLAR GÖRDÜ”

Öte yandan Almanya Türküleri projesi bu bağlamda da göçün en sert dönemlerinde müzik yapan sanatçılarımıza iade-i itibardır gerçekten.

Turnemizin Türkiye ayağı İstanbul’da gerçekleşecek. İstanbul konseri çok heyecan verici bir konser olacak bizim için.

“HİKÂYEMİZ İSTANBUL’DA GÖRÜNÜR OLACAK”

Hikâyemizi Türkiye’de anlatacağız. Göç, bir kültür alışverişidir ve bu İstanbul’da görünür olacak. Sadece Türkiye kökenlilerden oluşmuyor, çokuluslu bir yapı taşıyor proje. Bu konserde dil değil his herkesi bir araya topluyor diyebiliriz. Neredeyse 30 yıldır müzikle uğraşıyorum ve eskiye göre çok daha  heyecanlı olduğumu söyleyebilirim.

Gençlere önerim ise içlerinden gelen hisleri ciddiye alsınlar. Hissettiğini yapmaktan geçiyor özgürlük.

Bana gelince… Beş şarkılı bir kısa albüm hazırlığı içindeyim. Ancak farklı projelerde de yer aldım. Son dönemde öncesine göre çok daha fazla müzik yapıyorum. Konuk olduğum şarkılar var, klip çekimleri var. Kasım ayında hepsi peş peşe çıkacak.”

“ALMANYA TÜRKÜLERİ”Nİ ONLAR SÖYLEYECEK

Almanya’nın ilk Türk halk ozanı Metin Türköz, Almanya’nın en önemli rapçilerinden Eko Fresh, rock grubu Yarınistan’ın solisti Nedim Hazar, caz şarkıcısı ve oyuncu Özay Fecht, Türk ezgilerini Almanca sözlerle seslendiren halk müziği sanatçısı Ata Canani, Caz ala Turka yorumlarıyla ünlü ses sanatçısı Sema Moritz, Cem Karaca’nın Almanya’daki “Ab in den Orient Express” adlı tiyatro oyununun müziklerini yapması için teklif götürdüğü müzik grubu Die Kanaken, Türkiye’de Türkçe rap’in kapısını aralayan kült müzik grubu Cartel’in efsanevi solistlerinden Erci E., ırkçılığa ve faşizme karşı rap yapan Microphone Mafia, Kürtçenin Almanya’daki en önemli sesi Ali Baran, ünlü kemancı, besteci ve eğitimci Ruddi Sodemann. Konserde tam adı Ali Ekber Aydoğan olan, kısa bir süre önce ise aramızdan ayrılan “düğünlerin elektrosazlı efendisi” olarak ün salan Derdiyoklar Ali’nin anısı da yaşatılacak.

Konserde Die Mampen, Avian Quartet ve Ruhi Su Dostlar Korosu ile müzisyenler Lea Randella, Umut Piera, Mojtaba Faghihi ve Diyar Altürk sanatçılara eşlik ediyor.

TURNEYE 23 EKİM’DE ESSEN’DE START VERİYORLAR

Prömiyeri 23 Ekim 2021 cumartesi akşamı saat 20’de Essen kentindeki Zeche Zollverein salonlarında  gerçekleşecek Almanya Türküleri turnesinin ikinci durağını ise Türkiye oluşturuyor. 

3 Kasım 2021 çarşamba akşamı göç tarihinin en önemli kültür olaylarından biri olan Almanya Türküleri İstanbul Harbiye’deki  Cemal Reşit Rey Salonu’nda saat 19’da seyirci karşısına çıkacak. 

Ardından 7 Kasım 2021 pazar akşamı saat 18’de Stuttgart kentinin en gözde merkezlerinden biri olan kültür ve kongre sarayı Liederhalle’de Mozartsaal salonunda konser verecek olan ekip 12 Kasım 2021 cuma akşamı saat 20’de Bonn şehrinde Theater Bonn bünyesindeki opera binasında, 13 Kasım 2021 cumartesi akşamı Köln kentinde saat 20’de WDR kanalının Rundfunksaal salonunda, 20 Kasım 2021 cumartesi günü ise başkent Berlin’deki Auditorium’da James Simon Galerie salonlarında sahne alacak.

 

IŞIN ERTÜRK -STUTTGART

Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.