2023 seçimlerine giderken yoldaki durum: Türkiye sıcak, Almanya daha da sıcak
2023’e doğru Türkiye seçim atmosferine giderken ve cumhurbaşkanını seçmeye hazırlanırken, Almanya’daki yaklaşık bir buçuk milyon Türkiye kökenli seçmen de infaz listeleri muhaliflere yönelik saldırılar gölgesinde seçimlere gidiyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise Almanya’nın desteğine güveniyor. Erdoğan AKP’nin yurtdışı örgütlenmesi UİD desteği ile Türk seçmenin oylarına talip. Ancak Alman iç istihbaratı Erdoğan’ın Avrupa örgütlenmesi UİD’yi çoktan takibe aldı. Kapatılan Almanya Osmanlıları çetesi ile bağları tespit edilen Metin Külünk de istihbaratın radarında.
Almanya’daki yüzlerce Türkiye kökenli Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan stratejik talimatlar almak için Türkiye’ye gidiyor. Erdoğan destekçilerinden oluşan küçük bir ordu da gizli bir şekilde internet üzerinden temaslarını ve eğitimlerini sürdürüyor. Sözün kısası Almanya’daki AKP’liler Ankara güdümlü seçimlere hazırlanıyor. Hedef, Erdoğan’ı 2023’te Almanya’daki Türklerin de oylarıyla yeniden cumhurbaşkanı seçtirmek.
Almanya’da yayınlanan Die Welt gazetesi konuyu sayfalarına taşıdı ve “Erdoğan’ın trolleri Almanya’da seçim kampanyası için hazır” başlığı ile verdiği haberde AKP’nin Avrupa örgütlenmesi Uluslararası Demokratlar Birliği’nin (UİD) Ankara ile “mükemmel” bağlantıları olduğuna işaret etti. Habere göre AKP kendisine bağlı sivil toplum kuruluşları gibi yapıları yalnızca Türkiye kökenlilerin görüşleri etkilemek için kullanmıyor, Erdoğan destekçilerinden oluşan küçük bir ordu da seçim kampanyası için çevrimiçi olarak hazır.
GÖRÜŞMELER KAYIT ALTINA ALINMIŞ
“Önemli bir mobilizasyon potansiyeli” olduğuna işaret eden ve Almanya’daki AKP yetkilileri ile partiye bağlı derneklerin temsilcileri arasındaki görüşmelerin 2021’den bu yana kayıt altına alındığını duyuran Federal Alman Anayasayı Koruma Dairesi meşru siyasi angajman ile dışarıdan gelen “devlet” etkisi arasındaki çizginin akışkan olduğu göz önüne alındığında, Erdoğan ve partisi AKP’nin giriştikleri yurtdışı faaliyetlerini de bu çerçevede yakından izliyor.
AKP çevresinden tanınmış “influencerları” ve geniş erişime sahip anonim sosyal medya hesaplarına da işaret edilen haberde “Bunlardan biri de Twitter’daki “Derin Analiz” adlı hesap. Bu sayfanın 50 binden fazla takipçisi mevcut.
Türkiye siyaseti hakkında haberler yayan bu hesap, AKP’li siyasetçilerin videolarını yayınlıyor ve Almanya’ya ve Batı’ya saldırıyor. Örneğin son zamanlarda Almanya, ABD ve İngiltere’nin Türkiye’deki muhalefeti kontrol ettiğine dair komplo teorisini de yaydı.
Haftalık “Welt am Sonntag” gazetesinin Lennart Pfahler imzalı ayrıntılı haberine göre, kanalın arkasındaki isim Hüseyin Ersöz.
Güney Almanya’da büyük bir otomobil üreticisi için çalışıyor. Politik olarak, o şu ana kadar tanınan bir isim değil. Ankara ile “en iyi bağlantıları” olduğu söyleniyor. Gazetede Ersöz’ün geçmişte Hasan Doğan’dan talimat aldığını gösteren sohbet mesajları da yer alıyor. Doğan ise, yine Alman medyasına göre, Türkiye cumhurbaşkanlığı ofisinin başı ve dolayısıyla Erdoğan’a yakındı.
Ayrıca bir ekran görüntüsü, Ersöz’ün Erdoğan’ın danışmanı Mücahit Arslan’ı cep telefonuna “Mücahit Abi”-“ağabey Mücahit” olarak kaydettiğini gösteriyor. Almanya’daki AKP çevresinden, isminin açıklanmasını istemeyen bir kişi, kanalı Türkleri Almanya’ya karşı kışkırtma ve Türkiye’yi büyük bir güç olarak gösterme girişimi olarak görüyor. Gazetenin haberine göre Ersöz konuya ilişkin yorum yapmak istemedi, avukatla görüşmekle tehdit etti.
METİN KÜLÜNK’ÜN ALMANYA’DAKİ KOLLARI: TAFLAN VE SELMANOĞLU
Öte yandan diğerleri ise Erdoğan’a hizmet konusunda daha açık hareket ediyor. Örneğin, Baden-Württemberg UID yetkilisi Adem Taflan. İktidarın yurtdışındaki bir sosyal medya kampanyasından sorumlu olduğu söyleniyor, en azından şubat ayında AKP’nin Ankara’daki bir temsilcisi Twitter’da böyle yazdı. Ekim 2021’de Taflan, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile gerçekleştirilen bir toplantı davetini kabul etti. 26 ülkeden UID temsilcileri AKP’nin Avrupa’daki stratejisini kapalı kapılar ardında görüşmek üzere İstanbul’da bir araya geldi. Taflan daha sonra Twitter’da Erdoğan’ın “Kendini savunma, saldır!” talimatını paylaştı.
Heilbronn’dan UID yönetim kurulu üyesi Tuğrul Selmanoğlu da bu strateji toplantısı hakkında olumlu bir Tweet attı. Facebook’ta 360 bine yakın kişi tarafından takip edilen 43 yaşındaki Selmanoğlu 2017 yılında Sandra Maischberger’in “talk show”una davet edilmiş ve programda tavizsiz bir şekilde Erdoğan’ın arkasında durduğunu açıklamıştı. Sosyal medyada ise geçtiğimiz günlerde Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısını internet üzerinden seçim çağrısı yapmak için kullandı: Genç Türkleri Ukraynalılarla aynı hataları yapmamaları konusunda şöyle uyarmıştı: “Oradaki vatandaşlar bir komedyeni başkan seçmişti ve şimdi de ülkelerini Rusya’ya kaptırıyorlar.”
AKP ALMANYA’DA BİR SUÇ ÇETESİNİ Mİ DESTEKLEDİ?
Gelelim konunun en çalıcı noktalarından birine: Adı geçen UİD temsilcileri Taflan ve Selmanoğlu, AKP çevrelerinde “Avrupa’nın ağabeyi” olarak selamlanan bir isimle temas halinde: Erdoğan’ın Avrupa seçim kampanyasının arkasındaki stratejisti Metin Külünk.
2018’den beri Almanya’ya gitmemesine rağmen etki yaratmaya devam eden Metin Külünk, Alman istihbaratının radarına takılmış bir AKP’li siyasetçi
2016 yılında Berlin polisi, Külünk’ün, suç çetesi Osmanen Germania’nın (Almanya Osmanlıları) bir liderinin dairesine, telefon görüşmelerine göre içinde nakit para bulunan zarflarla nasıl girdiğini gözlemledi. İstihbarat paranın ateşli silah satın almak için de kullanıldığına inanıyor. Almanya Osmanlıları o dönem AKP Dış İlişkiler Başkan Yardımcısı ve AKP İstanbul milletvekili olan Metin Külünk’ün “Almanya Osmanlıları” (Osmanen Germania) adlı çete ile yakın bağlantıları olduğu iddia edilmiş, bu tuhaf örgüt Almanya’da polis baskınları ve örgütlü suçlarla gündeme gelmişti. Alman güvenlik birimlerinin dinleme ve gözlem protokollerine dayandırılan iddialarda, Metin Külünk’ün birçok kez Almanya Osmanlıları’nın ileri gelen isimlerine para verdiği ya da verdirdiği öne sürülmüştü. Almanya’daki soruşturma ekipleri, bu parayla ateşli silah da satın alınmış olabileceği iddiasını araştırıyor.
Söz konusu suç örgütü 2018 yılında yasaklandı ve Külünk, bu bağlantının ortaya çıkmasından bu yana Almanya’ya gitmedi. Ancak Alman istihbaratı Almanya’daki AKP yandaşlarıyla aktif olarak temas kurmaya çalıştığını gözlemliyor. Külünk, sözü geçen habere göre, Ankara’daki konferansta ipleri kimin elinde tuttuğunu açıkça ortaya koydu. Avrupa’daki AKP’lilere seslendi: “Sizi yakından takip ediyorum. Disiplinli olun! Disiplin her şeyin başı ve sonudur.”
“UETD” İDİ, ŞİMDİ “UID”
Eski adı “Avrupalı Türk Demokratlar Birliği” (UETD) olan “Uluslararası Demokratlar Birliği” (UID) hakkında Almanya’da kulislerde çok ciddi iddialar dolaşıyor. UID hakkında özet bilgiye yer verelim:
UID, Almanya’da 2004 yılında Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) adı altında kuruldu. Belçika, Finlandiya, Fransa, Lüksemburg, Macaristan, Hollanda, Avusturya, İsveç ve İsviçre gibi ülkelerde şubeleri bulunuyor. Resmi açılışı Almanya’nın Köln kentinde 2005 yılında dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapıldı. Köln merkezli UID bugün 17 ülkede 253’den şubesi ile faaliyet gösteriyor.
UETD Mayıs 2018’de genel kurulda isim değişikliğine gitti ve “Uluslararası Demokratlar Birliği” (UİD) adını aldı. Önceki Başkanı Zafer Sırakaya, AKP’den milletvekili olunca, Genel Sekreter Bülent Bilgi de UİD’nin yeni genel başkanı ilan edildi. Son dönemde UİD’nin Genel Başkanlığı görevini Köksal Kuş sürdürüyor.
“PARTİLER ÜSTÜ” UID
UID, partiler üstü bir kuruluş olduğunu iddia ediyor, Avrupa’daki Türk toplumunun entegrasyonu için çalıştığını söylüyor. Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın raporlarına göre AKP, UETD üzerinden 2004’den bu yana lobi çalışmaları yapıyor.
Kurulduğunda küçük bir dernek olan UETD yıllar içinde “Diyanet İşleri Türk İslam Birliği” (DİTİB) tarafından kucaklandı. Başlarda toplantılar ve çalışmalar için DİTİB camilerinin salonlarını kullanan UETD, daha sonra DİTİB’in altyapısına da ulaştı. UETD, ATİB ve Milli Görüş’ün desteğini de yanına aldı. Her geçen gün büyüyen ve güçlenen UETD, Anayasa Değişikliği halkoylamasında Almanya’da “Evet” kampanyası için 13 seçim bölgesindeki sandıklara yüzlerce otobüsle seçmen transferi gerçekleştirdi.
Bir dönem Alman iç istihbaratında çalışan ve bu konuda Almanya’nın en tanınmış muhalif uzmanlarından Erich Schmidt-Eenboom, Stuttgarter Nachrichten gazetesinde yer alan bir habere göre, UETD’nin bağlantıda olduğu ticari kuruluşları “naylon firma” olarak adlandırıyor.
Avrupa’daki Erdoğan organizasyonlarının, kampanyalarının baş mimarı olarak karşımıza çıkan UİD’nin Alman siyaset sahnesindeki “Alman Demokratlar Birliği” (AD Demokraten) ve “Yenilik ve Adalet Partisi” (BİG) ile sıkı ilişkiler içinde olduğu da biliniyor.
UİD’nin hükümet temsilcileri ve iktidar partili politikacıların organizasyonlarına transfer sağladığı, Almanya çapında o dönemde 2 bin üyesi bulunan yasaklı “Almanya Osmanlıları” (Osmanen Germania) adlı sözde boks kulübünü ise silahlı kuvvet olarak değerlendirdiği de iddialar arasında.
UID’ye, Almanya genelinde örgütlenmesi, yapılanması ve böylelikle iktidar partisi AKP’nin Almanya ayağını güçlendirilmesi, örneğin AKP’nin Türkiye’deki seçimlerde yurtdışı kampanyaları için yüksek miktarda, döviz bazında para gönderildiği öne sürülüyor. Bu paraların asıl amacının UID’nin teşkilatlanması ve AKP’ye destek dışında, UID tarafından belirlenmiş isimlerin Almanya’daki çeşitli partilerde aday olarak seçimlere girmesinde de desteklenmesi için kullanıldığı, son iddialar arasında yer alıyor.
EMİN ÇÖLAŞAN’IN HAKLI ÇIKIŞI
Aslında bu iddiaları Sözcü yazarı Emin Çölaşan son yıllarda köşesine taşıyor. Çölaşan 22 Mayıs 2018 tarihli “AKP’nin Avrupa’daki para makinesi” başlıklı yazısında ele almış ve “Avrupalı Türk Demokratlar Birliği’ne (UETD) devletin ve milletin parası hortumlanıyor. Salonlar kiralanıyor, Cumhurbaşkanlığı seçimi için Tayyip’e propaganda yaptırılıyor. AB ülkeleri hesaplarına bir bakıverse, devletten nasıl beslendiği iyot gibi açığa çıkacak” diyerek, bu iddialarını yeniden gündeme getirmişti.
TÜRK HALKININ SIRTINDAN
Öte yandan 2018 yılında yazdığım bir habere de yer vermek istiyorum:
“AKP’ye yakın kuruluşların hedefi sadece AKP’nin Türkiye’de güçlenmesi değil, AKP’ye yakın isimlerin Almanya başta olmak üzere Avrupa’daki siyasi camiada da kendilerine yer edinmeleri. AKP iktidarının öngördüğü isimlerin yerel meclislerde desteklenmeleri. Türkiye dışında da AKP yanlısı siyasetçilerin yayılmaları ve genişlemeleri ve izlediği politikalara yurtdışından da destek bulması.
ALMAN SİYASETİNE YÖNELİK HESAPLAR
Geçmişteki adıyla UETD’nin üyesi adayların belediye, eyalet, federal, diğer düzeydeki meclislere seçimlerde aday olmalarının desteklendiği, bu çalışmada sağlanan parasal desteğin Alman siyasetine yönelik seçim kampanyalarında da kullanılmasının öngörüldüğü, ileri sürülen iddialar arasında. Ancak UETD’nin (yeni adı ile UID) Almanya’daki asıl görevinin AKP’nin Türkiye dışındaki bir şubesi gibi örgütlenmesi, üye kazanması, Türkiye’deki seçimlere destek sağlaması. Bir başka iddia, UID’nin, AKP’nin Almanya’da yapacağı seçim kampanyalarında da organizasyon işlerini üstlendiği, bu amaçla Türkiye’den gönderilen ve “altı haneli olduğu tahmin edilen” yüksek tutarda döviz kullandığı yolunda… Araştırmalar sürüyor.
İDDİA: 1 MİLYON 200 BİN EURO KAVGASI
Almanya’daki UETD teşkilatına gönderilen bu miktarlardan önemli bir kısmının ise fatura karşılığı olmadan hangi amaçlarda kullanıldığı bilinmiyor. Ancak bu iddiaların, teşkilat içerisinde sürtüşmelere yol açtığı, bu konuda aklanmamış bir miktar paranın akıbetinin de henüz belli olmadığı da kulislerde konuşulanlar arasında yer alıyor. Örneğin bir dönem Türkiye’den UETD’ye gönderilen 1 milyon 200 bin avronun akıbeti hâlâ bilinmiyor. Bu sorun nedeniyle birimler arasında tartışma çıktığı da gelen duyumlar arasında.
Konuyla ilgil o dönemde görüştüğüm Avrupa Parlamentosu Almanya Sosyal Demokrat Parti (SPD) Milletvekil İsmail Ertuğ ise şu değerlendirmeye yer vermişti: “UETD’nin kullandığı paralara gelmeden önce Türkiye’de çok daha acil konular var aslında. Türkiye’de o kadar çok şey oluyor ki, bu ne ki? Devede kulak. Ancak Avrupa’nın da kendi ev ödevleri var: Panama Papers, Cennet belgeleri, Malta belgeleri. Avrupa önce şu belgeleri bir açığa çıkarsın. Elbette UETD ile ilgili bu iddiaların ardından Alman maliyesinin bu hesapları araştırması gerekiyor. Bu paralar nerelerden getiriliyor? Bunlar halkın parası ve vergilerdir. Avrupa’daki Türk halkının da bu konuda hassasiyet göstermesi gerekiyor.”
ERDOĞAN İSTİHBARATI VE ALMANYA’DAKİ TÜRKLER
Diğer taraftan Birlik’90 / Yeşiller Federal Meclis eski milletvekili Memet Kılıç da daha önce Yeni Posta‘ya yaptığı açıklamada şu çarpıcı ifadelere yer vermişti:
“Kendi kanalımda yayınladığım Almanca videoda 30 Ekim 2020’de Türk-Alman Parlamenterler Grubu’nun toplantısında konuyla ilgili yaptığım bir sunuma da yer verdim. O sunumda Ağustos 2016’da Recep Tayyip Erdoğan’ın milli istihbarat teşkilatını Almanya Türklerini sindirmek ve Almanya’daki iç huzuru sarsmak için kullandığını kamuoyuna açıkladığımı da dile getirdim.
ALMANYA’DA 8 BİN MUHBİR MEVCUT
Mevcut veya yeni kurulmuş büyük bir ağ, casusluk faaliyetleri için yeniden tasarlandı. Sözde internet gazetelerinin ve yeni partilerin kurulması, sosyal medyanın (Twitter ve Facebook) ustaca kullanımı da bu yelpazeye aittir. İstihbarat uzmanı Erich Schmidt-Eenboom, ZDF’de Almanya’da MIT için çalışan 8 bine yakın ajan ve muhbirden söz etti… Erdoğan, 7 Ocak 2020’de MİT’in yeni binasının açılışında eski özel kuvvetlerle tarihi bir bağ kurdu ve Sultan Abdülhamit’in çabalarına övgüde bulundu.
“ERDOĞAN ESKİ YÖNTEMLERDEN YARARLANACAKTIR”
Türk devleti her zayıfladığında, Türk istihbaratı suçluları ve mafyayı kullandı. Özellikle ağır suçluların hapishanelerden çıkarılıp düşmana karşı kullanılması savaşın bir parçasıydı.
Bu hikâye her şekilde kendini tekrar ediyor. 15 Nisan 2020’de gözaltındaki Türk mafya babası Alaattin Çakıcı serbest bırakıldı. Almanya’da büyüyen mafya babası Sedat Peker Türkiye’den ayrıldı ve Karadağ’da öğrenim görmek üzere öğrenci vizesi aldı. Görünüşe göre artık Türkiye’de aranmıyordu. Benim yorumuma göre, Türk iktidar sahipleriyle anlaşarak dış görevler üstlendi. Peker, bir Almanya düşmanıdır.
On yıllardır Türk devleti hiç olmadığı kadar zayıf. Bu nedenle Erdoğan’ın özellikle hem içeride hem de dışarıda agresif davranması bekleniyor. Bunu yaparken, eski yöntemlerden yararlanacaktır yani gizli servisin ve suç çevresinin ortak operasyonlarına geri dönecektir.’
Diğer taraftan Ludwigshafen yangınının üstünün örtülmesinde Erdoğan iktidarının büyük sorumluluğu olduğunu da buradan belirtmek isterim…
Bu istihbarat teşkilatlarına Almanya’nın iç güvenliğini tehdit etmediği sürece göz yumuluyor.
Türkiye’nin Almanya’da 8 bin civarında muhbiri olduğu konuşuluyor. Aslında Almanya’nın çoktan alarm durumuna geçmesi gerekiyor.”
ERDOĞAN’IN ALMANYA’YA UZANAN KOLLARI VE İNFAZ LİSTELERİ
Yazıyı bitirmeden infaz listelerine değinmeden geçmek de olmayacak.
Gazeteci Erk Acerer’e yönelik o utanç verici saldırının ardından infaz listeleri de ortaya dökülmüştü. Berlin’de yapılan saldırı sonrasında var olduğu iddia edilen 43 kişinin isimlerinin yer aldığı “infaz listesi“ ifşasının ardından Alman emniyet birimlerince gazeteci Cevheri Güven ve Celal Başlangıç ziyaret edilmişti. Listede Ahmet Nesin, Erdal Er gibi isimler olduğu da biliniyor
Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti İçişleri Bakanlığı Temmuz 2021’de DW Türkçe’nin sorusuna “Türk, Kürt veya Alevi kökenli muhalif vatandaşların Türk hükümetiyle ilgili görüşleri, Almanya’ya sığınan muhaliflerin de faaliyetleri nedeniyle soyut bir tehlike ile sürekli karşı karşıya olduğuna“ ancak “yakın zamanda bu kişilere yönelik düşmanlığın daha da artış kaydettiğine“ dikkat çekti. Bu bağlamda ağırlıklı olarak Türk milliyetçisi olduğu görülen sosyal medya hesaplarından tehditler tespit edildiği belirten Bakanlık, süren soruşturmalardaki ilk bulguların faillerin Avrupa dışında olduğuna işaret ettiği de kaydetmişti.
Türkiye seçime doğru giderken Almanya’daki Türkiye kökenlilerin de o sıcak havadan birebir etkileneceği ortada. Bu “hararetin” nasıl kontrol altında tutulacağı, Almanya’daki siyasal gündemin en önemli başlıklarından biri olacak gibi görünüyor.
IŞIN ERTÜRK – STUTTGART