Baltık Denizi’nde yeni cephe: NATO’nun Rusya’ya deniz yolunu kapama hamlesi
Baltık Denizi, NATO ve Rusya arasında giderek büyüyen bir çatışma alanına dönüşüyor. Son olarak, Finlandiya Sahil Güvenliği 26 Aralık’ta Rusya’dan Mısır’a petrol taşıyan “Eagle S” adlı tankere el koydu. Gemi mürettebatı, Estonya ile Finlandiya arasındaki denizaltı kablosu “EstLink 2”ye zarar vermekle suçlanıyor. Ancak bu müdahale, sıradan bir deniz kazası değil, NATO’nun Rusya’yı Baltık Denizi’nden izole etme stratejisinin bir parçası olarak değerlendiriliyor.
Avrupa Birliği’nin 2022’de başlattığı petrol yaptırımları, Rus ekonomisini zayıflatmayı hedefliyordu. Ancak bu plan, Rusya’nın hızlı yanıtıyla başarısız oldu. Moskova, “gölge filo” adı verilen ve 600’den fazla tankerden oluşan devasa bir ağ kurarak petrol ihracatını sürdürdü. Bu filo, Batı yaptırımlarını etkisiz hale getirirken, AB ve NATO’yu daha sert önlemler almaya zorladı. Sonuç? NATO, Baltık Denizi’nde askeri varlığını artırarak gerilimi tehlikeli bir seviyeye taşıdı.
2024’te NATO, Baltık Denizi’nde devasa askeri tatbikatlar düzenledi. Özellikle aralık ayında gerçekleştirilen “Pikne” operasyonu, Rusya’nın St. Petersburg ve Ust-Luga limanlarından çıkan gemilerin kontrol altına alınmasını hedefledi. Aynı yıl Almanya’nın Rostock kentinde yeni bir NATO karargahı açıldı. Bu hamleler, Rusya’nın deniz yoluyla dünya pazarlarına erişimini tamamen kesmeyi amaçlayan bir stratejinin parçası.
Bu gerilimde Estonya, NATO’nun en agresif oyuncularından biri olarak öne çıkıyor. Baltık Denizi’nde denizcilik haklarını genişletme planları, Rusya’nın stratejik hareket alanını daha da daraltmayı hedefliyor. Yeni AB Dışişleri Temsilcisi ve eski Estonya Başbakanı Kaja Kallas, Rusya karşıtı söylemleri ve politikalarıyla tansiyonu yükseltiyor.
Rusya’nın Baltık Denizi’ne erişim mücadelesi, 550 yıllık bir tarihe dayanıyor. Ancak bugün, NATO’nun askeri ve ekonomik baskıları bu tarihi çatışmayı yeni bir seviyeye taşıyor. Bölgedeki bu tırmanış, sadece Rusya için değil, küresel güvenlik ve ekonomik dengeler için de büyük bir tehdit oluşturuyor. Baltık Denizi’nde patlak verecek bir kriz, tüm dünyayı derinden sarsabilir.
Bu analiz, bağımsız gazeteci ve yazar Hannes Hofbauer’in NachDenkSeiten haber platformunda yayımlanan “Der Kampf um die Ostsee: Wie der Westen Russland den Meerzugang sperren will” başlıklı makalesine dayanmaktadır. Hofbauer, Rusya’ya karşı uygulanan yaptırımların ve NATO’nun Baltık Denizi’ndeki stratejilerinin tarihsel ve güncel boyutlarını kapsamlı bir şekilde ele alıyor. Baltık Denizi’nde patlak verecek bir kriz, sadece Rusya için değil, küresel güvenlik ve ekonomik dengeler için de büyük bir tehdit oluşturuyor.
YENİ POSTA – STUTTGART
FOTO: Philip Myrtorp Unsplash