Boris Johnson’a danışman darbesi: Başbakanlık yapamaz!
Birleşik Krallık Başbakan’ı Boris Johnson’ın eski başdanışmanı Dominic Cummings, geçen yılın aralık ayında görevine son verilmesi ile Birleşik Krallık medyasında gündeme gelmişti. Ayrıntılar, Türkiye ile karşılaştırıldığında adeta taban tabana zıt bir çarkın işlediğini gösteriyor.
Dominic Cummings, dört ay süren sessizliğinin ardından, bu sene mayıs ayında yerel seçimler öncesi, Boris Johnson’a ve ülkeyi yönetme tarzına verip veriştirmiş, ortaya türlü türlü iddialar atmıştı. Bunun üzerine Birleşik Krallık Parlamentosu, Cummings’e iddialarını açıklama hakkı verdi ve 7 saat süren “ifade alma” toplantısı gerçekleştirildi. Cummings’in açıklamaları “yenilir yutulur cinsten” olmayınca, medyada birinci sıra Cummings’in oldu.
BAŞBAKANLIK İÇİN “KABİLİYETİ” YOK
Milletvekillerinin karşısına çıkmadan bir gün önce medyaya yansıyan haberler Boris Johnson’ın bir hayli uykusunu kaçıracak türdendi. Nitekim Cummings “sazı eline alınca” ilk sözleri Boris Johnson’ın “Başbakan” olabilecek özellikleri bulunmadığı yönünde oldu. Cummings’in karşısındaki milletvekilleri, parlamentoda temsil edilen tüm siyasi partilerin vekillerinden oluşuyor. Bu nedenle, sorulan soruların da sınırı yok.
Yapılan sorgulamanın 7 saat sürmesi de neredeyse bir rekor. Cummings’in söylediklerinin ardından, iddialarda yer alan diğer isimlerin de ifadelerine başvurulacağı belirtildi.
DANIŞMAN, DEVLETE “AYAR MI” ÇEKİYOR?
Cummings, verdiği ifadede, Boris Jonhson’ın, Covid-19’u “korku filmi” gibi gördüğünü yani ciddiye almadığını hatta bu virüsün sadece 80 yaş ve üstündekilere etki ettiğini, o yüzden endişe edecek ve önlem almayı gerektirecek bir durum olmadığına inandığı için harekete geçmekte gecikildiğini söyledi. Bu nedenle onbinlerce kişinin “pisi pisine” öldüğünü ve maalesef kendisinin de uyarılar yapmış olmasına rağmen, bu sistemin bir parçası olarak, hatalar yaptığını itiraf etti.
Hükümetin, pandemi kriz yönetimi planına sahip olmadığını, ülke yönetimini elinde tutan partinin tamamen “kilitlenmiş” bir yapı içinde olduğunu da ekledi.
Pandemi süreci boyunca kritik görevi olan Sağlık Bakanı Matt Hancock’un ivedilikle görevden alınmasını ve kendisinin bir danışman olarak Hancock’un en az 15-20 kez yalanını yakaladığının da ısrarla altını çizdi.
SORGULANABİLEN HÜKÜMET ANLAYIŞI
Birleşik Krallık, ”sorgulanabilen şeffaf yönetim” ilkelerini benimseyen bir ülke olduğu için, kimsenin söylediği ortada kalmıyor. Özellikle, hükümete bu kadar yakın bir ismin bu denli önemli iddiaları mutlaka “aslı-astarı var mı” şeklinde sorgulanıyor. Parlamentonun, tüm siyasi partilerin ortak katılımıyla masaya yatırdığı “iddialar”, bağımsız araştırmalarla neticelendiriliyor.
Türkiye ile karşılaştırıldığında, taban tabana zıt görünen bu durum, aslında demokrasi çarklarının işlediğinin de bir göstergesi.
Son haftalarda Türkiye gündemini etkisi altına alan suç örgütü liderinin iddialarıyla karşılaştırıldığında iki ülkenin yönetiminde olan hükümetlerin bir hayli hırpalandığını söyleyebiliriz. Ülke yönetimine yönelik iddialar, hangi ülkede olursa olsun, mutlaka araştırılmalı, gerçekler ortaya çıkarılmalı yaklaşımı ile bakıldığında ise devreye “bağımsız yargı” giriyor. Demokrasinin ana unsurlarından olan bağımsız yargı sekteye uğradığında ya da yapısı bozulduğunda, halkın beklediği adalet tecelli edemiyor. Hükümetler ve isimler üzerinden yürütülen spekülasyonlar da alıp başını gidiyor.
Birleşik Krallık, devlet geleneğini yerine getirirken, Başbakan, hakkındaki suçlamalardan aklanmaya ve etiği bozmadığını ispat etmeye çalışacak.
Mayıs ayı sonunda, Boris Johnson hakkında yürütülen bir diğer soruşturmanın da raporunun açıklanacağı duyurulmuştu. Başbakanlık konutunun tadilatı için harcanan 200 bin Pound’un nereden geldiğini merak eden Britanyalılar, önümüzdeki günlerde, Cummings’in iddialarının yanı sıra bu sorunun da yanıtını alacaklar.
GÖZDE SAPANLI – BIRMINGHAM / BİRLEŞİK KRALLIK
FOTO: A.A.