Tahta Gemi: Derginin üçüncü sayısı okurla buluştu

Almanya’da kültür ve edebiyat alanında önemli bir boşluğu dolduran Tahta Gemi dergisi üçüncü sayısıyla raflardaki yerini aldı. Üç ayda bir yayınlanan dergi ekim ayında çıkacak dördüncü sayısıyla birlikte ilk yılını tamamlamış olacak. Kısa sürede kültür, sanat ve düşünce dünyasında hatırı sayılır bir konuma ulaşan Tahta Gemi yalnızca bir edebiyat dergisi olmanın ötesine geçiyor ve toplumsal belleğe de katkı sunmayı amaçlıyor.
100 sayfalık hacmiyle dikkat çeken dergi kültür-sanat haberlerinin yanı sıra dünya siyasetine dair analiz ve yorumlara da geniş yer veriyor. Böylelikle yalnızca edebiyat ve sanat okuruna değil toplumsal gelişmeleri yakından takip eden entelektüel kesime de hitap ediyor.

Bu sayının kapak konusu Türk şiirinin büyük ustalarından Cemal Süreya. Onun şiir anlayışını, yaşamını ve edebiyatımıza bıraktığı derin izleri farklı açılardan ele alan yazılar derginin edebiyat merkezli damarını güçlendiriyor. Bununla birlikte yakın tarihimizin acı sayfalarına da cesaretle eğilen dergi 12 Eylül dönemi işkencelerinden sağ çıkanların hikâyelerini sayfalarına taşıyor. Enver Karagöz, Ayten Öztürk, İbrahim Kaypakkaya ve Hüseyin Kurumahmutoğlu gibi isimlerin yaşadıkları yalnızca bireysel dramlar olarak değil bir dönemin karanlık yüzü olarak aktarılıyor.
Edebiyat ve tarihsel bellek arasında köprüler kuran dergide ayrıca Cengiz Aytmatov ve Halil Cibran üzerine kaleme alınmış araştırma yazıları da bulunuyor. Bu iki büyük yazarın insanlık, varoluş ve toplum üzerine bıraktıkları evrensel miras farklı bakış açılarıyla değerlendiriliyor.

Tarihin derinliklerine uzanan sayfalarda Ermeni tehciri sonucu yurtlarından koparılan insanların anıları ve şahitlikleri aktarılıyor. Aynı zamanda Birinci Dünya Savaşı sırasında Alman ordusunda görev alan Yahudi kökenli askerlerin hikâyeleri de okurla buluşuyor. Bu yazılar tarihsel trajedilerin yalnızca ulusal değil evrensel bir boyutu olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.
Derginin yayın yönetmeni Sebahattin Çelebi derginin çıkış felsefesini şu sözlerle özetliyor:
“Tarafsız ve bağımsız olarak kendi imkânlarımızla farklı bir dergicilik yapmak istedik. Hedefimiz hem insanımızın kültürel boyutunu geliştirmek hem de dergicilikte yeni bir perspektif sunmak. Amacımız para kazanmak değil. Amacımız kültürümüze ve toplumumuza hizmet etmek.”

Çelebi ayrıca derginin Eylül ayında “Schriftart” adlı Almanca edisyonuyla Alman okurlara da ulaşacağını belirtiyor. Bu yeni adımla birlikte Alman okuyuculara Neşet Ertaş’ın yaşamı ve müziği anlatılacak. Böylece Türk kültürünün evrensel değerleri Almanca üzerinden de tanıtılacak.
Tahta Gemi içerdiği zengin temalar, cesur tarihsel yüzleşmeler ve evrensel edebiyat okumalarıyla yalnızca bir dergi değil. Aynı zamanda farklı kültürler, kuşaklar ve hafızalar arasında bir köprü olma iddiasını da güçlendiriyor.
YENİ POSTA – FRANKFURT