“Topyekûn savaşın” eşiğinde miyiz? Avrupa solu savaşta nasıl bir sınav veriyor?

Rusya’nın uluslararası hukuku ihlal eden Ukrayna işgaline yönelik dalga dalga yayılan öfke kıta Avrupası’nı “topyekun savaşa mı“ itiyor? Peki Avrupa solu savaşla nasıl bir sınav veriyor?

Avrupa Birliği, ABD ve İngiltere ile birlikte, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasına karşı olası misilleme tedbirlerini hazırlıyor. Örneğin Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Brüksel’deki AB Dışişleri Bakanları toplantısında, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırısının yüksek bir bedeli olacağını göstermek gerektiğini söyledi.

“TOPYEKÛN SAVAŞA HAZIRLANDIĞINA İKNA OLDUK”

Litvanya Dışişleri Bakanı Gabrielius Landsbergis ise, ”Rusya’nın gerçekten de Ukrayna’ya karşı topyekûn savaşa hazırlanmakta olduğuna ikna olduk. Ve bu, muhtemelen İkinci Dünya Savaşı’ndan beri benzeri görülmemiş bir olay. Bu, Batı ülkelerinden gelen tepkinin de benzeri görülmemiş olması gerektiği anlamına geliyor” demekten kaçınmadı.

Almanya’nın Birlik’90 / Yeşiller partili Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock’a göre de “açık diplomatik ve ekonomik sonuçlar” tehlikede. Yeşil Bakan, Alman kamu kurumu ZDF kanalının Heute Journal programında, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması durumunda, Rusya ile Almanya arasındaki tartışmalı Kuzey Akımı 2 Baltık Denizi boru hattına işletme yasağı konacağını açıkça belirtmişti. ABD ile önceki Merkel hükümet arasında “savaşın daha fazla tırmanması durumunda, bu boru hattının artık etkin olamayacağı” tartışılmıştı.

AJİTASYON UYARISI YAPANLAR DA VAR
Avusturya Dışişleri Bakanı Alexander Schallenberg ise, “Şu anda gerçekten ihtiyacımız olan şey, her iki tarafın da sözlerinin ve eylemlerinin silahsızlandırılmasıdır” dedi.
SPD Meclis Grubu Başkanı Rolf Mützenich de benzer bir açıklama yaptı. Rheinische Post’a konuşan Rolf Mützenich, “Gerçek savaş tehlikesini azaltmak, tehditler ve karşı tehditler sarmalını kırmak için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız” dedi. Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jean Asselborn, sadece yaptırımlar hakkında konuşulamayacağını, aynı zamanda müzakerelerin de dahil edilmesi gerektiğini söyledi. Diğer dışişleri bakanları gibi  Asselborn da Rus paralı asker şirketi Wagner ve onunla bağlantılı şirketler ve kişilere karşı bir AB yaptırım kararı almayı kabul etti.

BARIŞ “RUSYASIZ” SAĞLANABİLİR Mİ?

Öte yandan gelecekte dünyada barış ve güvenliğinin “Rusyasız” olacağına iyice ikna olan Batı, devasa bir yaptırım kampanyası, eşi benzeri görülmemiş bir silahlanma sarmalı ile cehenneme giden yolun taşlarını mı diziyor?

Peki savaşın tam ortasındaki Avrupa’da “sol“ nasıl bir sınav veriyor.

AVRUPA’DA ÇÖKEN SOL

Sol politik yelpazesinin en sağındaki sosyal demokratlardan Yeşiller’e kadar uzanan skalada birçok Avrupa ülkesinde solun “barış” ve “savaşa son” çağrısından çok silahlanma yarışına destek verdiği gözleniyor.

Yeşiller ve sosyal demokratların ABD ve NATO’nun yanında konum aldığı, rotayı uluslararası sermayenin, “küresel mafya”nın çıkarlarına çevirdiği görülüyor.

Bir Avrupa haber portalı olan Yeni Posta’nın YouTube kanalında Işın Ertürk’ün hazırlayıp sunduğu haber ve tartışma programı “Kadın Sözü ile Avrupa” bu hafta da Ukrayna-Rusya savaşını, Avrupa’dan bakışla tartışmaya devam ediyor. Bu haftaki programda kadın gazeteciler Almanya’dan Ufuk Evla Bostan, İtalya’dan Birgül Göker Perdisa ve İsveç’ten Seda Şanlıer “Avrupa solu”nun savaşla imtihanını ve “topyekûn savaş“ tartışmalarını masaya yatırdı.

“AVRUPA GEÇMİŞTEN DERS ALMADI”

Gazeteciler, ABD yanlısı Anglosakson etkisi altında iki kere kalan ve I. ve II. Dünya Savaşlarını yaşayan Avrupa’nın geçmişten ders almadığını ve Kıta Avrupası’nın geçmiştekilere benzer, hatta nükleer silahların devreye gireceği daha şiddetli bir savaşın içine itildiğini fark etmediğini dile getirdiler. Konuşmacılar Avrupa solunun bir varlık gösteremediğine ve derin bir çöküntü içinde olduğuna dikkat çekerek, aşırı sağın da, Fransa’da olduğu gibi, aslında sola ait olması gereken söylemlerle “savaşa hayır” ve “silahsızlanma” çağrıları yaparak seçmene seslendiğini belirttiler.

Özetle, bugün tüm dünyada olduğu gibi, Avrupa’da da sol ve sağ kargaşası yaşanıyor. Fakat kim sağ, kim sol, işte bu,  belli değil.. Sol ve sağ görüşlerin ilkeleriyle birlikte yeniden sağlam bir biçimde ortaya çıkmasına, netleşmesine ihtiyaç bugün, dünden daha fazla. Bir Üçüncü Dünya Savaşı uçurumuna yuvarlanmamak, rotayı barıştan yana kırmak için.

YENİ POSTA – STUTTGART

FOTO:  Hasan Almasi on Unsplash;  AA