SPD’de Rusya çatlağı: Savaş siyasetine ‘dur’ çağrısı

Almanya’da Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) önde gelen isimleri, Rusya ile ilişkilerde barışçıl ve diplomatik bir yaklaşımı savunan bir manifesto yayımlayarak parti yönetiminin izlediği mevcut dış politikaya karşı açıkça tavır aldı.
Manifesto, savunma harcamalarındaki keskin artışları ve NATO’nun saldırgan söylemlerini de sert bir dille eleştiriyor. Bu dikkat çekici çıkış, gazeteci Tobias Riegel tarafından NachDenkSeiten platformunda 11 Haziran 2025 tarihinde kaleme alınan bir analizde detaylı biçimde değerlendirildi.
SPD içinden onlarca etkili ismin imzasını taşıyan ve “Avrupa’da Barışı Korumak: Savunma Yeteneği, Silahlanma Kontrolü ve Anlayış Yoluyla” başlığını taşıyan manifesto, Almanya’nın Rusya ile yeniden diyalog kurması gerektiğini savunuyor. Partinin eski grup başkanı Rolf Mützenich, dış politika uzmanı Ralf Stegner, eski parti başkanı Norbert Walter-Borjans ve eski Maliye Bakanı Hans Eichel gibi isimlerin destek verdiği belge, SPD’nin sol kanadından gelen güçlü bir barış çağrısı olarak değerlendiriliyor.
“SAVAŞ DEĞİL, DİYALOG” MESAJI
Manifestoda, Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius’un orduyu büyütme planlarına alternatif olarak diplomatik çözüm yolları öneriliyor. NATO’nun 5 ya da 3,5 oranında GSYİH’ya sabitlenmiş savunma harcaması hedefi ise “irrasyonel” olarak nitelendiriliyor. Ayrıca, Almanya topraklarında yeni Amerikan orta menzilli füzelerinin konuşlandırılmasına da açıkça karşı çıkılıyor.
Yazıda şu ifadelere yer veriliyor:
“Almanya’da ve Avrupa’nın büyük bölümünde, geleceği askeri çatışmalar ve devasa silahlanma bütçelerinde arayan bir anlayış egemen oldu. Oysa ki, ortak güvenlik ve barış için silahlanma kontrolü ve silahsızlanma politikalarıyla savunma yeteneğini birleştirmek zorundayız.”
SPD KURULTAYI VE NATO ZİRVESİ ÖNCESİ STRATEJİK ZAMANLAMA
SPD’nin Haziran sonunda düzenleyeceği kurultay öncesi yayımlanan bu manifesto, aynı dönemde yapılacak olan NATO Zirvesi’nde savunma harcamalarının daha da artırılmasının hedeflenmesine tepki niteliği taşıyor. Manifestoda, yüksek askeri bütçelerin sosyal harcamaları kısarak toplumda daha fazla eşitsizlik yaratacağına dikkat çekiliyor.
BARIŞÇIL SOSYAL DEMOKRASİYE SAHİP ÇIKILIYOR
Tobias Riegel, analizinde bu çıkışın geç de olsa olumlu olduğunu belirtiyor:
“Manifesto, SPD içinde hâlâ detant politikalarını savunan sosyal demokratların var olduğunu gösteriyor. Her ne kadar geç kalınmış olsa da bu metin, savaş yanlısı söylemlere ve medyadaki tek sesliliğe karşı cesur bir duruş anlamı taşıyor.”
Riegel’e göre bu çıkış, özellikle Rusya karşıtlığında aşırıya kaçan ve militarist çizgiye kayan Almanya soluna, hatta Sol Parti’ye (Die Linke) de dolaylı bir eleştiri niteliği taşıyor.
ELEŞTİRİ BEKLENİYOR, AMA BARIŞ SAVUNUSU SÜRÜYOR
Makalenin sonunda Riegel, manifestonun militarist çevrelerden ve devlet destekli “sivil toplum” kuruluşlarından ağır eleştiriler almasının kaçınılmaz olduğunu, ancak bu eleştirilerin aslında barışçıl yaklaşımın doğruluğuna işaret ettiğini vurguluyor:
“Bu metne gelen saldırılar, yazarlarının doğru bir çizgide yürüdüğünün kanıtıdır. Aklın ve barışın sesi hâlâ kaybolmuş değil.”
YENİ POSTA – BERLİN
KAYNAK: https://www.nachdenkseiten.de/?p=134311
FOTO: Umberto (@umby) – Unsplash