G20 Zirvesi: Hindistan, dünyanın yeni süper gücü mü?
Yeni Delhi’de bu hafta sonu gerçekleşecek olan G20 zirvesi, “Tek Dünya – Tek Aile – Tek Gelecek” sloganıyla düzenlenecek. Rusya Devlet Başkanı Putin ve Çin Devlet Başkanı Şi, zirveye katılmayacaklar ve yerlerine temsilciler gönderilecek.
Hindistan Başbakanı Modi, zirveye ev sahipliği yapmanın gururuyla ülkesini “dünyanın en büyük demokrasisi” olarak tanıtırken, aynı zamanda Hindistan’ın Çin’i dünyanın en kalabalık ülkesi olarak geride bıraktığını vurguluyor. Avrupa basını, Hindistan’ın uluslararası arenadaki hırslarını incelemeye alıyor.
Gazeta Wyborcza (Polonya), Hindistan’ın bu gösterişli etkinliğin yoksulların sesi olma iddiasıyla çeliştiğini savunuyor. Gecekondulardaki insanlar, bu süslemelerin ve zirvenin ardındaki gerçekleri yansıtmadığını iddia ediyorlar. Hükümet ise gecekondulardaki “temizleme çalışmalarının” zirveyle herhangi bir ilişkisi olmadığını savunsa da Batı medyası, Hindistan’ın toplumsal eşitsizlikleri ve yoksulluğu gizlemek için çaba harcadığına dikkat çekiyor.
La Stampa (İtalya), Hindistan’ın dış politikasının karmaşıklığını vurguluyor. Modi’nin ulusal çıkarları savunma konusundaki vizyonu, farklı ittifaklara üye olma gerekliliğini ortadan kaldırıyor gibi görünüyor. Hindistan, BRICS’in bir üyesi olmasının yanı sıra ABD, Japonya ve Avustralya ile Dörtlü Güvenlik Diyaloğu’na da üye olarak ittifaklar ötesinde bir ülke konumunda. Bu durum, Hindistan’ın Soğuk Savaş dönemindeki Bağlantısızlar Hareketi geleneğini yeniden canlandırarak farklı bir rol üstlendiğini gösteriyor.
Die Presse (Avusturya), Çin ve Hindistan arasında müşterek stratejiler geliştirmenin zor olduğunu belirtiyor. İki ülke arasında hala çözüme kavuşturulmamış Himalaya sınır anlaşmazlığı bulunuyor ve bu iki nükleer gücün jeopolitik rakipler olduğunu söylüyor. Otokrat liderler arasındaki ittifakların çelişkilere neden olduğunu vurguluyor ve bu tür rejimlerin güvenilir ortaklar olmadığını savunuyor.
Le Figaro (Fransa), Fransa ve Hindistan’ın küresel yönetişimi daha temsili ve etkili hale getirmek için reformlar yapma yolunda birlikte çalışmaları gerektiğini öne sürüyor. Hindistan’ın Afrika Birliği’ni G20’ye dahil etme önerisini destekliyor ve uluslararası ilişkilerdeki mevcut zorluklar göz önüne alındığında bu tür bir katılımın önemli olduğunu vurguluyor. Ayrıca, Güvenlik Konseyi’nin genişletilmesi önerisini de gündeme getiriyor.
Jinov Svet (Slovenya), Hindistan’ın resmi davetiyelerde “Bharat” adını kullanmasını olumlu bir gelişme olarak değerlendiriyor. Ülkenin adını değiştirmesi, toplumun olgunlaştığının bir işareti olarak görülüyor. Ancak bu ad değişikliği hakkında bazı eleştiriler bulunuyor ve BJP’nin milliyetçi bir parti olarak kabul edildiği göz önüne alındığında, bu değişikliğin nasıl algılanacağı konusunda soru işaretleri var.
La Repubblica (İtalya), zirvenin ev sahibi olan Hindistan’ın imaj çalışmasından ibaret olduğunu savunuyor. Putin ve Şi’nin zirveye katılmayacak olmaları, zirvenin başarısızlıkla sonuçlanma riskini artırıyor. Zirve, dünyaya Hint şehirlerinin süslenmiş ve yoksulların bulunmadığı bir imajını sunmakla sınırlı kalabilir. Ancak aynı zamanda, 2024 seçimleri için prestij kazanma fırsatı olarak da görülüyor.
Le Monde (Fransa), Şi Cinping’in zirveye katılmamasını Hindistan’a yönelik bir mesaj olarak yorumluyor. Bu, Hindistan’ın Çin ile rekabet ettiği ve “Küresel Güney”in liderliği için bir mücadele yaşandığı görüşünü destekliyor. Pekin ve Delhi arasındaki rekabet, daha önce BRICS Zirvesi’nde de hissedilmişti.
The Guardian (İngiltere), Hindistan’ın giderek antidemokratikleştiğini ve Batı’nın bu yanını görmezden gelmemesi gerektiğini savunuyor. Modi’nin otoriter bir figür olarak ülkeyi yönettiğini ve Hindu olmayanları ikinci sınıf yurttaş olarak gördüğünü belirtiyor. Batı, Çin’i kontrol etmek için Hindistan’a ihtiyaç duysa da demokrasi ve insan hakları değerlerinden ödün vermemesi gerektiğini vurguluyor.
YENİ POSTA – BERLİN
KAYNAK:https://www.eurotopics.net/tr/307208/g20-zirvesi-duenyanin-yeni-sueper-guecue-hindistan-mi
FOTO: Naveed Ahmed Unsplash