Avrupa’nın en zengininde çöküş korkusu: Salgının gidişatı hangi yönde?
Federal Almanya’da yoğun bakım tıbbı çöküşün eşiğinde. Durum gergin. Salgın hastalıklar konusunda tek otorite Robert Koch Enstitüsü Başkanı Lothar Wieler, “Saat on ikiyi beş geçiyor” diye uyardı.
Almanya’da yaklaşık 25 milyon insan aşılanmamış. Şu anda Almanya genelinde Sars-CoV-2 ile enfekte olan sayısı artıyor, günlük vaka sayısı 40-50 bin sınırında dolaşıyor. Ölüm vakaları da 200’lerde. 2600’den fazla yoğun bakım hastası var. Bu sayı her dört haftada bir ikiye katlanıyor. Kliniklerin aşırı yüklenmesi durdurulamıyor. Çok sayıda hastane yeni hasta kabul edemiyor. Almanya’nın en büyük sağlık kuruluşlarından biri Berlin Charité. Orada korona hastaları için daha fazla personel gerektiği için bundan sonra kesinlikle gerekli olmayan tüm ameliyatların erteleneceğini açıkladı.
Tüm gözler yoğun bakım ünitelerinde. Almanya’nın önde gelen günlük gazetelerinden Süddeutsche Zeitung, perşembe günkü başmakalesinde “Almanya’da yoğun bakım tıbbı çöküşün eşiğinde. Toplum şu soruyla karşı karşıyadır: Virüs bulaşan aşısız bir kişi yoğun bakımda bir yatağı işgal ediyor. Bu yüzden kanser hastası bir kişi yoğun bakımda kapasite olmadığı için ameliyat edilmemeli mi?” diye soruyor.
KLİNİKLERDEKİ GERGİNLİK
Korona durumu ciddi. Kliniklerde durum gergin. Salgın hastalıklar konusunda tek otorite Robert Koch Enstitüsü Başkanı Lothar Wieler, “Saat on ikiyi beş geçiyor” diye uyardı. “Klinikler, özellikle yoğun bakım üniteleri kapasitelerinin sınırında, dördüncü dalga şimdi tüm gücüyle vuruyor. 50.000 yeni vakaya göre her gün 3000 hastanın hastaneye gitmesi ve 200’ünün ölme riski korkunç bir şey” diyor. Salgının en fazla vurduğu bölgelerden Münih Anakent Belediye Başkanı Dieter Reiter, “Mevcut durum sadece dramatik olarak tanımlanabilir” diyor.
Almanya’nın önemli sağlık kuruluşlarından Münih Schwabing Kliniği Başhekimi Clemens Wendtner “Artan vaka sayısından sadece Covid-19 hastaları değil, tüm hastalar etkileniyor. Örneğin kanser cerrahisi genellikle hasta akut bir şekilde zarar görmeden ertelenebilir, ancak metastaz riskinin artması gibi orta vadeli sonuçlar öngörülemez. Son birkaç günde acil durumlarda helikopterler hastaya hızlı bir şekilde ulaşmayı başardı, ancak kontrol merkezinin yoğun bakım yatağı bildirmesine kadar yarım saat beklemek zorunda kaldı. Bu durumlar acil hastalar için hesaplanamaz bir risk haline gelir” diyor.
AŞI OLMAYANLAR
Benzeri sorunlar, endişe önceki dalgalarda da vardı. O dalgalarda salgını kontrol altına almak için her şey yapılıyordu. Covid hastalarını tedavi etmeye odaklamak doğruydu. Ancak şimdi aşılar var. Bu nedenle salgının sona ermesi veya hafifletmesi için kapı yaz aylarında açıktı. Aşı olmayı reddeden milyonlarca insandan bazıları yanlış bir özgürlük anlayışından, bazıları korkudan, diğerleri yayılan dezenformasyon, komplo mitleri yüzünden aşı olmuyor. Aşıya karşı gerekçeler ne olursa olsun, bunun sonucu özellikle aşısız kişiler virüsün daha da yayılmasına yol açıyor. Kliniklerdeki aşısız hastaların sayısı bu tezi doğruluyor.
YOĞUN BAKIM ÇÖKERSE
Alman gazetesi, başmakalenin sonunda şöyle yazıyor:
“Unutulmaması gereken şey şudur. Bu durum aşı olmayı reddedenlerin aksine, hastalıklarına karşı korunma konusunda özgürce karar veremeyen tüm hastaların ıstırabıdır. Acilen ameliyat olması gereken pankreas kanseri hastasının ıstırabıdır. Ameliyat sonrası bakım için yoğun bakımda boş yatak olmadığı için ameliyatı ertelenin ızdırabıdır. Bu adalet tartışması reddedilebir. Ancak toplum ve siyaset bir kenara çekilse bile, sorun öylece ortadan kalkmaz. Sadece ülkenin hastanelerine, toplumdaki en zayıf, ağır hasta insanlara kayar. Ancak nihayetinde, yoğun bakım tıbbı gerçekten çökerse er ya da geç herkesi yakalar. Önümüzdeki birkaç ay içinde kalp krizi geçiren veya ciddi bir araba kazası geçiren herkes, hâlâ orada yardım edebilecek biri varsa mutlu olmalı.”
HALİT ÇELİKBUDAK-FRANKFURT
FOTO: AA
KAYNAK: facebook.com/halit.celikbudak. – fikry anshor on Unsplash