DİDF’den 1 Eylül’de “sokağa çık” çağrısı: “Savaş çığırtkanlığı yapanlara oy vermeyin”
Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu (DİDF) 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde silahlanmaya ve savaşa karşı eylem çağrısında bulundu. Türkçe çağrıda “1 Eylül‘de bu nedenle pandemi koşullarına uygun olarak sokağa çıkmak, sesimizi duyurmak büyük bir önem taşıyor. 26 Eylül‘de savaş çığırtkanlığı yapan, silah tekellerinin sözcülüğünü yapan partilere ve politikacılara oy vermeyelim” ifadesine yer verildi.
Faşist Hitler ordusunun Sovyetler Birliği‘ne saldırmasının 80’inci, NATO‘nun Afganistan işgalinin 20’inci yılında yaşananların, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde savaşa, faşizme, silahlanmaya karşı çıkmanın ne kadar gerekli ve haklı olduğunu gösterdiğine işaret edilen açıklama özetle şöyle:
“Bu yıl da 1 Eylül‘de pandemiye rağmen emperyalist yayılmacı politikalara, silahlanmaya ve savaşa karşı daha güçlü bir şekilde ses çıkarmak gerekiyor.
ALMANYA DÜNYADA EN FAZLA SİLAH SATAN İLK BEŞ ÜLKE ARASINDA
Koronavirüs salgınıyla birlikte genel olarak sağ-lık, eğitim ve diğer sosyal alanlar için devletlerin
daha fazla bütçe ayırması gerektiği gerçeği kendisini bir kez daha gösterirken, özellikle emperyalist devletler bunun yerine silahlanmaya ve savaşa daha fazla bütçe ayırmaya devam edi-yorlar. Dünya genelinde silahlanmaya ayrılan toplam bütçe rekor düzeyde artarak 1,8 trilyon doların üzerine çıktı. Emperyalist rekabet ve egemenlik yarışı savaş tehlikesini her geçen gün daha da artırıyor.
En fazla silah satanların başında, emperyalist paylaşım müca- delesinde açıktan karşı karşıya gelen ABD ve Rusya bulunuyor. Çin de yarışa dahil olmaya çalışıyor.
Almanya da dünya genelinde en fazla silah satan ilk beş ülke arasında bulunuyor. Almanya‘nın sattığı silahlar da Suriye‘den Afganistan‘a kadar pek çok ülkede aynı zamanda radikal dinci terör örgütlerin elinde. Pandemiye rağmen diğer ülkeler gibi Almanya da eğitim ve sağlığa daha fazla bütçe ayırmanın yeri- ne savunma harcamalarını, NATO‘nun belirlediği yüzde 2 şartı çerçevesinde artırmaya devam etti. Bu yıl toplam 47 mil- yar avroya çıkarılan bütçenin yüzde 2 hedefine ulaşması için 20 milyar avro daha artırılması gerekiyor. Bu ise halkın ihtiyaç duyduğu sağlık, eğitim, konut, sosyal alanlardan daha fazla ke sinti yapılacağı anlamına geliyor. Konunun genel seçimler ön- cesinde partilerin çalışmasında çok fazla gündeme gelmemesi, özellikle hükümet ortaklığına hazırlanan partilerin silahlanma politikasından vazgeçmeyeceğini gösteriyor.
SAVAŞA DEĞİL SAĞLIK VE EĞİTİME YATIRIM
20 yıl önce “terörle mücadele” adı altında Afganistan‘ı bom- balayarak, sivilleri katlederek işgali gerçekleştiren emperyalist ülkeler gelinen aşamada yenildiklerini açık olarak kabul ettiler. İşgalin Afgan halkına savaş ve yıkımdan başka bir şey getirmeyeceğini savunan ve yüzbinler halinde sokağa çıkan savaş karşıtlarının haklı çıktığı görüldü. İşgali halktan kestikleri milyarlarca avroluk vergilerle yaptılar. Sadece Almanya‘nın Afganistan savaşında yaptığı harcama yaklaşık 13 milyar avro hatta bazı kaynaklara göre de 20 milyar avro. Toplamda ise 2,2 trilyon avronun harcandığı kayıtlara geçti. Dolaylı şekilde yine savaş baronları ve silah tekellerinin kasasına aktarılan bu para savaşa değil de sağlık, eğitim, sosyal gibi temel alanlara aktarılmış olsaydı, hem yaşadığımız ülkede hem de Afganistan‘da bugün farklı bir durum olabilirdi.
ŞİMDİ DE TALİBAN’A TESLİM ETMEYE HAZIRLANIYORLAR
Bunu yapmayanlar şimdi hep birlikte iktidarı, yok etmek istedikleri radikal dinci Taliban‘a teslim etmeye hazırlanıyorlar. Bölgede emperyalist planlarını şimdi Taliban üzerinden hayata geçirmenin hesabını yapıyorlar. Bu tablodan Afganistan halkına, savaş karşıtlarına, kadınlara olumlu bir sonucun çık- mayacağı açıktır. Bu nedenle bütün yabancı güçlerin Taliban‘a verdikleri desteği çekmesini, ilişkilerini derhal kesmesini talep ediyoruz. Talibanlı bir hükümet bizler için asla meşru bir hü- kümet değildir, olamaz. Afganistan halkının barış, bağımsızlık ve demokrasi mücadelesiyle dayanışma içinde olmaya devam edeceğiz.
GÜÇLÜ BİR MÜCADELEYE İHTİYAÇ VAR!
Savaş, silahlanma, NATO‘nun Rusya‘yı çevreleme planları, nükleer silah kullanma tehditleri,
derinleşen ekonomik sorunlar, büyüyen işsizlik ve yoksulluk, küresel ısınma ve onun yol açtığı doğa felaketler, dünyanın emperyalist kapitalist zihniyet tarafından ne hale getirildiğini yeterince ortaya koyuyor.
İnsanlık buna mecbur ve mahkum değildir. Bu tablonun değiş- mesi için Almanya‘dan başlayarak savaşa, silahlanmaya, her şeyin tekellerin karlarına endekslendiği neoliberal anlayışa, küresel ısınmaya, faşizme, ırkçılığa, her türden cinsiyet ayrımcılığa, tek adamlı otoriter rejimlere karşı çıkacak yeni bir toplumsal harekete ihtiyaç olduğu açıktır.
1 Eylül‘de bu nedenle pandemi koşullarına uygun olarak sokağa çıkmak, sesimizi duyurmak büyük bir önem taşıyor. 26 Eylül‘de savaş çığırtkanlığı yapan, silah tekellerinin sözcülü ğünü yapan partilere ve politikacılara oy vermeyelim!”
DİDF çağrısında Stuttgart’taki eyleme katılma çağrısı yaparak Almanya Sendikalar Birliği (DGB) ve Baden Württemberg Nazi Rejiminde Baskı Görenler ve Antifaşistler Birliği (VVN-BdA) organizasyonuyla Stuttgart’ta 1 Eylül’de saat 17’de Stauffenbergplatz meydanında anma gerçekleştirileceğini de çaıkladı.
Törene Militarizasyon Enformasyon Merkezi’nen Claudia Haydt, VVN-BdA’dan İlse Kerstin, OTKM temsilcilerikonuşmacı olarak katılacak. Moderasyonu Phlipp Vollrath üstlenirken Sergio Vesely de müzk dinletisi ile programda yer alacak.
ALİ ÇARMAN – STUTTGART