Almanya’ya Türk işgücü göçünün 60’ıncı yılı kutlamalarının kültür – sanat adına ve sosyal açıdan en önemli projelerinden biri olan “Almanya Türküleri”, çok ilginç bir proje oldu. Ne mi oldu? “Yıllar boyunca ne listeye girdiler ne de bir ödül aldılar. Sanki yok hükmündeydiler. Onca yıl onlardan yükselen seslere kulak kabartan çıkmadı....
13.10.2021
0
165
Büyük bir olay bu. AKP Ankarası, banka bilgilerinin otomatik aktarımıyla, Avrupa Türklerinin desteğini yitireceğini biliyordu. Boş verdi, finans kanallarının kapanmasına tahammül edemezdi. 6 milyon insanı “dımdızlak ortada bırakmayı” göze alabildi. Cumhuriyet tarihinin tanık olmadığı bir yağmanın üzerinde yükseliyordu, bu korkunç servetin güvenli limanlara aktarılmasında bir kesintiye göz yumamazdı. Böyle mi...
Almanya halkı büyük şok altında ve üzüntülü. Sürekli artan ölüm sayıları ve yüzlerce kayıp insan. Yıkılan evler, sulara gömülen ya da çatıya çıkan araçlar, sular altında kalan işyerleri… Ülkenin batısı mahşer yeri… Hal böyleyken afet bölgesindeki felaketzedeleri Cumhurbaşkanı Walter Steinmeier ve Kuzey Ren-Vesftalya Başbakanı Armin Laschet ziyaret etti. Afetzedelere yardım...
Hessen eyaletinde müfredata alınmayan Türkçe kararı, acı bir gerçeğin altını çizdi aslında: Türkiye kökenli toplum, Türkçe ile ilgilenmiyordu, aydın endişeleri taşımıyordu ve Alman siyaset sınıfı da bu ilgisizliği görmezlikten gelmiyordu. Türkçe gazete bile yaşatamayan bir topluluğun hangi talebi ciddiye alınabilirdi ki? “Mea culpa”, evet: Bu aşağılanmada suç, başkalarına ait değil....
Seçimlere yaklaşık iki buçuk ay kala iktidar şansı en yüksek partilerden biri olan Yeşiller’e özellikle ana akım medyadan salvolar bitmek bilmiyor. Anketlerde son haftalarda sürekli gerilese de, bu partiye olan destek eski zamanlardaki mütevazı rakamların çok üzerinde. Yeşiller, büyük sermaye dahil birçok çevrede, 2008’den beri bitmek bilmeyen krizi frenleyecek ve...
Birbirleriyle “muhafazakârlık” yarışına giren Hessen’deki koalisyon ortakları CDU ve Yeşiller’in, ırkçı parti AfD ile el ele verip Türkçeyi müfredat dışına atmasına mı öfkelenelim, gösterdikleri mazerete mi gülelim? Göçte 60 yılı geride bırakan Türklerin zekâsıyla alay eden siyasetçiler, pilot proje kapsamında Türkçe derslerini uygulamaya geçirdiklerini, ama talep olmadığını bildiriyorlar. İyi de,...
İktidar-muhalefet el ele yurt dışındaki milyonlarca Türkiye kökenliyi uçurumdan aşağıya yuvarladı. Özellikle de Almanya-Avusturya-Hollanda-Belçika hattındakileri. İktidar 2014’ten beri yolunu yaptı, muhalefet ise çıt çıkarmadı. Şimdi milyonlarca insanımız yasalar karşısında potansiyel suçlu olarak duruyor. Hele Almanya’dakiler… Yurtdışı Türkleri, küresel vergi kaçakçılığıyla mücadeleyi hedefleyen “Finansal Hesap Bilgilerinin Otomatik Değişimi Anlaşması”na iktidar-muhalefet eliyle ...
20 Temmuz 1944 suikastçısı Albay von Stauffenberg ile Sedat Peker arasında bir paralellik kurabilir miyiz? Belki. Sonuçta, siyasal rejimlerinin çöküşü kendi içlerinden, kendi kadrolarından tepkilerle de hızlanır. Ağacın kurdu içinden olduğu içindir bu. Rejimler çökme belirtileri gösterdiğinde, o rejimin sadık kadroları arasından “ifşacılar” ve “suikastçılar” mutlaka çıkar. Bir mesaj verirler...
Almanya’da 1990 yılından itibaren neonazi saldırılar ve ırkçı terör 200’den fazla can aldı. Her ırkçı terör saldırısının ardından ve anmalarda şu sükseli lafları duyduk: “Unutmayacağız, Unutturmayacağız!” Ee, ne oldu? Hem unuttunuz hem de unutturdunuz… Solingen’i… Mölln’ü… Hoyersverda’yı… Hanau’yu… NSU cinayetlerini… NSU 2.0 ırkçı tehdit mektuplarını… Kassel Bölge Valisi Walter Lübcke’yi…...
Türkiye’de ”Fethullahçı Terör Örgütü-FETÖ”, Almanya’da ise ”Hizmet Hareketi” olarak bilinen Gülen yapılanması çok uzun yıllardır demokratik kurum, kuruluşların uyarılarına rağmen ivme kazanarak güçleniyor. Şimdi de Berlin’de “anıtsal bir kök” salmayı başardılar. Ateşle mi oynanıyor? Gülen hareketine yakınlığıyla bilinen ülkedeki tartışmalı yapılanmalar, “Fethullah Gülen ile bir alakamız yok“ inkârının arkasına sığınıyorlar....
Türkiye nefreti satanların kolay yükseldiği, bu sayede Türk faşistlerine iyi hizmet verdiği bir Almanya Avrupası’ndayız. Bu sahnede Shermin Langhoff’lar kariyer yapmayacaktı da kim yapacaktı? Yaşlılık veya hastalıklarında onlar aşağılanmayacak da kimler aşağılanacak? Ünlü bir tiyatrocu ailenin “gelini” olarak kariyer yaptığı söylenebilir mi? Haksızlık olur mu? Sonuçta yıllardır Berlin’de Avrupa tiyatro...