Yunus Emre Enstitüsü’nde yolsuzluk skandalı: Ve Şeref kaçar

Yunus Emre Enstitüsü’nde yolsuzluk skandalı: Ve Şeref kaçar
Yayınlama: 07.01.2025
275
A+
A-

Yunus Emre Enstitüsü’nde yüz milyonlarca liralık yolsuzluk skandalı ile 9 yıllık bürokrat Almanya’ya kaçtı. Siyaset dünyasında da koltuklar peş peşe  devrildi. Yunus Emre Vakfı’ndaki “naylon fatura” soruşturması kapsamında 11 çalışandan 8’i tutuklandı. Eski Başkan Prof. Dr. Şeref Ateş, Almanya’ya kaçtı. Soruşturma sürecinde, MHP’li Semih Yalçın’ın oğlu Başkan Yardımcısı Kutalmış Yalçın’ın istifası dikkat çekerken, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ın eşi Rahmi Göktaş da görevden ayrıldı.

Eski Başkan Ateş kaçtığı iddialarını reddetti.  Kendisine kumpas kurulduğunu öne sürdü. 

Ateş, mal varlığını açıklayarak hem kendi hem de diğer siyasilerin ve bürokratların son 10 yıllık mal varlıklarını şeffaf bir şekilde paylaşmaları çağrısında bulundu. Soruşturmanın odağında, vakıf içindeki mali usulsüzlükler ve bu süreçte görev alan üst düzey isimlerin rolleri yer alıyor.  

İSTİFALAR, İDDİALAR VE ATEŞ’İN SORGULAMASI  

Ateş açıklamasında yolsuzluk iddialarının 2022’de yapılan denetimlerde neden tespit edilmediğini ve görev süresinin 2023’te neden uzatıldığını sorguladı. Ateş, alınan tüm mali ve idari kararların yönetim ve mütevelli heyeti onayıyla yapıldığını belirtti. Sorumlular konusunda dönemin Kültür Bakanlığı yetkililerine işaret etti. Ayrıca, denetim süreçlerinin neden yıllarca usulsüzlükleri ortaya koyamadığını vurguladı.  

BAKANLIĞIN ÇELİŞKİLİ TAVRI VE ATEŞ’E TEŞEKKÜR  

Kültür ve Turizm Bakanlığı, Ateş’in Haziran 2024’te görevden alındığını açıklasa da, aynı dönemde Bakan Mehmet Nuri Ersoy’un Ateş’e teşekkür ettiği ortaya çıktı. Ateş, soruşturmanın zamanlamasına dikkat çekerek, 2024’teki görevden ayrılmasından 8 ay sonra suçlamaların gündeme gelmesini “üst akıl” operasyonu olarak nitelendirdi. Skandalın derinleştiği bu süreçte, Yunus Emre Vakfı’ndaki diğer iddiaların da kamuoyunda tartışılması bekleniyor.

YENİ BAŞKAN TARTIŞMALARI  

Çok önemli bir diğer yeni iddia ise ortalığı karıştıracak cinsten: 

Yunus Emre Enstitüsü (YEE), eski başkan Şeref Ateş döneminde ortaya çıkan yolsuzluk iddialarıyla sarsılırken, yeni başkan Abdurrahman Aliy’ye dair tartışmalarla da gündemde. Ateş’in hukuki sürece taşınan usulsüzlükleri, enstitünün yönetim mekanizmalarındaki eksiklikleri gözler önüne sererken, Aliy’nin geçmişte “Yeşil sermaye” ile bağlantılı olduğu ve akademik yükselişinde etik sorunlar yaşadığı iddiaları kurumun güvenilirliğini sorgulatıyor.

Özellikle Aliy’nin, Almanya’da Jetpa ile mali ilişkiler ve kısa sürede tamamladığı doktora süreci gibi tartışmalı geçmişi, başkanlık seçim sürecindeki liyakat sorunlarına dikkat çekiyor.  

Aliy’nin göreve gelmesiyle birlikte Yunus Emre Enstitüsü’nde kadrolaşma iddiaları da güçlenmiş durumda. Tecrübeli personelin işten çıkarılarak, yüksek maaşlarla yakın çevresinden kişilerin atanması kamu kaynaklarının suistimal edildiği yönündeki eleştirileri artırıyor. Ayrıca, Aliy’nin geçmişte ailevi ilişkilerinde yaşanan tartışmalı süreçler ve milletvekili Mustafa Yeneroğlu ile bağlantıları, kişisel yaşamı üzerinden de kurumun itibarını zedeleyen bir etken olarak öne çıkıyor.  

Türkiye’nin uluslararası kültürel diplomasi alanındaki en önemli kurumlarından biri olan Yunus Emre Enstitüsü’nün, yönetim süreçlerinde şeffaflık ve liyakat ilkelerini sağlaması hayati önem taşıyor. Yolsuzluk ve etik dışı uygulamalara dair iddiaların bağımsız bir denetimle incelenmesi, başkanlık seçim kriterlerinin objektifleştirilmesi ve kurumdaki kadrolaşmanın önlenmesi, hem kurumun itibarını korumak hem de uluslararası başarılarını sürdürülebilir kılmak için elzem görünüyor.

YENİ POSTA – STUTTGART