Özgürlükler ülkesinde gazeteciliğe kötü emsal: Yanlış karar temyizden döner

Özgürlükler ülkesinde gazeteciliğe kötü emsal: Yanlış karar temyizden döner
Yayınlama: 11.05.2021
36
A+
A-

Gazeteci-yazar Erdinç Utku, “özgürlükler ülkesi Belçika’da” bir gazetecinin yaptığı haber nedeniyle hapis cezasına çarptırıldığına işaret etti. Utku’nun Brüksel’de uzun yıllardır yayımlanan Binfikir gazetesi için kaleme aldığı yazıyı sunuyoruz.

Yazarına, çizerine, sanatçısına ve gazetecisine gölge etmeyen, genellikle destek olmaya çalışan ve en azından köstek olmayan bir ülke Belçika. Ancak Brugge Ceza Mahkemesi aldığı bir kararla Belçika’nın karizmayı çizdirecek gibi. Flaman resmi TV kanalı VRT’nin gazetecilerinden Bart Aerts yaptığı bir haber nedeniyle 4 ay hapis cezası aldı. Kararın 4 yıl sonra verilmesi nedeniyle ceza ertelendi. Uzmanlar bu kararın Belçika yargısında kötü bir emsal oluşturacağını söylüyorlar.

Tarih boyunca aydınların ve sanatçıların bazen sürgüne gönderildiği bazen de kendi isteğiyle sığındığı sıcak bir ikinci yuva Brüksel. Avrupa’da bir “özgürlükler başkenti” aslında. ( Bu konuda daha önce yazdığım bir yazı ilginizi çekebilir: https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/surgunleri-meshur-sehir-1486391).

Halkın çıkarı doğrultusunda bazı bilgilerin açık edilmesi gazetecilik sorumluluklarının arasında ve gazetecinin asli görevi. Bazen devletin çıkarları ile halkınki çelişebilir. Böyle durumlarda gazeteci halkın yanında yer almalıdır.

Haber, gazetecilik, habercilik kimin için yapılır? Hükümet için mi, yoksa halk için mi? Hâlâ izlemediyseniz “basın özgürlüğü” konusunda ders olarak gösterilecek bir film olan The Post’u mutlaka izleyin. Tabii ki ABD medyası sütten çıkmış ak kaşık değil, ancak “editöryal bağımsızlık” ve kendi iktidarlarına karşı taviz vermeyen tutumlarına, son olarak Trump’a karşı tutumlarıyla şahit olduk. Brugge Ceza Mahkemesi, gazeteci Bart Aerts’i (44) ve Peter Gyselbrecht’i (42) dava dosyası inceleme hakkını kötüye kullanmaktan dört ay hapis cezasına çarptırdı. Gelelim kötü emsalin ayrıntılarına…

HAKKI KÖTÜYE KULLANMAK MI?

17 Kasım 2016’da, Flamanca resmi TV kanalı Canvas’ta yayımlanan “Terzake” adlı programda, Kasteelmoord (Kale Cinayeti) olarak da bilinen Stijn Saelens cinayetiyle ilgili soruşturmaya ait telefon görüşmeleri yayınladı. Kayıtlar, kurbanın ailesinin Brugge Ceza Mahkemesi’ni etkilediğini gösteriyordu. Ancak, Gent Savcılığı durumun böyle olmadığına karar verdi.

Birkaç gün sonra, Peter Gyselbrecht bir basın açıklaması yaparak telefon dinlemelerini VRT editörlerine sızdırdığını itiraf etti. Peter Gyselbrecht, dava dosyası inceleme hakkını kötüye kullandığı için üç gün gözaltında tutuldu. Daha sonra ise Kale Cinayeti dosyasında şüpheliler arasından çıkartıldı.

Sızan telefon dinlemeleriyle ilgili soruşturmada, gazeteci Bart Aerts ismi olası bir ortak fail olarak öne çıktı. Peter Gyselbrecht ve gazeteci Bart Aerts, 9 Kasım 2020’de dava dosyası inceleme hakkının kötüye kullanılması ve halkın erişemeyeceği telefon görüşmelerinin yayınlanması ile suçlandılar. Ancak Peter Gyselbrecht’in avukatı, müvekkilinin sadece kendisini cinayet dosyasında savunmak amacıyla bunu yaptığının altını çizdi. Bart Aerts ise sadece gazetecilik görevini yerine getirdiğinde ısrar etti. Duruşmada, Terzake’nin bahsi geçen telefon görüşmelerinin yayınlandığı programın dosyada olmadığı ortaya çıktı. Bu sorun nedeniyle sonraki aylarda dava birkaç kez ertelendi.

Yargıçlar, sanıkların Saelens ailesinin ahlaki bütünlüğüne zarar verme niyetinde olduğuna karar verdi. Kararda, Aerts’in “kurbanın ailesini nüfuzunu kullanarak davayı etkilemekle suçlayabileceği” ancak telefon görüşmelerini kullanamayacağı belirtildi.

KAMU YARARI ASILDIR

Kararı şaşkınlıkla karşılayan Flaman Profesyonel Gazeteciler Derneği (VVJ) Genel Sekreteri Pol Deltour “Bu karar bir şok. Beraat edileceğini bekliyorduk. Bir gazetecinin evinin aranması ve haber materyallerine el konulmasından sonra şimdi de mahkûmiyetin gelmesi, tüm gazeteciler için çok tehlikeli. Bart Aerts, davayı etkilemek ve Saelens ailesine zarar vermek niyetinde değildi. Kamunun ilgisini çeken bir dava hakkında bir dizi geçerli soru sormak istedi. Temyizdeki yargıçların tamamen farklı bir şekilde yargılayacaklarını umuyorum. Aksi takdirde bu davanın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşınması kaçınılmaz” şeklinde değerlendirme yaptı. Deltour, “çok yapay olarak oluşturulmuş bir suç” nedeniyle verilen bir mahkûmiyetten bahsetti.

Gazetecilik Araştırmaları Merkezi (UGent) direktörü ve Gazetecilik Konseyi üyesi Prof. Sarah Van Leuven de kaygılı. Bir gazetecinin haberlerinde belge ve delil kullanması nedeniyle mahkûm edilmesini tehlikeli bir emsal olarak gören Van Leuven, “Bir gazeteci perde arkasında işlerin ters gittiğinden şüphelenirse, bu bilgiyi kamu yararı için yayınlayabilir” diyor.

Van Leuven’e göre, kamu yararı burada kesinlikle mevcuttu. Kale Cinayeti çok medyatik ve önemli bir davaydı. Bir gazeteci, özellikle güvenilir kanıt sunabiliyorsa, bir soruşturmanın yürütülmesini sorgulama hakkına sahiptir. Bu telefon dinlemeleri tam da bu amaca hizmet ediyordu.

VRT Haber Merkezi yazıişleri, gazetecilerini desteklediklerini açıkladı. “Kamuyu ilgilendiren bir dosya hakkında sorular soran bir gazetecinin evinin aranması ve materyallere el konulmasının ardından böyle bir karar verilmesinden kaygılandıklarını” belirten VRT NWS’nin yazıişleri “Gazetecimizin yanındayız ve temyize giderse de onu destekliyoruz” diye açıklama yaptı.

YANLIŞ KARAR TEMYİZDEN DÖNER

Yanlış kararın temyizden döneceğinden ve “gazetecilik yapmanın suç olmadığının” tescilleneceğinden eminim. Belçika yargısı özgürlük tarihine sürülen bu lekeyi temizlemezse, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin gerekeni yapması kaçınılmaz.

Gazetecinin sorumluluğunu çok net ve anlaşılır bir şekilde görmek istiyorsanız The Post’u mutlaka izleyin. “Film, ABD devletinin Vietnam’a gönderdiği bir gözlemcinin, Vietnam’da ölen Amerikalı askerleri görmesi ve devletin savaş politikası hakkında halkı kandırmasını anlamasıyla başlıyor. Bunun üzerine gözlemci, gizli belgeleri The Times’a veriyor. Belgeler yayınlandıktan bir süre sonra devlet, “sırlarının açığa çıkarılması casusluktur” diyerek The Times’a dava açıyor. Gözlemci belgeleri, bu kez Washington Post’a veriyor. Aynı davaya Washington Post da dahil oluyor. Ancak mahkeme Vietnam savaşı ile ilgili gizli belgelerin gazetede haber yapılmasının basın özgürlüğü olduğuna, casusluk olmadığına karar veriyor.”

Binfikir, Brüksel merkezli Uluslararası Gazeteciler Federasyonu’nun (International Federation of Journalists) son olarak 12 Haziran 2019 tarihinde yapılan 30. Kongresi’nde uyarlanan ve tüm ulusların gazetecilik örgütlerinin meslek ilkelerine kaynak olan gazetecilik ilkelerine uymayı taahhüt ediyor. İlk madde ise aynen şöyle: “Gazetecinin asli görevi, gerçeğe ve halkın gerçekleri öğrenme hakkına saygı duymaktır.” (https://www.binfikir.be/biz-kimiz/yayincilik-ilkeleri/)

Bir Binfikir yazarı olarak halkın gerçekleri öğrenme hakkına saygı duyan ve bu amaçla haber yapan Bart Aerts’ı sonuna kadar destekliyorum. Gazetecilik, suç değildir.

YENİ POSTA – BRÜKSEL

Kaynak: www.binfikir.be

Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.