Papa’nın “beyaz bayrak” çağrısı: Avrupa savaşa doğru “tek ses” mi gidiyor?
Katolik Kilisesi lideri Papa Francesco, Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle ilgili ‘beyaz bayrak’ çekmesi tavsiyesinde bulununca Alman siyset ve medyası çağrıyı “dehçet verici“ olarak algıladı.
Papa’nın, İsviçre Radyo-Televizyonu’na (RSI) yaptığı açıklamada
Türkiye de dahil uluslararası aktörlerin müzakerelerde arabuluculuğa hazır olduğunu söyleyerek, Ukrayna’yı ölümlere son vermek için Rusya ile müzakerelere başvurmaya çağırması pek çok Alman siyasetçinin ve gazetecinin tepkisine yol açtı.
Bu tutum savaşı uzatanların müzakere yoluyla çözümün önünde durmakta olduğunu gözler önüne sererken Papa barış müzakereleri ve ateşkes konusuna ilişkin, şunları söylemişti:
“Yenildiğinizi, işlerin iyi gitmediğini gördüğünüzde, müzakere cesaretine sahip olmalısınız. İşler daha da kötüye gitmeden müzakere etmekten utanmayın.”
Gerçekte “koşulsuz teslimiyet” çağrısında buunmasa da Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU), Hür Demokrat Parti (FDP) ve Birlik’90 / Yeşiller partili üst düzey siyasetçilerin barış çağrısına tepkisi Ukrayna’daki savaşın bir an önce sona erdirilmesi için Batı tarafından sabote edildiği iddia edilen olasılıkları da doğrular durumda.
Yeşiller partili Federal Meclis Başkan Yardımcısı Katrin Göring-Eckardt “Ukrayna’nın teslim olmasını talep eden herkes, saldırgana istediğini veriyor ve böylece Ukrayna’nın yok edilmesini kabul etmiş oluyor” derken CDU Federal Meclis üyesi Matthias Heuer de “Papa Ukrayna’nın Rus diktatörlüğü altında var olmasını tavsiye ediyor. Bir Katolik Hıristiyan olarak, Roma Katolik Kilisesi’nin merkezi bir konumda başarısızlığından bir kez daha utanıyorum” dedi.
Almanya’nın en azılı savaş kışkırtıcılarından FDP’li siyasetçi Marie-Agnes Strack-Zimmermann ise öfkeli tepkisini şöyle dile getirdi:
“Ukraynalı kurbanlar beyaz bayrağı kaldırmadan önce, Papa yüksek sesle ve şaşmaz bir şekilde, acımasız Rus faillere, ölümün ve Şeytan’ın simgesi olan korsan bayraklarını indirmeleri yönünde çağrıda bulunmalı.”
Aslında sosyal demokratlar da tepki vermekte gecikmedi.
SPD’li siyasetçi Wolfgang Thierse, Ukrayna’nın Papa’nın beyaz bayrağı kaldırma tavsiyesine uyması durumunda bunun Ukrayna ve Avrupa için ciddi sonuçları olacağını, Putin’in, acımasız emperyalizmini sürdürme cesaretini bulacağını bildirdi.
Bununla birlikte Alman medyasında da tepkiler yüksek tansiyonla aktarıldı.
FAZ gazetesi “Ukrayna’dan vazgeçmek Avrupa için kalıcı barış anlamına gelmiyor. Ama Putin’in bir sonraki savaş için teşviki anlamına geliyor” yorumuna yer verirken Volksstimme de “Ukrayna’nın beyaz bayrak göstermesinin Putin’in emperyalizminin zaferinden başka bir anlama gelmeyeceği” görüşünü öne çıkararak Papa Francesco için “Kutsal Baba kendisini ikiyüzlü bir barış vaizi olarak ifşa etti” nitelendirmesinde bulundu.
Almanya’da siyaset sahnesinin savaştan vazgeçme ve barış görüşmelerine destek verme niyeti var mı?
Çanlar çalarken Avrupa Birliği ülkeleri savaşa doğru gerçekten de “tek ses” olarak mı ilerliyor?
Almanya, İsveç gibi ülkelerde Papa’nın barış müzakereleri çağrıları hükümet nezdinde büyük tepkiyle karşılaşırken İtalya Başbakanı Georgia Meloni ve hükümet temsilcileri neden sessiz kalmayı tercih etti?
Direksiyonu “savaş ekonomisine” çeviren Avrupa ülkelerindeki grevler, eylemler hangi boyutta devam edecek?
NATO karargahında bayrağı göndere çekilen İsveç’te halk bu üyeliğe verdiği destekten pişman mı?
Avrupa’da görev yapan kadın gazeteciler Birgül Göker Perdisa ve Seda Şanlıer Yeni Posta gazetesinin YouTube kanalında Işın Ertürk’ün sorularını yanıtlıyor.
YENİ POSTA – ROMA / STOCKHOLM
FOTO: Long Thiên, CC BY-SA 2.0 https://creativecommons.org/licenses/by-sa/2.0, via Wikimedia Commons