Müller ve Dağdelen’den tarihi çağrı: “Komşularıyla iyi geçinen bir halk olalım”

Müller ve Dağdelen’den tarihi çağrı: “Komşularıyla iyi geçinen bir halk olalım”
Yayınlama: 08.11.2025
2
A+
A-

Almanya’nın Frankfurt şehrinde düzenlenen ve dünyanın en büyük kitap fuarlarından biri olarak kabul edilen Frankfurt Kitap Fuarı’nda kritik bir söyleşi gerçekleşti. Bu önemli buluşma Almanya’nın dış politikasına dair ezberleri sarsan sözlerle gündeme oturdu.

İktisatçı, yazar ve Almanya Sosyal Demokrat Partili eski siyasetçi Albrecht Müller ile Sahra Wagengenecht liderliğinde Sol Parti’den kopan siyasetçiler tarafından 2024 yılında kurulan Adalet ve Akıl – Sahra Wagenknecht İttifakı (BSW) partisinin dış politika sözcüsü Sevim Dağdelen, “Komşularıyla iyi geçinen bir halk olalım” başlığı altında barış, diplomasi ve Avrupa’nın yeniden içine sürüklendiği savaş politikalarını tartıştı.

“DİPLOMASİYİ UNUTTUK”

Willy Brandt ve Helmut Schmidt dönemlerinde Federal Başbakanlık Planlama Dairesi’nin başında görev yapan Albrecht Müller, konuşmasına tarihten gelen bir uyarıyla başladı: “Bizim görevimiz komşularımızla barış içinde yaşamak. Bunu unuttuğumuzda yalnızca siyaseti değil, insanlığımızı da kaybederiz.” Müller, 1970’lerin Doğu Politikası’nı hatırlatarak Almanya’nın bir zamanlar diyalogla inşa ettiği köprüleri bugün kendisinin yıktığını söyledi. “NATO’nun doğuya genişlemesiyle birlikte yeniden çatışma diline döndük. Bu, tarihin acı derslerini görmezden gelmektir” dedi.

Almanya’nın önemli alternatif haber-analiz portalı NachDenkSeiten’ın yayıncısı olan Müller, aynı zamanda programın da ev sahibiydi. Söyleşi, NachDenkSeiten’ın YouTube kanalında yayınlandı. Müller, medyanın savaş politikalarını eleştirel biçimde tartışmaktan giderek uzaklaştığını şu sözlerle belirtti: “Barıştan söz etmek artık marjinal bir tutum gibi sunuluyor. Oysa asıl marjinal olan, savaşı normalleştiren dildir.”

“ALMANYA ARTIK SİLAHLA KONUŞUYOR”

BSW’nin Federal Meclis Dışişleri Grubu Sözcüsü Sevim Dağdelen ise konuşmasında hükümetin dış politikasına sert eleştiriler yönelterek “Bugün Almanya barış değil, silah konuşuyor” dedi. Dağdelen’e göre yaptırımlar ve silahlanma yarışı, Avrupa’yı yeniden bir kriz hattına sürüklüyor: “Yaptırımlar her şeyden önce halkı vuruyor. Enerji fiyatları yüzde 77 arttı. Rusya’yı cezalandırmak isterken kendi yurttaşımızı cezalandırıyoruz. Bu, sosyal devletin kalbine indirilen bir darbedir.”

“NATO ARTIK BİR DEĞERLER BİRLİĞİ DEĞİL”

Dağdelen’in geçen yıl okurla buluşan kitabı “NATO – Değerler Birliği ile Bir Hesaplaşma” (Die NATO – Eine Abrechnung mit dem Wertebündnis), yayınlandığı dönemde Spiegel’in en çok satanlar listesinde onuncu sıraya girmişti. Kitabında savunduğu temel tez, söyleşide de yankı buldu: “NATO artık bir ‘değerler birliği’ değil. Demokrasi ve özgürlük adına savaşan değil, ABD’nin çıkarlarını koruyan bir yapıya dönüştü.” Müller de bu görüşe destek vererek ekledi: “Bir zamanlar bağımsız politika üretebilen Almanya, bugün Washington’un yankısına dönüştü.”

“SİLAHLANMA, SOSYAL DEVLETİN DÜŞMANIDIR”

Avrupa’nın bugün yaşadığı en tehlikeli dönüşümün, askeri bütçelerin yükselmesiyle birlikte sosyal devletin küçüldüğüne dikkat çeken Müller “Her bir avro, ya topluma gider ya silaha. İkisine birden yetmez” dedi. Dağdelen de aynı noktadan“Savaş bütçesi büyürken, emeklinin, kiracının, öğrencinin payı küçülüyor. Bu, bir sınıf politikasıdır” sözleriyle ilerledi.

“BARIŞI HALK KAZANACAK”

İki siyasetçi de çözümün yeniden halktan başlaması gerektiği noktasında birleşti. Müller, “Barışı savunmak artık sadece diplomatların işi değil. Her yurttaşın sorumluluğu var” derken Dağdelen, Berlin ve Stuttgart’taki barış yürüyüşlerine işaret ederek “Binlerce insan yeniden sokağa çıktı. Bu, umudun işareti. Fakat yetmez, sendikalar, sanatçılar, aydınlar da bu harekete katılmalı” çağrısında bulundu.

TARİHİN AYNASINDA ALMANYA

Frankfurt’taki söyleşi, Almanya’nın tarihsel kimliğiyle bugünkü yönü arasındaki çelişkiyi Müller’in sözleriyle, “Komşularıyla iyi geçinen bir halk olmaktan uzaklaştık” sözleriyle, Dağdelen’in de “Barıştan uzaklaştıkça özgürlükten de uzaklaşıyoruz” cümlesiyle bir kez daha gözler önüne serdi.
Ve her ikisi de aynı noktada birleşti: “Diplomasi sadece bir politika değil, vicdanın sesidir.”

YENİ POSTA – FRANKFURT

FOTO: https://www.nachdenkseiten.de/?p=141659