Avrupa’nın”savaş devletine” dönüşümü: Barış projesi tehlikede

Polonya Başbakanı Donald Tusk’ın X platformunda paylaştığı “Bugünden itibaren Avrupa, Rusya’dan daha akıllı ve hızlı bir şekilde silahlanacak” sözleri, Avrupa’nın barıştan uzaklaşarak savaş yönelimli bir politikaya geçtiğini gözler önüne seriyor. Sosyolog, gazeteci ve yazar Marcus Klöckner, Avrupa’nın barış idealinden giderek uzaklaştığını ve kendi eliyle bir yıkım sürecine sürüklendiğini belirtiyor.
AVRUPA, SAVAŞ ROTASINDA İLERLİYOR
Avrupa kıtası, savaşın eşiğine küçük ama kararlı adımlarla ilerliyor. Almanya ve diğer Avrupa ülkeleri silahlanma süreçlerini hızlandırırken, Rusya karşıtı söylemler sertleşiyor. Medya aracılığıyla kamuoyuna empoze edilen propaganda, toplumda savaş ihtimalini kaçınılmaz bir olgu olarak kabul ettirmeye çalışıyor. Klöckner’e göre bu gidişat, Üçüncü Dünya Savaşı gibi yıkıcı bir sonuca kapı aralayabilir. Almanya ve Avrupa’nın savunma harcamalarını artırması, kıtanın barış projesi olarak doğmuş olan Avrupa Birliği’nin temel ilkeleriyle çelişiyor.
SAVAŞ GEREKÇELERİ DAYANAKSIZ
Klöckner, savaş yanlısı söylemlerin somut gerekçelere dayanmadığını savunuyor. Rusya’nın Avrupa için doğrudan bir tehdit oluşturmadığını ve NATO ile bir savaş başlatma niyetinde olmadığını belirten gazeteci Klöckner, Avrupa’daki savaş yanlısı propagandaya karşı çıkıyor. Ancak Donald Tusk’ın, “Rusya, 40 yıl önceki Sovyetler Birliği gibi bu yarışı kaybedecek” sözleri, savaş politikalarını meşrulaştırma çabasının bir parçası olarak değerlendiriliyor. Avrupa Konseyi eski Başkanı olan Tusk’ın bu açıklamaları, Avrupa’nın kendi barış değerlerini göz ardı ettiğini ortaya koyuyor.
SOSYAL DEVLET YERİNE SAVAŞ DEVLETİ
Financial Times’ta yayımlanan bir analizde, Avrupa’nın savaş hazırlıkları için sosyal harcamaları kısmak zorunda olduğu belirtiliyor: “Avrupa, bir savaş yöneten devlet inşa etmek için refah devletini budamalı. Sosyal kesintiler olmadan kıta savunulamaz.” Bu görüş, halktan gelen tepkilere rağmen, Avrupa hükümetlerinin savaş odaklı politikaları ön planda tuttuğunu gösteriyor. Klöckner, Avrupa liderlerinin vergi mükelleflerinden toplanan paraları tanklar, silahlar ve yıkım araçları için harcadığını, buna karşın toplumun en yoksul kesimlerinin çorba dağıtım noktalarına mahkum edildiğini eleştiriyor. Bu durum, Avrupa’nın barış projesinin militarizm ve yıkım üzerine inşa edilmekte olduğu endişesini doğuruyor.
MEDYANIN ROLÜ VE DEMOKRASININ ZEDELENMESI
Avrupa’daki medya organları, savaş söylemlerini destekleyen bir rol üstlenmiş durumda. Klöckner, gazetecilerin demokrasinin temel taşı olması gerekirken, savaş yanlısı politikaların bir aracı haline geldiğini vurguluyor. Medyanın bağımsızlık ilkesinden uzaklaşarak savaş propagandasına alet edilmesi, Avrupa’daki demokratik yapıyı ciddi şekilde zedeliyor. Barış söylemlerinin geri plana atıldığı, savaş çağrılarının ise açıkça dillendirildiği bir döneme girildiği ifade ediliyor.
AVRUPA KENDİ SONUNU HAZIRLIYOR
Donald Tusk’ın silahlanma çağrıları ve Avrupa’nın savaş devleti olma yolundaki ilerleyişi, kıtanın barış projesi olarak varlık sebebini tehlikeye atıyor. Klöckner, bu süreç durdurulmazsa Avrupa’nın bir felakete sürükleneceğini belirtiyor. Barış yerine savaş, diplomasi yerine çatışma tercih edildiğinde, Avrupa’nın kendi değerlerini ve tarihsel kazanımlarını yok eden bir sürecin içinde olduğu ortaya çıkıyor.
YENİ POSTA – STUTTGART
KAYNAK: https://www.nachdenkseiten.de/?p=129954
FOTO: Myko Makhlai Unsplash