Almanya’da ”Yeşil Troyka”: Kuzey-Güney itişmesi mi?
Avrupa Almanyası’nda aylardır inanılmaz boyutlarda sürdürülen bir propaganda cephesi açık vermeye başladı. Gedikler oluşuyor. Bu gedikleri kamuoyuna en son duyuran ise bu propagandanın merkezlerinden bir ana akım medya organı oldu.
Almanya’da halk, faturalara yansıyacağı kesinleşen her yeni haberin ardından Berlin’in tutumuyla arasına mesafe koyuyor. Başlarda görülmeyecek kadar belirsiz olan bu mesafe, artık görünür olmaya başladı.
“Halk yoksullaşacak ve faturalar üç kat artacak” duyuruları yapan yeşil ve sosyal demokrat bakanlara yönelik homurdanma tepkiye dönüşür mü? Güney Almanya mesela, Kuzey Almanya ağırlıklı federal hükümete itirazlarını artırır mı?
Enerji darboğazının önce kendi boğazını sıkacağını anlayan halkın, özellikle dargelirli katmanların “Bu maceranın faturasını bize yükleyecekler!” duygusu hızla yayılıyor. Son günlerde Rusya karşıtı uluslararası yaptırımlar ve Berlin hükümetinin anti-Rus kampanyaları inandırıcılığını yitirmeye başladı. “Rusofob” tutum toplumda hâlâ egemen, ama bu karşıtlığın “enerjisizlikle sonuçlanmasını” da istemiyorlar.
Yeşil bakanların açıklamaları, özellikle de Ekonomi Bakanı Robert Habeck ile Tarım Bakanı Cem Özdemir’in “değerlendirmeleri” ve “savaş-silah-katil Putin” çağrıları, toplumda eski olumlayıcı yankıyı bulamıyor. Ancak bunu ne hükümetin sosyal demokrat başkanı Olaf Scholz ne de diğer üyeler görmek istiyor. Washington çizgisi ağırlığını koruyor.
Fakat mesele de başka yönlere, “içerilere” kayıyor. Örnek mi? ABD’nin Avrupa’nın başına ördüğü bu çorabın maliyeti görünür oldukça, Almanya’nın güneyi ile kuzeyi arasındaki karşıtlık da görünür olmaya başladı. Bunu Bavyera Başbakanı Markus Söder hafta sonundaki en büyük medyada kendince “ihsas” etti.
YouTube kanalı Sınırsız TV’de yayınlanan “Hangi Avrupa?” adlı programda Işın Ertürk’le programın daimi konuğu gazeteci-yazar Osman Çutsay, “Hükümetin şahin tutumunda gedikler mi oluşuyor? Sanayiden gelen uyarılar siyasete nasıl yansıyor? Ya halk? Halk üzerine boca edilen ‘Savaş var, silah var, asla müzakere yok!’ propagandasının alıcısı olmayı reddetmeye mi yöneldi?” sorularına yanıt arıyor.
YENİ POSTA – FRANKFURT