Aşırı sıcak ve kuraklık: Avrupa’nın yeni normali
Bu yaz şiddetli orman yangınları Güney Avrupa’yı Portekiz’den Yunanistan’a kadar kuşatmış durumda, mahsuller kuruyor ve sıcaklıkların 40 dereceyi bulduğu kimi şehirlerde hayat dayanılmaz hale geliyor.
Avrupa basınına göre ormanların korunmasında ve önceliklerin belirlenmesinde sorunlar var. İklim politikasında, medyada ve kamuoyunda yanlış giden ne?
IMERODROMOS (Yunanistan)
YANAN BÖLGELERDE YAPILAŞMANIN ÖNÜNE GEÇİLMELİ
Imerodromos web portalı, yanmış ormanlık alanların yapılaşmaya açılmasını utanç verici buluyor ve katı bir yasa çıkarılmasını istiyor:
“Milyonlarca dönüm ormanın yanması, yüzlerce yurttaş ile düzinelerce itfaiyecinin ölmesi ve binlerce mülkün yok olmasıyla sonuçlanan aynı caniyane ormansızlaşma politikaları uygulanmaya devam ediyor, ama iktidarda olan ve on yıllardır da bu konumlarda bulunan hiç kimse ‘yanmış alanlarda arazi satın almak yasaktır’ demiyor. Altı kelime sadece. … Ormancılıktan, çevreden ve makul bir yönetimden yanalarsa, kundakçılığa ve toprak gaspına karşı altı kelimeden ibaret bu cümleyi yasalaştırmak nasıl oluyor da hiçbirinin aklına gelmiyor?”
MEDIAPART (Fransa)
TELEVİZYON TARTIŞMALARI YANLIŞ YÜRÜTÜLÜYOR
Sanat tarihçisi André Gunthert, Mediapart’taki bloğunda televizyon gazeteciliğinin iklim değişikliği konusunda cehaleti ve eylemsizliği teşvik ettiğini söylüyor:
“Televizyon, nedenlere dair analizi sistematik olarak kadercilik halısı altına süpürüyor ve yaşananlara verilecek tepkiyi acil durumla nasıl başa çıkılacağına veya ‘doğru davranışın’ ne olduğu vaazlarına indirgiyor. Hava çok mu sıcak? Yeterince su için, gölgede kalın ve fırsatını bulmuşken serinlemek için dondurma yiyin. … Yaşadığımız bu yaz, birkaç on yıl sonra bizi bekleyenlere kıyasla yalnızca hoş bir şaka gibi. Araştırmalar, izleyicilerin büyük kısmının bunun farkında olduğunu gösteriyor. Medyanın, tartışmanın düzeyine uyum sağlamaktan başka bir seçeneği yok. Ve hemen şimdi!”
LIBÉRATION (Fransa)
TERSİNE İKLİM KATİLLERİ ŞIMARTILIYOR
Sosyolog Eric Klinenberg, Libération’da siyasetçiler açısından hep çözülmesi gereken daha acil sorunlar olmasını eleştiriyor:
”Bu hafta Avrupa cayır cayır yanarken, dünya liderleri yaşam tarzımızı karbonsuzlaştırmak yerine tam tersiyle ilgileniyor: benzin, elektrik, seyahat ve et fiyatlarında indirim! Bugün tek bir seçeneğimiz var: İklimin sebep olduğu tehlikelere uyum sağlamak zorundayız. Esnek bir altyapıya yatırım yapmak, yani daha iyi elektrik şebekelerine, yeşillendirilmiş çatılara, su taşkınlarını yönetebileceğimiz sistemlere ve en önemlisi de ekonomik ve sürdürülebilir konutlara sahip olmak işe yarayacaktır.”
CORREIO DA MANHÃ (Portekiz)
POLİS HAREKETE GEÇMELİ
Correio da Manhã, poliste kaydı bulunan kundakçıların orman yangını sezonunda serbestçe dolaşmasına izin verilmemesi gerektiğini söylüyor:
“Ormanların temizlenmemesinden iç kesimlerin çölleşmesine ve tartışmalı ağaçlandırma politikasına kadar [yangınların] nedenleri yıllardır biliniyor. … Fakat, acilen harekete geçilmesini gerektiren bir konu var. Poliste 700 kundakçının kaydı bulunuyor. Yangınların büyük bir bölümünün suçlular tarafından başlatıldığı dikkate alındığında ve bu kişilerin toplum için tehlike oluşturduğu düşünüldüğünde, yaz aylarında bunların serbestçe dolaşmasına izin verilmemesi gerektiği ortada.”
PÚBLICO (Portekiz)
ÖZEL MÜLK STATÜSÜNDEKİ ORMANLAR BİRLİKTE YÖNETİLMELİ
Üniversite profesörü António Heitor Reis Público’da, hükümetin ihmal edilen özel mülk statüsündeki ormanlar için girişimde bulunmasına izin verilmesi çağrısında bulunuyor:
“Yasalar, orman sahiplerinin kendi ormanlarının idaresinde aktif rol üstlenmesini şart koşuyor. Bu yasaların işe yaramaması, sıklıkla mal sahibinin ölmüş, mirasçılarının uzakta ya da tespit edilemez veya mal sahibinin hayatta ancak yaşlı ve araziyi idare edecek imkânlardan yoksun olmasından kaynaklanıyor. … Benim önerim şu: Devlet, mülkleri müşterek yönetmeli ve idari tedbirler getirmeli. … Belirli bir orman politikası çerçevesinde birileri ormana yatırım yapmak, yerel orman sektörünü güçlendirmek ve istihdam yaratmak isterse, özel koşullar sağlanmalı.”
CORREIO DA MANHÃ (Portekiz)
İHMAL EDİLEN BÖLGELER İNTİKAMINI ALIYOR
Correio da Manhã, 2017’de Portekiz’de gerçekleşen korkunç orman yangınlarının tekrar yaşanma tehlikesi olduğunu yazıyor:
“30 derecenin üzerindeki sıcaklıklar, kuvvetli rüzgârlar ve neredeyse hiç nem olmamasıyla, bu haftaki hava koşulları yangınların yayılması için elverişli bir ortam yaratıyor. Ancak iç bölgeler giderek daha fazla terk edilip unutulmasaydı, bu yangınlar engellenebilirdi. … 2017 kıyametinin üzerinden beş yıl geçmesine rağmen, çok fazla şey yapılmadı. Kanunlarda pek çok iyi niyetli değişikliğe gidildi, ancak bölge daha da ıssız hale geldi. Yeniden büyüyen orman, yeni trajediler yaratmak üzere. Siyaset şu anda alarm durumunda, ancak ilkbaharda, sonbaharda ve kışın iç bölgeler kimsenin umurunda olmuyor. Yangınlar ancak bölge ekonomik bakımdan önem teşkil etmeye başlayınca kontrol altına alınacak.”
TAZ, DIE TAGESZEITUNG (Almanya)
İTALYA’NIN MİLYARLAR YATIRMASI ŞART
Taz, Roma’nın izlediği rotada tutarlı bir değişikliğe gitmesini istiyor:
”İtalya’nın ülkede suyun bol olduğu ve akması için yalnızca tarlalarda sulama sistemlerini, evlerde de musluğu açmanın yeterli olacağı fikrinden kurtulması gerekiyor. Su kıt ve değerli bir ürün. Yeni baraj gölleri inşa etmek, içme suyunun yüzde 40’ının kaybolup gittiği harap haldeki boru şebekesini yenilemek, arıtma tesislerinden gelen temiz suyu artık öylece denize boca etmemek: İleride her yaz sıkıntı çekmek istenmiyorsa, İtalya’nın hızla işe koyularak milyarlar tutarında yatırım gerçekleştirmesi gerekiyor.”
20 MINUTOS (İspanya)
HAKİKATE UYUM SAĞLAYABİLİRİZ
Çevre muhabiri César-Javier Palacios, 20 Minitos’da sıcaklıkların yüksek seyrettiği dönemleri daha katlanılabilir kılmanın basit yolları olduğunu söylüyor: ”Yeni sıcak hava dalgası, yeni acılar. Buna alışmamız gerekecek, zira iklim değişikliği bir hakikat. … İki basit çözüm bulunuyor: saati geri almak ve şehirlerimizi daha yeşil hale getirmek. … Resmi saat uygulamasının güneş saatinden sapması, İspanyol anakarasında sıcaklığın zirveye ancak öğleden sonra 17.00 ila 19.00 arasında ulaşılmasına neden oluyor. … Yataklarımıza dünya saatine ya da güneş saatine göre gitseydik, birkaç derecelik sıcaklıktan kurtulur ve daha iyi uyurduk. Ve ağaca, milyonlarca büyük, kesilmemiş ağaca ihtiyacımız var. Gövdelerinin altının 15 dereceye kadar daha serin olabileceğini biliyor muydunuz?”
LE MONDE (Fransa)
AFETLER ULUSÖTESİ BİR KONU
Bruegel düşünce kuruluşundan bilim insanları Klaas Lenaerts, Simone Tagliapietra ve Guntram Wolff, Le Monde’da iklim değişikliğinin Güney Avrupa’yı daha sert vurduğunu ve bu yüzden AB’nin acilen müdahale etmesi gerektiğini söylüyor:
“AB çapında bir uyum politikasına ihtiyaç var, zira afetler ve bunların önlenmesi genellikle ulusötesi bir konu. Birden fazla ülkeden akan nehirlerin, kuraklık ya da sel vakalarında olduğu gibi hep birlikte idare edilmesi gerekiyor. AB bu alanlarda, örneğin tarım ve kırsal kalkınmada halihazırda belirli yetkinliklere sahip. … İklim değişikliğinin sonuçları ve ülkelerin uyum sağlama konusundaki yetersizlikleri, AB içinde hissedilir hale gelmiş durumda ve siyasi gerilimleri daha da şiddetlendirecek bir iklimsel fay hattı oluşturabilir.”
YENİ POSTA – BRÜKSEL
FOTO: AA
KAYNAK: https://www.eurotopics.net/tr/284785/asiri-sicaklik-ve-kuraklik-avrupa-nin-yeni-normali