Putin AB’ye ve ABD’ye meydan okudu: Avrupa ürktü mü?

Ne kadar tersini yineleyip dursalar da, gerçek acı: Avrupa, Ukrayna konusunda ve Rusya karşısında birlik sağlayamıyor. Hatta eski AB üyesi İngiltere (daha doğrusu Büyük Britanya) AB’ye alternatif bir gruplaşmaya gidiyor.

Boris Johnson’ın öncülüğünü yapmaya çalıştığı, kayıtsız şartsız Amerikancı devletlerin oluşturacağı bu yeni grubun, Berlin-Paris-Roma üçgenini işlevsizleştirmesi isteniyor. Ancak AB zaten birlik ve beraberlik örneği değildi. ABD’nin İngiltere desteğiyle Kıta Avrupası’ndaki eski ağırlığını yeniden yaşama hevesi içinde olduğunu görüyoruz. Ukrayna bunun için ateşe atılmış görünüyor. 

Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesi, AB’nin dikişlerinin zaten patlamak üzere olduğu bir zamanda mı geldi? Putin’in St. Petersburg Ekonomi Forumu’nda Avrupa’ya yönelik uyarısı ilginçti: Avrupa’daki insanların gerçek çıkarlarının şu anda zor kullanılarak kenara itildiğini, bunun da artan bir radikalizme yol açacağını ve mevcut elitlerin yerini yeni elitlerin alacağı bir sürece girdiğimizi ileri sürdü. AB’nin siyasal egemenliğini yitirdiğini de ekledi.

Bu gözlemler, gerçeği yansıtıyor mu?  

YouTube kanalı Sınırsız TV’de, Avrupa’da Türkçe habercilik ve yayıncılık alanında yaşananlar özel bir programla “olay yerinden” bir bakışla irdeleniyor.

“Hangi Avrupa?” adlı programda Yeni Posta Yayın Yönetmeni Işın Ertürk programın daimi konuğu gazeteci-yazar Osman Çutsay ile pazartesi ve cuma akşamları Avrupa’nın içinden yaşlı kıtada olup bitenleri masaya yatırıyor.

Son programda yanıt aranan sorular şöyle:

– Avrupa, Rusya’ya birlik ve beraberlik içinde bir tepki veremiyor mu gerçekten? Eğer öyleyse neden? 

– Almanya’nın liderliğini yaptığı Avrupa’nın teklediği, siyasetinde yeni açmazlarla karşılaşacağı, bunun da ekonomisindeki kırılmalardan kaynaklanacağı söylenebilir. Geniş Avrasya’da, Rusya-Çin hattında arzulananın dışında bir yakınlaşma görüyoruz. Avrasya’da ipler ABD ve sadık müttefiklerinin elinden çıkıyor mu? Atlantik ittifakında kırılmalar mı var? 

– Fransa’da solun, daha doğrusu solculuk etiketiyle sahneye çıkmış bir grubun başarısına tanık olduk. Melenchon ve dostları Macron’u köşeye sıkıştırdı. Gerçi seçime katılım çok düşüktü, ama Macron uçurumun kenarında artık. Öldüğü ileri sürülen solun ise, lafzen bile olsa, ölmediğini gördük. Bu yeni durum, taşları yerinden oynatır mı? 

– Bu süreç Türkiye’ye nasıl yansıyacak? Tam olayların orta yerinde duruyor Türkiye… Etkilenmemesi mümkün mü? 

YENİ POSTA – FRANKFURT