Barış Pehlivan Münih’te konuştu: “Muhalefeti dönüştürmeliyiz!”

Barış Pehlivan Münih’te konuştu: “Muhalefeti dönüştürmeliyiz!”
Yayınlama: 20.11.2024
Düzenleme: 20.11.2024 13:24
25
A+
A-

Münih’te Türkiye Grubu tarafından düzenlenen geleneksel Münih Kitap Sergisi, gazeteci ve yazar Barış Pehlivan’ın katılımıyla gerçekleşti. Okurlarının yoğun ilgisiyle karşılaşan Pehlivan, sergide Türkiye’nin güncel meselelerini ele aldığı konuşmasının ardından kitaplarını imzaladı.

Barış Pehlivan, coşkulu karşılama için katılımcılara teşekkür ederek başladığı konuşmasına, “Ama biraz canınızı sıkmaya geldim. Beni çağırdıysanız bunu da göze almışsınızdır, diye düşünüyorum,” sözleriyle dikkat çekti. Cesur gazeteciliğiyle tanınan Pehlivan, konuşmasında Türkiye’nin güncel meselelerine dair geniş bir değerlendirme yaptı. Yenidoğan çetesi skandalından Narin cinayetine, Fethullah Gülen ve tarikatların devlet üzerindeki etkisinden adalet sistemi ve Sinan Ateş suikastına kadar birçok kritik konuya değindi. Muhalefetin rolüne ilişkin eleştiriler de yönelten Pehlivan, toplumsal dönüşüm için daha etkin bir örgütlenmenin gerekliliğini vurguladı.

Yenidoğan çetesi skandalıyla ilgili konuşan Pehlivan, “Dosyayı okudukça öfkemiz katlanıyor. Maalesef şu an sizin duyduklarınız, bizim anlatabildiklerimiz, henüz ortaya çıkan gerçekler buz dağının çok küçük bir bölümü,” dedi. Olayın yeni bir mesele olmadığını belirten Pehlivan, 2008’de Ankara’da yaşanan ve bir ayda 49 yenidoğanın ölümüyle sonuçlanan haberleri hatırlattı. “Ankara’da yeni doğan bebeklerin cesetlerini karton kutuda ailelerine teslim ettiler. Sonra valilik, hastane sahiplerinin, doktorların, başhekimlerin soruşturulmasına izin vermediği için o dosya kapatıldı. Aradan 16 yıl geçti ve hâlâ o kırk dokuz bebeğin nasıl öldüğünü bilen yok,” diyen Pehlivan, Türkiye’deki sağlık sisteminin özelleştirilmesiyle başlayan çürümenin, tarikatların devlet içindeki etkisiyle daha da derinleştiğini belirtti.

Tarikatların devlet kurumlarındaki etkisine ve Sağlık Bakanlığı’nda tarikatların nasıl örgütlendiğine dikkat çeken Pehlivan, bir tarikatın etkisini kırmak için başka bir tarikat mensubunun göreve getirilmesinin çürümenin boyutlarını gösterdiğini ifade etti. Tarikatların bakanlık içindeki kadrolaşmalarını örnek göstererek, bu tür yapılanmaların sadece sağlık sistemini değil, tüm devlet mekanizmalarını nasıl felç ettiğini anlattı. Pehlivan, “Biz Fethullahçılarla neden yıllarca mücadele ettik? Çünkü bir tarikat ya da cemaat, devletin içinde; eğitimde, adliyede, emniyette ve askeriyede bu denli örgütlenmemelidir. Şeyh-mürit ilişkisi, sorgulamaya kapalı bir yapıdır. Gün gelir, devletin kanunlarını değil, şeyhinin sözünü dinler. Nitekim bu yüzden bu ülkenin halkına, sırf Amerika’daki şeyhleri öyle emretti diye, yetişmiş pilotlarıyla bomba yağdırdılar. Biz, Fethullah Gülen’in Türkiye’de kurduğu bu sistemle mücadele ediyorduk. Şimdi siz, 15 Temmuz’dan sonra sadece onlara düşman göründükleri için -ki bana kalırsa, düşman bile değiller- panzehir olarak başka tarikatları koyarsanız, hiçbir şey değişmez. Biri kırk yılda örgütlendiyse, diğeri otuz yılda örgütlenir” şeklinde konuştu.

Pehlivan, Devlet Bahçeli’nin son dönemlerdeki şaşırtıcı çıkışları üzerine, “Türkiye’de şu an yeni bir dönüşümün kavşağı var. Recep Tayyip Erdoğan bütün tarihi boyunca iktidarlarını hep ittifakla sürdürmeye çalıştı. Kimi zaman liberallerle, kimi zaman Kürt hareketiyle, kimi zaman Fethullahçılarla ittifak kurdu. Şimdi ise MHP ile ittifak kuruyor. MHP lideri, Erdoğan’ın kendisini sırtından atmaya çabaladığını görüp, satrançta hamleleri kendi belirlemeye çalışıyor” dedi.

Türkiye’de büyük bir adalet ve güvenlik sorunu olduğunu da belirten Pehlivan, Sinan Ateş katliamını örnek vererek, “Bu davanın Sinan Ateş kimliğinden farklı bir anlamı var. Soruşturulmayan 17 kişi var. Cinayeti azmettiriciler ortaya çıkmazsa Türkiye’deki herkes güvenlik sorunu içinde yaşıyor,“ dedi. Yakında genel af konuşulacağını iddia eden Pehlivan, “Adalet Bakanlığı’nın resmi istatistiğine göre şu an Türkiye’deki cezaevlerinde 72 bin tutuklunun yatacak yeri yok. Beş kez hapis gördüm. Cezaevinin ne olduğunu biliyorum. O insanlar ya nöbetleşe yatıyorlar, ya cezaevinin yemekhanesinde yatıyorlar, ya koridorda yatıyorlar” dedi. Türkiye’nin büyük bir kırılma noktasında olduğunu düşündüğünü belirten Pehlivan, “Bunu belirleyen şey Kürt meselesi olacak, adalet konusunda genel af olacak ve ekonomi olacak” diye konuştu.

Konuşmasında muhalefeti de sert bir şekilde eleştiren Pehlivan, “AKP’nin en güçsüz döneminde geçen yılki seçim kaybedilmemeliydi” dedi. CHP liderinin 2024‘deki seçimlere yönelik, “Hatay’da seçtirecek başka birini bulamadım” açıklamasını, “Yirmi iki yıl önce doğan bir bebeği yetiştirseydiniz, şimdi belediye başkanı yapabilirdiniz!” sözleriyle eleştirdi. Halkın 22 yılda pasif, arkadaşından ve hatta kendinden bile korkar hâle gelmesinde muhalefetin büyük bir payı olduğunu vurgulayan Pehlivan, “Demokrasi, dört beş yılda bir sandığa gidip oy atmak değildir. Ama maalesef muhalefet, Türkiye’deki insanları buna inandırdı,” dedikten sonra Nazım Hikmet’in “E kabahatin çoğu da sende be kardeşim!” dizelerini hatırlattı ve “Bu yüzden şimdi muhalefeti zorlamamız ve dönüştürmemiz gerekiyor” diye konuştu.

Yaptığı haberler nedeniyle şimdiye kadar beş kez cezaevine giren gazeteci, “Korkuya rağmen, korkunun esiri olmadan cesaret gösterip hakkınızı savunmanız gerekiyor. Kendinizden geçebilirsiniz ama çocuklarınız, torunlarınız, sevdikleriniz için bunu yapmalısınız” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı ve Halk TV’de program yapan Barış Pehlivan, etkinliğin soru-cevap bölümünde okurlarının sorularını da tek tek yanıtladı. Etkinlik, Pehlivan’ın ’Sızıntı’, ‘Metastaz’, ‘Cendere’, ‘Mahrem’ ve ‘SS’ adlı kitaplarını imzalamasıyla son buldu.

Mehmet Bayer’in kurucusu olduğu Türkiye Grubu tarafından düzenlenen Münih Kitap Sergisi, yaklaşık otuz yıldır Türkiye’den yazar, gazeteci ve akademisyen konukları okurlarıyla buluşturuyor.

HAMİDE TÜRKER – MÜNİH