Dünyanın dengesi bozulunca: Herkes ayrı telden…
Sosyal medyada paylaşılan “iğrenç” paylaşımların çok daha etkili olduğunu biliyorduk. Meğer algoritmalar bile bunun üzerine kuruluymuş…
Senfoni orkestrası 4 ana çalgı grubundan 100’den fazla sazın aynı anda, ama uyumlu bir şekilde bir eseri icra eden müzisyenlerden oluşur. Senfoni orkestrası, tahta nefesli (flüt, obua, klarnet, fagot), bakır nefesli (korno, trompet, trombon, tuba), vurmalı (timbali, zil, davul, çan, piyano) ve yaylı/telli (keman, viyola, viyolonsel, kontrbas, harp) çalgılardan oluşur.
Aslında senfoni orkestrası tamamen farklılıklardan oluşur. Ama piyano, keman veya trompet kendi olur, bir bütünlük içerisinde. Farklılıklardan oluşan bütünlük dinleyicinin ruhuna siner, kendine bağlar.
Hayatta da olduğu gibi.
Herkes ayrı telden çalınca senfoni değil, kakofoni ortaya çıkıyor doğal olarak.
YENİ DÜNYA DÜZENİ, YENİ MEDYA DÜZENİ…
Geçen yüzyılın son on yılında doğu bloku tarih sahnesinden çekilince, yeni dünya düzeni konuşulmaya başlandı. Yeni dünya düzeninde iki kutuplu dünyadan tek kutuplu dünyaya geçtik.
Dünyanın dengesini bozduk…
Yeni yüzyılda yaşanan “internet devrimi” ile birlikte sosyal medya ağları gelişti. Sosyal medyanın herkes tarafından kullanılması beraberinde yeni medya düzenini getirdi. Klasik medya da etkilendi yeni akım medyadan.
Klasik medyada görev yapan gazetecilerin belirli sorumlulukları vardı ve hâlâ bu sorumluluklar çerçevesinde hareket ederler. Gazeteciler, evrensel gazetecilik ilkelerine saygı duyar, okura ve dolayısıyla kamuoyuna karşı ahlaki sorumluluk hissiyle davranırlar. Ancak sosyal ağları kullananların ahlaki olarak böyle bir yükümlülüğü yok.
Sosyal medya kullanıcıları, aynı anda birçok konuda fikirleri olmasa da, düşüncelerini paylaşırlar. Aynı anda hem doktor olup aşı konusunda ahkâm keserler, hem siyasal bilimci olup siyasetçileri eleştirebilirler, hem de ekonomist olup petrol fiyatları hakkında “engin bilgi ve birikimleri”ni paylaşırlar.
Aynı anda her telden çalarlar…
PAYLAŞIMDA İLGİ ARAYANLAR
Bir süre sonra sosyal medya ağlarını kullanan insanlar daha fazla ilgi çekmek, daha çok tepki almak ve daha çok konuşulmak için her türlü “iğrenç”liğe başvuruyorlar.
Sosyal medyada (Facebook) paylaşılan “iğrenç” paylaşımların çok daha etkili olduğunu biliyorduk. Ancak The Wall Street Journal gazetesinde yayınlanan “gizli belgeler” Facebook’un bu durumu bildiğini ve sosyal medya ağlarının algoritmasını bunun üzerine kurduğunu ortaya koydu.
Gent Üniversitesi Öğretim Üyesi Koen Ponnet, yalan, iftira ve iğrençlik içeren olumsuz paylaşımların kullanıcıların daha çok dikkatini çektiğini hatırlattı.
Sosyal-Psikolog Koen Ponnet, “İnsanlar genelde olumlu (pozitif) haber okumayı tercih eder. Bu haberleri okurken bilinçaltında kendisiyle kıyaslama yapar. Başarı hikâyesi okurken, kendisinin başarısızlığı ile yüzleşir. Ancak, olumsuz (negatif) haberlerde ise bilinçaltında kendi başarısını ortaya çıkar, egosu okşanır. Bu nedenle de sosyal medyada olumsuz paylaşımlar yapmaya yönelirler” değerlendirmesinde bulundu.
***
Fatma Girik’in ardından:
Hep içimizde kalacaksın; güle güle mavi bakışlı, güzel yürekli kadın…
FİKRET AYDEMİR – BRÜKSEL
FOTO: AA