Ukrayna’ya ağır silahlar göndermek: Çözüm mü, yoksa büyük savaşa mı hazırlık?
Federal Almanya’da 40’tan fazla ülke haftanın ilk günlerinde Rusya’ya karşı sürdürdüğü mücadelede Ukrayna’ya desteklerini sunmak üzere Ramstein Hava Üssü’nde bir araya geldi.
Ukrayna’ya ağır silah tedarik etmesi için söz konusu “silah zirvesinde” Washington Berlin üzerindeki baskısını arttırdı. Ve hemen ardından Almanya temkinli tutumunu değiştirdi ve Kiev’e tank sevkiyatına yeşil ışık yaktı. Londra da savaş uçakları göndermek istiyor.
Batı, Ukrayna’ya silah sevkiyatını güçlendirerek mevcut savaşı büyük bir savaşa dönüştürme hazırlığı içinde mi yoksa çözüme doğru bir adım mı atıyor? Ramstein’a da baktığımızda ABD, emperyal politikaları ile Avrupa’da gücüne güç mü katıyor, yoksa çöküşün mü eşiğinde?
HALKLARIN YOKSULLAŞMASI, EKONOMİK İNTİHAR VE ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI
Bir Türkçe Avrupa haber portalı olan Yeni Posta’nın YouTube kanalında yayınlanan Avrupa Özel’de Yeni Posta gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Işın Ertürk’ün hazırlayıp sunduğu programda Serbest Ada Genel Yayın Yönetmeni Birgül Göker Perdisa (Bologna / İtalya), serbest gazeteci Seda Şanlıer (Stockholm / İsveç), serbest gazeteci Ufuk Evla Bostan (Frankfurt / Almanya) ve SolHaber yazarı Çağdaş Gökbel (Dublin /İrlanda) Ramstein silah konferansının Avrupa’ya yansımalarını aktardılar.
Avrupa’da görev yapan Türkiye kökenli gazeteciler Ukrayna’yı silahlandırmaya devam etmenin, Rusya’ya karşı bir vekalet savaşı yürütmek anlamına geldiğine işaret ederek, bu gelişmelerin Avrupa halklarının yoksullaşmasına, ekonomisinin intiharına yol açacağını hatırlattılar. AB’nin o nedenle bu büyük savaşı göze alıp almadığını sorgulaması gerektiğine işaret ettiler.
Gazeteci Birgül Göker Perdisa “Ramstein’da NATO üyesi ülkeler ve 14 üye olmayan ama savaşa ‘istekli’ ülke biraraya gelerek, NATO üyesi olmayan Ukrayna’yı savunmak için yeni kararlar aldılar. Turgut Özal döneminde Körfez savaşı sırasında NATO bir NATO üyesi olan Türkiye’yi Saddam’ın füzelerine karşı savunmayı reddetti. Şimdi ise, NATO üyesi olmayan Ukrayna için NATO zirve üstüne zirve yapıyor. Nedeni iyi sorgulanmalı” diye konuştu.
DEMOKRASİ YERİNE KÜRESEL SERMAYE DİKTATÖRLÜĞÜ
Hammadde bakımından yoksul ve dış ticarete bağımlı olan Avrupa’nın bu gidişle ekonomik intihara sürükleneceği, demokrasi, insan hakları ve özgürlükler yerine küresel sermaye diktatörlüğünün Kıta Avrupası’nı saracağı da vurgulanan tartışmada, Avrupa halklarının yakın gelecekte Rusya-Ukrayna savaşını güçlü bir eleştirel bakış açısı ile değerlendirmeye başlayacaklarına işaret edildi. Bu durumda da savaş karşıtı protestoların güçlenebileceği belirtildi.
Ufuk Evla Bostan Almanya’da pasifistlerin dahi savaş karşıtlığı konusunda ikiye bölündüğünü hatırlattı, örnekler verdi.
BATI REJİMİNİ TANIMLAYAN YENİ TERİM: DEMOKRATURA
Avrupa Özel programında, Batı ülkelerinde de demokrasi kılıfı geçirilmiş diktatörlükler inşa edilmeye başlandığı da ileri sürüldü. Göker Perdisa “İtalya’da da Batı’daki rejimi tanımlayan yeni bir terim üretildi: Demokratura. Küresel elitler artık Batı’da dahi demokrasi rejimini istemiyor, geçtiğimiz yüzyılda halklara verilmek zorunda kalınan tüm hak ve özgürlükler salgın, savaş gibi gerekçelerle geri alındı. Günümüzde Batı rejimlerini ifade etmek için kullanılan yeni terim Democratura, İtalyancadaki ‘democrazia’ ve “dittatura” (demokrasi ve diktatörlük) kelimeleri birleştirilerek üretildi.”
”ZAMAN UKRAYNA’NIN LEHİNE İŞLEMİYOR”
Diğer taraftan Çağdaş Gökbel de Amerika Genelkurmay Başkanı General Mark Milley’in açıklamalarına işaret ederek Milley’in de Ukrayna’nın şu anda daha fazla güvenlik yardımına ihtiyacı olduğunu, önümüzdeki haftaların “kritik önem taşıdığını” kaydettiğini belirterek “Zaman Ukrayna’nın lehine işlemiyor” sözüne işaret etti.
ABD genelkurmay başkanının açıklamalarına dikkat çeken Gökbel şunları söyledi:
“ABD ve İngiltere’nin desteklediği Ukrayna yönetiminin bu ifadelerden de anlaşılacağı gibi zor durumda olduğu açık. Daha da tehlikelisi Moldova’daki Transdinyester bölgesinde provokasyonlar yapılarak Avrupa sıcak çatışmaya çekilmeye çalışılıyor. Bu gerçekleşirse eğer mevcut paylaşım savaşı kızışabilir. Çok tehlikeli bir noktada duruyor ve topyekûn 3. Dünya Savaşı’na çekilmeye çalışılıyoruz.”
“SİLAHLAR SAVUNMA DEĞİL SALDIRI AMAÇLI GÖNDERİLİYOR”
Öte yandan gazeteci Seda Şanlıer Ramstein’da Batılı devletlerin, ABD önderliğinde strateji değiştirdiğini bildirdi. Şanlıer, “Önceden Ukrayna’ya ‘savunma amaçlı’ silah gönderirken yapılan toplantı sonrasında Rusya’ya saldırı amaçlı ağır silahlar göndermeye başladılar. Bu durum Batı açısından savaş tehlikesinin yakınlaştığının bir göstergesidir. Bu arada ülkeler, savaş için büyük bütçeler ayırıyor. Diğer taraftan da fiyat artışları Avrupalıların sosyal ve ekonomik yaşamlarını etkiliyor. Savaşın uzaması durumunda, bu duruma tepki olarak eylemler artabilir” dedi.
ENERJİ KRİZİ TEHDİDİ
Programda şu konular da masaya yatırıldı:
Moskova rubleyle ödeme sistemine uymadıkları için Bulgaristan ve Polonya’ya doğalgaz sevkiyatını tümüyle durdurdu. Bu da Avrupa’nın ciddi bir enerji krizi tehdidi ile karşı karşıya kaldığını birkez daha hatırlatmış oldu.
Önümüzdeki kış Avrupa’da çok sert geçecek. ABD dayatmasıyla Rusya’ya ambargo uygulayan Avrupa, bir anlamda kendi ayağına kurşunu sıkıyor. Önümüzdeki kış enerji sıkıntısı yaşayacak Avrupa’da, sanayideki iflaslarla birlikte ekonomik durgunluk, işsizlik ve gıda sıkıntısı bekleniyor.
ASSANGE’A ÖZGÜRLÜK
Bu arada araştırmacı gazeteci ve siyasi aktivist Julian Assange’a özgürlük talep eden gazeteciler Assange davasının basın ve ifade özgürlüğü ve insan hakları ile ilgili Batı adına en utanç verici davalardan biri olduğunu, Julian Assange’ın Batı tarafından esir alındığını da dile getirdiler.
YENİ POSTA – STUTTGART