Frankfurt’ta “Çokkültürlü Türkiye” sergisi: Sefaradların renkli dünyası
Türkiye’deki Sefaradların tarihi, kültürü, Türkiye’deki çokkültürlü yaşam Almanya’daki Yahudi toplumunun en önemli merkezlerinden Frankfurt’ta açılan “Sefarad – Çok Kültürlü Bir Mirasın İzleri” sergisiyle tanıtılıyor.
Frankfurt Büyükşehir Belediyesi’nin tarihi salonunda (Römerhalle) düzenlenen görkemli bir törenle açılan sergi 14 Haziran’a kadar sürecek. Türk Sefarad sanatçıların 30’undan 70’in üzerinde eserin yer aldığı sergide, İstanbul’daki Türk Yahudi Müzesi’nden alınan replikaları, Osmanlı Yahudi kıyafetleri ve tarihi belgeleri, fotoğraf, seramik, kumaş üstü tasvir, yağlıboya ve suluboya resimleri, ebru görsellerini bir arada görmek mümkün. İstanbul manzaraları, tarihi mekânlar, tarihi sinagog ve camilerin yanı sıra çağdaş resim sanatını da kapsayan serginin küratörü Terry Katalan, “Sefarad sergisi, farklı kültür ve etnik grupların ortak değerler etrafında toplanıp, yüzyıllardır uyum, barış ve kardeşlik içinde yaşamış olduklarının en güzel örneğidir” dedi.
Türkiye’nin Frankfurt Başkonsolosluğu, Yunus Emre Enstitüsü, Frankfurt Cervantes Enstitüsü, Frankfurt ve İstanbul Yahudi müzeleri ve Frankfurt Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla düzenlenen serginin onur konuğu, sergide Osmanlı dönemi mimari eserlerinden iki fotoğraf kolajı da yer alan Devlet Sanatçısı İzzet Keribar oldu. Keribar, sergi açılışında yaptığı selamlama konuşmasında “Türkiye’yi tüm dünyada tanıtan eserler üretmeyi görev edindiğini” vurguladı.
Açılış töreni “Derya ve Dilek Türkan ile arkadaşları”ndan oluşan grubun Türk Sanat ve Seferat Müziği’den parçaları yorumladıkları konserle taçlandı.
Ev sahibi Frankfurt Büyükşehir Belediyesi’nin Belediye Başkanı Dr. Narges Eskandari-Grünberg ve Şehir Parlamentosu Başkanı Hilime Arslaner tarafından temsil edildiği açılış törenine, Frankfurt Yahudi Müzesi Müdürü Prof. Dr. Mirijam Wenzel, İstanbul Yahudi Müzesi Müdürü Nisya İşman Allovi, Frankfurt Cervantes Enstitüsü Müdürü Ferran Ferrondo Melia, Hessen Milletvekili Turgut Yüksel ve Yankı Pürsün, Offenbach Şehir Parlamentosu Başkanı Stephan Faerber, kendisi de Yahudi kökenli olan Frankfurt eski Büyükşehir Belediye Başkanı Peter Feldmann, Devlet Sanatçısı İzzet Keribar, Türkiye’nin Frankfurt Başkonsolosu Erdem Tunçer, Berlin Yunus Emre Enstitüsü Müdürü Feyzullah Bahçi’yle Frankfurt ve çevresinden Yahudi toplumunun ve çeşitli sivil toplum örgütlerinin temsilcileri katıldı.
BİLİNMEYEN KÜLTÜR
Selamlama konuşmalarında, Türkiye’deki Yahudi toplumunun binlerce, Türk Seferadlarının da 530 yıllık tarihine ilişkin acılı tarihine gönderme yapılarak, Almanya ve Avrupa’nın en önemli metropollerinden Frankfurt’un böyle bir sergiye ev sahipliği yapmasının büyük bir kazanç olduğu vurgulandı. Genel olarak Sefarad Yahudilerinin, özel olarak Türk Sefaradlarının tarihi, kültürü ve yaşam koşulları konularının Almanya’da pek bilinmediğine işaret edilerek, serginin farklı kültürler arasında öğretici bir köprü fonksiyonu üstleneceği kaydedildi.
Frankfurt Yahudi Müzesi Müdürü Prof. Wenzel, “Her fırsatta dile getirdiğim gibi, ne tek bir Yahudi kültürü vardır ne de tek bir Yahudilik olgusu söz konusudur. Yahudi tarihi ve kültürü çok büyük farklılıklar ve çoğulculuk içerir. Frankfurt’ta da Sefaradların yaşadığı halen çok bilinmez. Bu serginin Frankfurt’ta açılmasından çok memnunum” dedi.
Prof. Wenzel, Yahudilerin çok uluslu Osmanlı İmparatorluğu’nda uzun süre engellerle karşılaşmadan yaşadıklarını, 19’uncu yüzyıldan sonra artan milliyetçiliğin etkilerini hisettiklerini ve Yahudi düşmanlığıyla karşı karşı kaldıklarına hatırlattı.
Başkonsolos Erdem Tunçer de konuşmasında, Almanya’da geçtiğimiz yıl Kassel’deki sanat sergisi Dokumenta’da, geçtiğimiz hafta da Frankfurt’taki Roger Waters konserinde vesilesiyle yaşanan “Yahudi düşmanlığı” tartışmalarına işaret ederek, “Sefarad Sergisi”nin çok önemli bir zamanlamaya tekabül ettiğine, bu sürece önemli katkısı olacağına dikkat çekti.
“Sefarad, Çok Kültürlü Bir Mirasın İzleri“ sergisi önce Barcelona (2014), daha sonra Londra (2018) ve Amsterdam’da (2021) düzenlenmişti.
Frankfurt’taki sergide eserleriyle yer alan sanatçılarımız şöyle: Geçtiğimiz yıl yitirdiğimiz Habib Gerez (1926 – 2022) ile İzzet Keribar, Esti Saul, Eti Koen, Seyfi İşman, Moris Sabaner, Lina Basmacı, Sara Özsarfati, Perlet Boveland, Verda Habib, Sara Aji, Mara Gülerşen, Dalya Anter Baruh, Sera İllel, Rosy Maçoro, Nelly Yaffe, Elda Fresko, Hilda Uziyel. Niso Maçoro, Jak Baruh, Salvator Barki, Henri Kandiyoti, Tuna Angel, Tania Sisa, Sibel Razon, Lidya Kohen, Rozita Kasuto, Jinet Halyo Toledo, Sheila Gulman Niyego ve Terry Katalan
Sergide “Kan İftirası Belgesi” ve “Ketuba” gibi 500. Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesi’nden alınan tarihi belgelerin replikaları da yer alıyor.
İFTİRALAR VE GERÇEKLER
Kan İftirası Fermanı, Ortça Çağ’da Avrupa’da üretilen kan iftirası söylencesini bizzat padişahı Abdülaziz’in ağzından yalanlayan ferman. Yahudilik’teki dini nikâhta hahamın iki tanık huzurunda damada imzalatarak geline sunduğu güvence belgesi Ketuba’ların süslenmesinde Osmanlı tezhip sanatı da kullanılıyordu.
Sergi çerçevesinde 5 Haziran Dünya Çevre Günü vesilesiyle bir forum düzenlendi. Forumda sergi küratörü Terry Katalan’ın çevrecilik bilincinin yaygınlaşmasına katkıda bulunmak hedefiyle ürettiği ürettiği 9 metre boyundaki enstalasyon çalışması “Dünya Halısı” da tanıtıldı. Gerçekleşmesi bir yıl süren eser daha önce Barcelona, Londra ve Sevilla’da da sergilenmişti.
SEFARAD YAHUDİLERİ KİMLERDİR?
Sefarad Yahudileri, M.S birinci ve ikinci yüzyıldaki Yahudi-Roma savaşlarından sonra zorunlu göç ile Kuzey Afrika üzerinden İberya yarımadasına yerleşen ve 1492’de, Elhamra Kararnamesi ile İspanyol Krallığı tarafından İspanya’dan kovulan Yahudi toplumuna verilen isimdir. Kararname sonrasında Yahudi halkının çoğu Portekiz’e kaçtı. Beş yıl sonra Portekiz Kralı’nın da oradaki Yahudileri Hıristiyanlığa geçmeye zorlamasıyla sınır dışı edilen birçok Yahudi farklı ülkelere kaçmak zorunda kaldı. Sonuç olarak, göçe zorlanan Yahudilerin torunları dünyanın her yerindeki ülkelere göç ederek yaşamlarını sürdürebildiler. Bu ülkelerden bazıları İngiltere, Hollanda, Kuzey Afrika’nın bazı bölgeleri, Türkiye ve İsrail’dir.
İbrani dilinde “Sefarad”, İspanya anlamına geliyor. 1492’de İspanya’dan kovulan Yahudiler İspanya kökenli oldukları için kendilerine “Sefarad” adını koymuşlar. Genişletilmiş anlamda ise bugün, Sefarad, Aşkenaz (Yahudi-Roma savaşlarından sonra Avrupa’ya sürgün edilen Yahudilerin Orta ve Doğu Avrupa kolu, günümüzde büyük çoğunluğu İsrail, ABD ve Fransa’da yaşıyor) olmayan tüm Yahudilere verilen addır. Bugün Türkiye’de yaşayan 25 bin Yahudi’nin yaklaşık yüzde 96’sını oluşturan Sefaradların sayısı 24 bin civarındadır, yüzde 4’ü oluşturan Aşkenaz Musevilerin sayısı ise 1000 civarında.
TÜRKİYE’DE YAHUDİLİK
Türkiye’deki deki Yahudilerin tarihi, yaklaşık 2 bin 400 yılı kapsar. Anadolu’da en az M.Ö. 5’inci yüzyıldan beri Yahudi toplulukları bulunuyordu. 15’inci yüzyılın sonlarına doğru İspanya’dan sürülen İspanya ve Portekiz Yahudilerinin birçoğu Padişah II. Beyazıt’ın resmi davetiyle Osmanlı İmparatorluğu’na kabul edildiler ve Osmanlu Yahudilerinin çoğunluğunu oluşturdular. Toplam nüfusu 330 ile 450 bin arasında olduğu tahmin edilen Türkiye Yahudilerinin büyük çoğunluğu (280 bin) İsrail’de yaşıyor.
Sefarad Yahudilerin Osmanlı İmparatorluğu‘na göçünün 500’ncü yılında kurudğu “500. Yıl Vakfı”, 2001 yılında İstanbul’da Türk Musevileri Müzesi’ni kurmuştu. (gk)
YENİ POSTA – FRANKFURT