İtalyan seçimleri ve “Neden Georgia?” sorusu: “Siyah gömlekler”in dönüşü mü?
İtalya’da, Mussolini’nin iktidara gelmesinden neredeyse tamı tamamına yüz yıl sonra “mirasçıları” iktidara yürüyor.
1970’lerin başlarında, belki 1975’te, dört arkadaş bir otomobile atlamış Fransa’nın güneyinde, Marsilya’ya otuz kilometre, üniversite kenti Aix-en-Provence’dan İtalya’ya doğru yola çıkmıştık. Cenova’ya varınca ucuz bir otele yerleşmiştik. Mütevazı bir lokantada yemeğimizi yedikten sonra, Akdeniz’i selamlamak üzere kapağı plaja atmıştık. Plajda eylüle özgü sıcak asılıydı. Epey de kimsesizdi plaj. Gökyüzü masmavi, deniz dingindi. Fransızca konuştuğumuzu duyan on beş – on altı yaşındaki bir ortaokul öğrencisi yanaşmış, Fransızcasını geliştirmek umuduyla sohbet etmek istemişti. Bayan arkadaşlarımızdan biri ile kısa sürede söz siyasete gelmişti: Bızdık’a göre Mussolini “çok büyük bir liderdi, ama kıymeti bilinmemişti”. Şapkamız uçtu. Bayan arkadaşların saçları dikildi. Nicole kaşlarını çattı. İlkokul öğretmeni Nicole harbiden komünistti. L’Humanite okumadan güne başlamaz, hafta sonlarında partisinin bildirilerini dağıtırdı. Ufaklığa sertçe, “Neden? Nasıl olur?” diye sordu. Bızdık hemen sıraladı: “İtalya’yı otoyollarla döşetti. Evlere elektrik verdi. Yoksulların karnını doyurdu. Vesaire vesaire”…
Evet, fena halde şaşırdık. Çocuğun İkinci Savaş’ta yaşanılanlarla ilgili bilgisi sıfıra yakındı. Deli diye kendi haline bıraktık. O ise bizi bırakmak istemiyordu. “Defol git lan!” dedi Nicole. Ayıp etti, ama “Bızdık” da kuyruğunu iki bacağının arasına sokup savuştu…
NEDEN GEORGİA?
Cumartesi günü bir televizyon kanalında, İtalya’da 25 Eylül 2022 pazar günü yapılacak seçimlere ilişkin bir röportajda, yetmişlerini yaşayan bir erkeğin, gazetecinin “Neden Giorgia?” sorusuna yanıtı bundan 50 yıl önce bizim Bızdık’ın yanıtından farksızdı. O adam bizim Bızdık’mıydı? Yaşlı başlı kadınlar da benzer şeyler söylüyordu.
İtalya’nın Kardeşleri isimli post-faşist partinin lideri genç bayan da bundan yirmi beş yıl kadar önceki bir söyleşisinde Mussolini için benzer şeyler söylemişti. O günlerde ilk gençliğini yaşayan Genç Bayan siyah gömleği, siyah pantolonu ve siyah deri çeketiyle dikkat çekiyordu. Deri ceket biraz büyük gelse de. Zamanla Giorgia giysilerinde siyah yanında diğer renkleri de kullansa, bilhassa öteden beri sağın ve aşırı sağın rengi maviye ağırlık da verse, gençken faşistti, 44’ünde de faşist. Şarabına su katsa da.
Mussolini’nin iktidara gelmesinden neredeyse tamı tamamına yüz yıl sonra “mirasçıları” iktidara yürüyor.
2006’dan beri milletvekili Giorgia İtalyan siyasetini iyi biliyor. Seçim kampanyası Amerikanvari sinema eseri gibi düzenlendi. Bayan da “kadın olmasını”, “anne olmasını”, “İtalyan olmasını” iyi kullandı, “iyi oynadı”. En başta kadınların oyunu böylesine topladı.
Bu sayede tek başına oyların dörte birini aldı. “Berlu” ve “Salvi” (aynen) gibi İtalya siyasetinin “en iyi oyuncuları” ile kurduğu ortaklıkla oyların yarısına yakınını toplasa da bugünden ille başbakanlığa atanacak, hükümeti kuracak demek zor. İtalya’da iktidar seçimlerden sonraki koalisyon arayışlarıyla renk ve biçim değiştirebilir. Son yıllarda olup bitenler bunun ispatı. Üç partinin ve liderlerinin her konuda yüzde yüz anlaştıkları da söylenemez.
Dahası, birbirini hiç sevmeyen Salvi (aynen) ile Giorgia arasındaki çekememezliğin ciddi atışmaya, dalaşmaya kadar gitmesi olasılığı da var. Bir kadın ile bir erkek, aşırı sağ ve ırkçılığın, yabancı düşmanlığının tekeline sahip çıkmak için birbiriyle yarışacak. Bu ikisinin bakanlıkları paylaşma ve benzeri konularda da epey kavga etmesi bekleniyor…
HÜKÜMET KURSALAR BİLE…
Bu nedenlerle, hükümeti kursalar da, iktidara gelseler de kalıcı olamayabilirler. Bu tür ortaklıklarda belirleyici olanlardan biri parti liderlerinin birbiriyle samimi biçimde anlaşıyor olması. Öncelikli şart. İtalya’da böyle bir uyuşum, anlaşım, paylaşım mevcut değil. Dahası adı geçen iki siyasetçinin ikisi de “kurt”. Bakalım neler anlatacak, nasıl “oynayacaklar”? Kim kimi yutacak. Bu takımı açıkça tutan, destekleyen kapitalistler, devletler üstü dev şirketlerin yöneticileri ne diyecekler? Bu ikisini nasıl birbirini ısırmadan çalıştırabilecekler.
Avusturya, Macaristan, Sırbistan, Fransa, İsveç ve diğer Avrupa devletlerinden sonra İtalya da siyahlara bürünüyor. Avrupa’nın gidişi ürkütücü. Avrupa Birliği sarsılıyor. Kurucu üyelerden birinde aşırı sağ iktidara gelmek üzere. Bakalım daha neler göreceğiz? Avrupa’da seçime katılım oranlarının düşüklüğünün de altı çizilmeli.
Sonuç: Demokrasiye güven azalıyor, aşırı sağ ve ırkçılık kaz adımlarıyla yürüyor. Bir çare. Brezilya seçimleri de geliyor. Bakalım kim kazanacak?
Prof. Dr. M. ŞEHMUS GÜZEL – PARİS
FOTO: AA