Avrupa’nın korkusu: “Filistin” tutmazsa “Ukrayna” da sorgulanır
Daha önce benzeri görülmemiş bir protesto mektubuyla 850 Avrupa Birliği çalışanı, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in Gazze’deki savaşa ilişkin “küstah politikasını” eleştirdi.
Arka planda, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları ve 7 Ekim’deki Hamas katliamlarının ardından sivil halka gıda ve suyun kesilmesine ilişkin Brüksel’in yapması gerekenlere yönelik tartışma yer alıyor.
AB’deki çoğunluk İsrail’in uluslararası hukuka uymasını talep ederken, von der Leyen ise başlangıçta bunu yapmayarak Berlin’in tutumunu benimsemişti. Bu bağlamda, protesto mektubunda Gazze’deki sivillere yönelik “belirgin kayıtsızlıktan” “endişe duyulduğu” belirtiliyor ve şu mesaj veriliyor: “AB tüm güvenilirliğini riske atıyor.”
İşte bu tam da geçen hafta içeriden birilerinin uyardığı bir şeydi. German Foreign Policy haber portalında yer alan bir analizde sadece AB’ye değil, bir bütün olarak Batı’ya atıfta bulunulduğuna işaret ediliyor. Yazıya göre bunun arka planında, Güney’deki pek çok ülkenin Orta Doğu’daki çatışmada Filistinlilerin yanında yer alması, ancak Batı’nın muhalifleri söz konusu olduğunda en sert şekilde eleştirdiği savaş eylemlerinin – örneğin Ukrayna savaşında Rusya söz konusu olduğunda – İsrail’in Hamas’a karşı eylemlerinde sorgusuz sualsiz hoş görüldüğünü artık bilmem kaçıncı kez tescil etmek zorunda kalması yatıyor. Bu durum özellikle sivil altyapıya yönelik saldırılar ve sivillerin enerji, gıda ve su kaynaklarından mahrum bırakılması için geçerli. Örneğin Financial Times üst düzey bir G7 diplomatının şu uyarısını aktardı: “Güney’deki savaşı kesinlikle kaybettik. Ukrayna hakkında söylediklerimiz Gazze’ye de uygulanmalı. Aksi takdirde tüm güvenilirliğimizi kaybedeceğiz. Brezilyalılar, Güney Afrikalılar, Endonezyalılar… insan hakları konusunda söylediklerimize neden inansınlar ki? Kuralları unutun, dünya düzenini unutun. Bizi bir daha asla dinlemeyecekler.”
Öte yandan AB çalışanlarının ikiyüzlülüğe başkaldırmasına paralel İsrail ablukası altındaki Gazze Şeridi’nde yaşayan iki milyondan fazla insanı elektrik ve yakıttan mahrum bırakmasına bir tepki de BM İnsan Hakları Komiserliği’nden geldi.
Açıklamada “Gazzelilerin İsrail tarafından topluca cezalandırılmasının da, sivillerin kaçırılmasının da savaş suçu” olduğuna dikkat çekildi.
Tüm bunlar olurken AB, sivillerin korunması ve yardım malzemelerine erişebilmesi için bölgedeki ortaklarıyla işbirliğine gitme niyetinde görünüyor. DW Türkçe’ye göre AB üyesi 27 ülke, Gazze’de “insani yardım koridoru açma ve çatışmaya ara verme” çağrısında bulundu. Uzun tartışmalarınardından ortak bir deklarasyon üzerinde anlaşabildi.
https://youtu.be/nN2RjPvd3_g?si=IBOm-W7nbzKV83Ah
Yeni Posta gazetesinin YouTube kanalında İsveç’ten gazeteci Seda Şanlıer ve Almanya’dan gazeteci yazar Osman Çutsay “İsrail – Filistin” gerilim hattının Avrupa’ya yansımaları, ana akım medyanın Filistin meselesini aktarma tarzı, Filistin konusunda Ukrayna meselesinde daha önce olduğu gibi AB ülkelerinin bu kez topyekun hazırola geçmemesinin yankılarına ilişkin Işın Ertürk’ün sorularını yanıtlıyor.
Programda kasım ayında NATO üyeliği gerçekleşmesi beklenen İsveç’teki son durum ve Kuran yakan Salwan Momika’nın hakkında çıkan sınırdışı kararı da ele alınıyor. Aynı zamanda Almanya’nın Ekonomi ve İklimden Sorumlu Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Robert Habeck’in Türkiye ziyaretine yönelik değerlendirmeler ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. Yılına yönelik Avrupa basınına yansıyan yorumlar da yer alıyor.
YENİ POSTA – STUTTGART
FOTO: elena-mozhvilo-unsplash