Netanyahu’nun İran saldırısının hedefi ne? Rejim değişikliği mi, nükleer programın yok edilmesi mi?

Netanyahu’nun İran saldırısının hedefi ne? Rejim değişikliği mi, nükleer programın yok edilmesi mi?
Yayınlama: 17.06.2025
16
A+
A-

İsrail’in İran’a yönelik saldırılarının temel amacı yalnızca nükleer tehdit mi, yoksa asıl hedef Tahran’daki rejimi devirmek mi? Alman eleştirel haber analiz platformu NachDenkSeiten’da yayımlanan analizde, gazeteci Ramon Schack, Netanyahu hükümetinin İran’a karşı başlattığı savaşın gerisindeki stratejik niyetleri sorguluyor.

İsrail’in Ulusal Güvenlik Danışmanı Zachi Ha-Negbi, kamu radyo kurumu Reschet Bet’e yaptığı açıklamada, İsrail’in İran’a yönelik saldırılarının “belirli hedeflerle” sınırlı bir zaman dilimini kapsadığını ve bu saldırıların yalnızca İran’ın nükleer tehdidi ve füze kapasitesi ortadan kaldırıldığında son bulacağını söyledi. Likud Partisi mensubu olan Ha-Negbi, İsrail’in şu ana dek planlanandan daha ileri bir aşamada olduğunu da vurguladı.

İsrail’in nükleer tesisleri hedef alabileceğini açıkça ifade eden Ha-Negbi, dağların derinliklerine inşa edilen Fordo Nükleer Tesisi’nin de “ele alınabileceğini” belirtti. Tesisi tamamen imha etmeye yönelik doğrudan bir açıklama yapmaktan kaçınsa da, tam yıkımın hedeflenmediği izlenimini verdi.

ASIL HEDEF İRAN REJİMİNİ DEVİRMEK Mİ?

Bu ifadeler, Netanyahu’nun 1990’lardan bu yana “İran nükleer bombası” tehdidiyle dünyayı uyardığı düşünüldüğünde dikkat çekici. Nükleer tehdidin ortadan kaldırılmasından önce İran’daki rejimin devrilmesi mi hedefleniyor?

Analizde bu olasılığın İsrail açısından “tarihsiz” bir bakışla anlamlı görünebileceği belirtiliyor. Zira Şah Rıza Pehlevi döneminde, özellikle 1960’lardan itibaren İsrail ve İran arasında gayriresmî ancak stratejik düzeyde çok yakın ilişkiler vardı. Hatta bu durum o dönemde “evlilik cüzdanı olmayan bir aşk ilişkisi” olarak tanımlanıyordu.

Bugün de İsrail yönetimi, İran halkına sempati duyduğunu ve onları diktatörlükten “kurtarmak” istediğini sık sık dile getiriyor. Netanyahu ve Şah’ın oğlu Rıza Pehlevi defalarca İran halkını rejime karşı ayaklanmaya çağırdı. Ancak İran-Irak savaşının başında, İranlı monarşi yanlısı bazı subayların İslam Cumhuriyeti’ne karşı duydukları hoşnutsuzluğa rağmen gönüllü olarak cepheye koşmaları, halkın böyle bir değişim için ne kadar istekli olacağı sorusunu gündeme getiriyor.

Netanyahu’nun kısa süre önce Fox News’e verdiği röportajda, rejim değişikliğinin “kesinlikle bir sonuç” olabileceğini söylemesi bu tartışmayı daha da derinleştirdi. “İran rejimi çok zayıf,” diyen Netanyahu, İran halkının çoğunun bu yönetimden kurtulmak istediğini öne sürdü. Ancak aynı hükümetten Ha-Negbi, rejim değiştirmenin savaş planının bir parçası olmadığını belirtti. Bu açıklamalar, İsrail hükümetinin hedefleri konusunda çelişkili bir tablo çizdiğini gösteriyor.

NETANYAHU İÇİN SAVAŞ BİR İÇ SİYASET ARACI MI?

Ramon Schack’a göre, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun bu savaşı başlatmasının arkasında iç politik nedenler de yatıyor olabilir. Son seçimde kıl payı görevde kalan Netanyahu, yolsuzluk suçlamaları nedeniyle yargılanma tehdidiyle karşı karşıya. Bu nedenle, iç kamuoyunu konsolide etmek için savaş atmosferinden medet umuyor olabilir. İsrailli bazı yorumcular, Netanyahu’nun böylece otoritesini koruyabileceğini ve koalisyonundaki aşırı sağ güçlerle işbirliğini sürdürebileceğini belirtiyor.

İngiltere-İsrail kökenli tarihçi Avi Shlaim, Netanyahu’yu “sürekli çatışma doktrininin savunucusu” olarak tanımlıyor. Ona göre Netanyahu, barışçıl çözümleri bilinçli olarak dışlıyor ve bölgede istikrarsızlık yaratıyor. Gazze’deki yıkım, İran’a açılan savaş ve bölgesel çatışma riski de bu stratejinin parçası.

SİVİLLER HEDEF Mİ?

Tartışma yaratan bir başka gelişme de İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant’ın sosyal medya paylaşımı oldu. İran’ın İsrail’e yönelik füze saldırılarına karşılık olarak Gallant, “İran halkı bunun bedelini ödeyecek” ifadesini kullandı. Gelen tepkiler üzerine bir sonraki açıklamasında, sivilleri hedef almadıklarını belirtti. Ancak bu sözler, savaşın kontrolden çıkma tehlikesine işaret ediyor.

İsrail’in İran’a yönelik savaşında hem bölgesel barış hem de küresel güvenlik büyük bir tehdit altında. Netanyahu hükümetinin hedefleri açık olmadığı gibi, savaşın sonucu da öngörülebilir değil.

YENİ POSTA – STUTTGART

KAYNAK: https://www.nachdenkseiten.de/?p=134584

FOTO: engin akyurt – Unsplash