Yaptırım karşıtı protestolar korkuttu: Almanya’da sokağa askeri müdahale tehlikesi mi var?
Federal Almanya’da ülke içinde “Bölgesel Komutanlık” kuruldu. Komutanlığın başına ise Korgeneral Carsten Breuer getirildi. Yeni komutanlık üzerinden savunma bakanlığı ile Alman ordusunun ülke içindeki yönetimi tel elde birleştirilecek. Böylece “asker” ve “sivil” de, otoritelere göre, tehlikeli bir biçimde birbirine karışacak.
Bu hamle ile Berlin, gittikçe büyüyen protesto dalgası da göz önüne alındığında “yaptırım karşıtı eylemleri” mi baskı altına çalışacak? Ülkenin militarizasyonu, salgın döneminde korona tedbirleri politikasıyla zaten önemli ölçüde artmıştı.
UKRAYNA BAHANE Mİ?
Alman gazeteci Tobias Riegel’in NachDenkSeiten adlı eleştirel habercilik ve analiz portalında kaleme aldığı bir analize göre, Alman Savunma Bakanlığı ve silahlı kuvvetlerin yönetimi yeni bir komutanlıkta birleştirilmesindeki ana neden, “Ukrayna’daki Rus saldırısından sonra değişen güvenlik durumuna yanıt.”
Geçen pazartesi hizmete başlayan Bölge Komutanlığının başına ise Başbakan Olaf Scholz’un korona kriz ekibine daha önce başkanlık etmiş olan Carsten Breuer getirildi. Komutan Breuer, artık tam olarak barıştan söz edilemeyeceğini, ancak henüz savaşın da olmadığını belirterek, yeni komutanlıkla Almanya’nın güvenlik yapısı üzerinde melez bir etki yaratmayı hedeflediklerini ve istikrarsızlaşmaya en iyi yanıtı vermek istediklerini bildiriyor.
Ekonomi gazetecisi ve yazar Norbert Häring ise ağustos ayında kaleme aldığı bir yazıda yeni komutanlık planları hakkında şunları yazmıştı:
“Alman Ordusu Bölgesel Komutanlığı’nın (TerrFüKdoBw) aslında Ukrayna savaşıyla kesinlikle hiçbir ilgisi yok. Bu komutanlık mevcut ve gelecekteki olası tüm sivil ve askeri iç görevleri karıştırmayı amaçlıyor. İdari ve afet yardımı, sivil-asker işbirliği de dahil olmak üzere, iç güvenlik bağlamında ulusal kuvvetlerin operasyonel yönetiminden sorumlu olacak. NATO’nun ulusal ve ittifak savunması, afet kontrolü ve salgınlarla mücadele planlarına uygun olarak hem kendi birliklerinin hem de ittifak birliklerinin ulusal konuşlandırmalarını organize etmekten sorumlu olacak.”
ASKERLER MEDYAYA VE SOSYAL AĞLARA MÜDAHALE EDEBİLECEK Mİ?
Savunma Bakanlığı ise “hibrit savaş yönetimini” tehlikeli derecede belirsiz bir şekilde “karşıt güçlerin klasik askeri operasyonlar, ekonomik baskı, altyapıya yönelik hacker saldırıları ve hatta medya ve sosyal ağlardaki propagandanın bir kombinasyonuna dayanması” olarak tanımlıyor. Korgeneral Breuer de “Bunda tüm spektrumda ustalaşmak, bu komutanlığın özünü oluşturan şeydir” diyor.
Gazeteci Tobias Riegel bu noktada şu soruyu yöneltiyor:
“Öyleyse gelecekte askerler Almanya’da medyada ve sosyal ağlarda propagandayı böyle tanımlayıp ve sonra da kontrolü altına mı alacak?”
YENİ KOMUTANLIKTA 550 ASKER 250 SİVİL ÇALIŞACAK
Medyada yer alan haberlere göre, yeni Bölgesel Komutanlık, ordu, hava kuvvetleri, donanma, tıbbi hizmet ve siber/bilgi alanı dahil olmak üzere ülke için güvenlikte “kuvvetlerin operasyonel yönetimini” içeriyor. Bu aynı zamanda idari ve afet yardımı, hibrit tehdit durumları, sivil-asker işbirliği ve ”müttefik kuvvetlerin Almanya’da konuşlandırılmasını koordine etme” veya Almanya üzerinden birlik nakillerini de içeriyor. Yaklaşık 550 asker ve 250 sivil bu görevleri üstlenecek ve bir harekât merkezinde günün her saati görev başında olacak.
Peki Alman temel yasası “yerel konuşlandırmalar” hakkında ne diyor?
“Federal Almanya Cumhuriyeti Temel Yasası, Madde 87a:
(3) Savunma durumunda ve gerilim durumunda, silahlı kuvvetler, savunma görevlerini yerine getirmek için gerekli olduğu ölçüde sivil nesneleri koruma ve trafik kontrol görevlerini yerine getirme yetkisine sahiptir. Ayrıca, sivil nesnelerin korunması da savunma durumunda ve gerilim durumunda polis önlemlerini desteklemek için silahlı kuvvetlere devredilebilir; silahlı kuvvetler sorumlu makamlarla birlikte çalışır.
Federal Almanya Cumhuriyeti Temel Yasası, Madde 91:
- Federasyonun veya bir eyaletin varlığına veya özgür demokratik temel düzenine yönelik yakın bir tehlikeyi önlemek için, bir eyalet, diğer eyaletlerden polis kuvvetlerinin yanı sıra diğer yönetimlerden kuvvetler ve kurumlar ve Federal Sınır Polisi talep edebilir.
- Tehlikenin söz konusu olduğu bölge tehlikenin kendisi ile mücadele etmeye istekli veya muktedir değilse, Federal Hükümet bu ülkedeki polisi ve diğer ülkelerin polis güçlerini talimatlarına tabi tutabilir ve Federal Sınır Polisi birimlerini görevlendirebilir. Emir, risk ortadan kalktıktan sonra kaldırılmalıdır. Tehlike birden fazla eyalet alanını kapsıyorsa, Federal Hükümet, etkili kontrol için gerekli olduğu ölçüde eyalet hükümetlerine talimat verebilir.”
2012 yılında ise medyada şu bilgiler yer almıştı:
”Karlsruhe, Alman ordusunun içeride silahlı konuşlandırılmasına izin veriyor: Anayasa mahkemesi, askeri güçlerin yurt içinde konuşlandırılması yasağını görecelileştiriyor. Alman ordusu artık sert koşullar altında teröristlere karşı harekete geçebilir.”
KORONA POLİTİKASIYLA İÇ MİLİTARİZASYONA ALIŞTIRILDIK MI?
Tobias Riegel haber-analizde şöyle devam ediyor:
“Korona tedbirleri politikası, halkı Almanya’da ordunun daha önce alışılmadık varlığına zaten alıştırdı: Dediğim gibi, korona kriz ekibi asker Breuer’e bağlıydı. Askeri uçaklar hastaları medya eşliğinde taşıdı. Aşı merkezlerinde insanlar askerlerle karşılaştı. Şimdi askerlerle karşılaşıldı. Aşı merkezleri ve Militarizasyon Bilgi Merkezi. 2020 tarihinde Alman ordusunun 5 bin askeri salgınla mücadele kapsamında görev yaptı.”
“YAPTIRIM KARŞITI” PROTESTOLARA MI HAZIRLANILIYOR?
Yaptırım politikasına karşı Almanya’da her geçen gün protestoları, “Putin propagandası”, dış güçlerin oyunu ve eylemcileri de “kullanılmaya elverişli aptallar” ilan edip tepkileri önceden şeytanlaştırmaya yönelik resmi çabalara işaret eden Tobias Riegel, şu saptamada bulunuyor:
“Benim düşünceme göre, örneğin doğal afetler durumunda Alman ordusundan yardım, çok fazla bürokrasi olmadan mümkün olmalıdır. Bununla birlikte, bir yanda bu tür yardımlar ile diğer yanda iç askeri operasyonlar arasındaki sınırların (örneğin, yetersiz tanımlanmış ‘hibrit saldırıların’ kontrolü) bulanık olmamasına özen gösterilmelidir. Ki böylece Alman ordusunun bir noktada kendi halkının hakkı olan protestolara müdahale etme yetkisi de önlenebilmelidir.”
YENİ POSTA – STUTTGART
FOTO: AA / BUNDESWEHR