Almanya’da sokak satın aldılar: Sevindik kardeşler mücadelede kararlı
Almanya’da bir sokak satın alan Aziz ve Yıldırım Sevindik kardeşlerin başına gelmeyen kalmadı. “Gaspedilen hakkımızı almak için mücadeleye devam “ diyen Sevindik kardeşler ötekileştirici ve önyargılı muameleye maruz kalmalarında ise göçmen kökenli olmalarının etkili olduğunu dile getirdiler.
Her şey geçen yıl yani geçtiğimiz temmuz ayında Rheinlandpfalz eyaletine bağlı Zweibrücken şehrinde açık artırma yoluyla satışa çıkarılan Siebenpfeiffer sokağını noter huzurunda en yüksek teklifi vererek satın almalarıyla başladı.
Sevindik kardeşler Siebenpfeiffer Sokağı’nı satın aldıktan sonra kamusal alanda başlayan tartışmada medyanın tek taraflı ve asılsız haber yapmasının mağduru olduklarını söylediler.
Alman medyasının yansıttığı gibi sokak sakinleri ile en ufak bir sürtüşme ya da çatışma yaşanmadığını, hiçbir şekilde kimseyi tehdit etmediklerini ya da baskı yapmadıklarını, medyanın tek taraflı olarak birtakım kişi ve kurumların desteğini de alarak yaptıkları tek taraflı haberlerle sokak sakinlerinin tedirgin olmasına sebep olduklarını ifade ettiler ve bütün bu yansıtılan bilgi kirliliği ve tezviratta göçmen kökenli bir aile olmalarının etkisinin olduğuna inandıklarını anlattılar.
ALMAN MEDYA DEVLERİNİN TARAFLI BOMBARDIMANI MI?
Aslen Amasya kökenli Sevindik kardeşlerden yaşça büyük olan Aziz Sevindik bütün bu yaşanan süreçte Alman medyasının tek taraflı ve adeta ırkçı haber tarzının mağduru olduklarını iddia etti. Başından beri hem belediye yetkilileri hem de sokak sakinleriyle iletişime açık olduklarını ama hiçbir medya kuruluşunun ya da mahalle sakininin kendilerini muhatap almadıklarından şikayet etti, haklarında okula giden çocukları üzerinden dolaylı şekilde iftira içeren ithamlarda bulunulduğundan bahsetti, başından beri iletişime açık olduklarını fakat karşı tarafın derdinin ‘üzüm yemek değil bağcıyı dövmek olduğunu’ bugün daha iyi anladıklarını vurgulayarak
“Bizler işinde gücünde, ticaretle uğraşan bir aileyiz, iş insanıyız, bizim gibi bir aileyi suç unsurlarıyla bir araya getirmeye çalışıyorlar, istedikleri kadar uğraşsınlar, başaramayacaklar“ diye konuştu.
SOKAĞI SATIP GELİRİNİ DEPREMZEDELERE BAĞIŞLAYACAKLAR
Aziz Sevindik adeta mülkiyet haklarının açık bir şekilde gasp edilmesine göz yummalarının beklendiğini ve buna asla izin vermeyeceklerini söyledi.
Satın alma işlemini ilk gerçekleştirdiklerinde sokağı satmayı düşünmediklerini ancak gelinen bu noktada sokağı yeniden satışa çıkarıp elde edilen satış bedelinin tümünü Türkiye ve Suriye’de yaşanan büyük depremlerde mağdur olan depremzedelere ve lösemili çocuklara bağışlamaya karar verdiklerini de belirtti.
Aziz Sevindik özetle şunları söyledi:
“Alman medyası üzerinden tüm Almanya ve Avrupa medyasında gereksiz ve mesnetsiz biçimde haber olduk, hiçbir şekilde sokak sakinlerinin huzurunu bozmak gibi bir niyetimiz olmadı. İletişime açık biçimde geçmek, aynı masa etrafında oturup konuşmak istediğimizi başından beri vurguladık, yalnız o gürültüde kimse sesimizi duymadı. Bizlere haksızlık yapıldı, yapılmaya devam ediyor, yalnız bizler bize taş atana gül atmayı şiar edinmiş bir kültürden geliyoruz, dinlemeye, konuşmaya ve müzakere etmeye başından beri açığız. Biz biliyoruz ki bu sokak bir Türk aile değil, bir Alman tarafından satın alınmış olsa idi bütün bu bilgi kirliliği ve gereksiz gürültü kopmayacaktı, belediye yetkililerinin burada ağır ihmalini ve bizimle konuşma gereği bile duymadan medyaya haber uçurarak kötü niyetli dahli olduğunu düşünüyoruz.
“HER ŞEYİN FARKINDAYIZ”
Medya tarafından sürekli sokak sakinleriyle aramızda olmayan bir çatışma varmış gibi gösterildi, sokak sakinlerinin huzurlu gündelik hayatını sona erdireceğimize ya da sokakta kriminaliteye teşvik edecek faaliyetler içine gireceğimize dair gerçek olmayan bilgileri yaymaya çalışıyorlar, ama biz de haklarımızın ve her şeyin farkındayız.”
SOKAĞIN İSMİNİ DEĞİŞTİRME HAKKI
Öte yandan sokak sakinleri ise kafalarında mal sahibinin hangi kültürel kimliğe sahip olduğu değil, sokağın akıbetiyle ilgili çekinceleri ve soruları olduğunu belirttiler. Uzun süredir tartışılan ve tek başına 180 bin avro tutacak olduğu söylenen kanalizasyon masraflarının da daha önce belediye tarafından düzenlendiğini, bu hizmetin bundan sonra özel mülkiyet hakkı almış olan kişinin inisiyatifine kalacağını ve bu masrafların bir şekilde kendilerinden çıkarılmasını istemediklerini vurguladılar. Sorularımızı cevaplayan sokak sakinleri her ne kadar sokağın satışına ilişkin tedirginliklerinin kültürel farklılıklardan kaynaklanmadığını, aksine sokağın altyapı sorunları ve sokağa giriş çıkışların sekteye uğraması ihtimali sebebiyle telaşlandıklarını iddia etseler de son tahlilde bütün bir görüşme boyunca sokağın isminin değiştirilip değiştirilmeyeceği gibi altyapı sorunları ile ilgisi olmayan sorularını ve endişelerini sıklıkla dile getirdiler. Alman ve Türk basın mensuplarının olduğu saatlerde gelen sokak sakinlerinin avukatı ise; “Size para teklif etmek zorunda değiliz, yolu bundan önce belediyeye ait olduğu dönemde olduğu gibi ücretsiz kullanmamızı kabulleneceksiniz“ diyerek ortak bir payda bulmaya çalışan tarafların sakin bıraktığı ortamı germeye çalıştı.
Ailenin sözcüsü olarak konuşan Aziz Sevindik ise “Belediye, satışı bizim ‘oldu bittiye’ getirerek gerçekleştirdiğimize inandırmaya çalışıyor, ama kimsenin dolaylı yoldan mülkiyet haklarımız üzerinde tepinmesine izin vermeyeceğiz, sokağın girişini ve çıkışını kapatıp kapatmamak bizim tasarrufumuzdur, son kuruşuna kadar ödeyerek satın aldığımız sokakta yasalar çerçevesinde istediğimiz faaliyeti yapma hakkımız var, çünkü mülk sahibi biziz, buna karar verecek olan da sokak sakinleri yada belediye yetkilileri değildir, bu sokağı açık artırma yoluyla, noter huzurunda en yüksek teklifi vererek aldık, satış kapalı devre usul ile yapılmadı, her şey herkesin gözleri önünde, hukuka ve kuralına uygun şekilde oldu, noter de tasdikledi, satış gerçekleştikten ve göçmen kökenli bir aile olduğumuz öğrenildikten sonra bütün bu hengame koptu, ya bize sattıkları için pişmanlar, medyayı ve sokak sakinlerini kullanarak bizlerin pes etmesini istiyorlar, sokağı satış bedeline yeniden kendilerine geri satmamızı istiyorlar ya da sokak sakinlerinin olası tepkilerini tahmin edemediler, sokağı sadece kendilerinin istediği biçimde kullanmamız için zorlamanın koşullarını hazırlamaya çalışıyorlar, bugün anlıyoruz ki amaçları üzüm yemek değil, bağcıyı dövmekmiş, buna izin vermeyeceğiz” dedi.
“HER İKİ DİLDE KONUŞTUK VE KONUŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Sevindik ayrıca basına yaptığı açıklamayı özellikle Türkçe ve Almanca yaptığına dikkat çekerek “Tüm medya kuruluşları aynı şeyi duydukları halde kendi anladıkları ve işlerine gelen şeyi yazıyorlar, bunu önlemek, yanlış anlaşılmaların ve bilgi kirliliğinin önüne geçmek için Türk ve Alman medyasını aynı anda cevaplamak istedik, sürece bundan sonra da böyle devam edeceğiz” diye konuştu.
UFUK EVLA BOSTAN – ZWEİBRÜCKEN