Avrupa’dan İstanbul’a: Örgütlenme mi, sabotaj mı?

Avrupa’da 2 milyonu aşkın Türk seçmenin oy potansiyeli sosyal demokratların en büyük kozuydu. Ancak CHP’nin yurtdışı örgütlenmelerinde 2012’den bu yana yaşanan çalkantılar, “yeni yapılanma” adı altında uygulanan baskılar ve dayatmalar, bu potansiyeli tüketti. Bugün İstanbul’da yaşanan kayyum krizinin taşlarının yıllar önce Avrupa’da döşenmiş olması tesadüf mü?
CHP Birlikleri Almanya’da bundan yaklaşık 13 yıl önce, dönemin Yurtdışı Örgütlenme Koordinatörü Ali Kılıç’ın yürüttüğü çalışmalarla kuruldu. Ancak hazırlık süreci 2012’nin ekim ayında başlamıştı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu ve Genel Sekreter Bihlun Tamaylıgil’in imzasıyla yayımlanan genelge, yurtdışı örgütlenmeleri için dokuz kişilik bir temsilciliğin kuruluşunu ilan etti.
Koordinatör Kazım Kaya’nın yürüttüğü bu girişimde, DİSK eski Genel Başkanı ve CHP milletvekili Süleyman Çelebi, Almanya’dan Nihat Öztürk, Cemal Bulut, Turabi Yıldız, Türkiye’den ise Ercan Karakaş ve Fikri Sağlar görev aldı. Kolay olmadı. Arka planda büyük emek, vizyon ve örgütlenme enerjisi vardı. On binin üzerinde üye kazanıldı, dokuzdan fazla birlik kuruldu.Bu yapı, sadece üyelik sayısıyla değil, mobilize etme gücüyle de partinin en önemli siyasi kaldıraçlarından biri haline geldi. Özellikle Avrupa’daki 2 milyonu aşkın Türk seçmen potansiyeli düşünüldüğünde, bu örgütlenmelerin değeri çok açıktı.
YENİ YAPILANMA VE ÇÖKÜŞ
Ancak bu yapı 2022’de “yeni yapılanma” gerekçesiyle tanınmadı. Birliklere kapı gösterildi, şehir örgütlenmeleri dayatıldı. Ortalık karıştı. Şikâyetlere ve çözüm önerilerine kulaklar tıkandı. Yöneticiler dosyalarla Ankara’nın kapısını çaldı. Umut vardı: Genel Merkez dinlerse sorunlar çözülebilirdi.
Dışarıdan bakıldığında 2022’de tansiyonun düştüğü izlenimi alınıyordu. Ancak içeride patlamaya hazır bir saatli bomba işliyordu. Yamalarla tutulan dikişler kopmak üzereydi.
KÖLN’DEKİ KIRILMA: FEDERASYON DAYATMASI
21 Ocak 2024’te Köln’de yapılan toplantı, ipleri koparan dönüm noktası oldu. CHP Yurtdışı Örgütlenme Koordinatörü Mehmet Tüm’ün başkanlığında düzenlenen toplantıda, CHP Almanya Federasyonu’nun tüzüğü birliklere dayatıldı.
Birlikler sert tepki gösterdi. Zehir zemberek ifadelerle kaleme alınan değerlendirmelerde, Günay Çapan ve ekibi tarafından hazırlanan tüzüğün birlikleri federasyona mahkûm ettiği, değiştirilemeyen maddelerin sürekli anlaşmazlık yaratacağı vurgulandı. İtiraz edenlere “Tüzük Genel Merkez’den geldi,” denilerek kapı gösterildi.
Mehmet Tüm “ilgisiz” ve “tüzükten bihaber” olmakla suçlanırken, Günay Çapan’ın Tahsin Tarhan’ı ikna ederek birlikleri ele geçirmek istediği öne sürüldü.
BERLİN’DEN GELEN İLK KAYYUM UYARISI
Almanya’daki en sert çıkış ise 28 Ocak 2024’te geldi. CHP Berlin Birlik Başkanı Kenan Kolat, kayyum atamaları ve paralel yapılanma girişimlerine karşı adını, sanını vererek kamuoyu önünde konuştu. Bu, yıllardır bir CHP’li yöneticinin ilk açık uyarısıydı. Kolat basın açıklamasında şunları söyledi:

“Demokratik tartışma zeminleri yok ediliyor, örgütler baskı altına alınıyor. Kayyum atamalarına ve paralel yapılanmaya karşı çıkıyoruz. Her dönem farklı bir yapılanma dayatılıyor, bu yüzden kurumsal bir bellek oluşamıyor. Bu şekilde CHP’nin Almanya’daki resmi statüsü bile riske giriyor.”
Bu sözler, yıllardır üstü örtülen krizleri görünür hale getirdi. Kenan Kolat, Türkiye’de CHP’ye yönelik her türlü kayyumun reddedilmesine destek verirken, yurtdışı örgütlerine müdahalelerin de parti yönetimince bir hata olarak görülmesini ve yapılan haksızlıkların düzeltilmesini istedi.
“CHP AVRUPA’DA DA BİRİNCİ PARTİ OLABİLİRDİ”
Diğer taraftan Almanya’da halâ çok sayıda CHP Birliği, “yeni yapılanma” adı altında kurulan federasyona üye değil. Bunlardan biri de Hamburg CHP örgütlenmesi. Hamburg CHP Başkanı Hulisi Işıtan, gündemle ilgili açıklamalarında şunları dile getirdi:
“Mehmet Tüm, Avrupa’daki birlikleri paramparça etti. Boyun eğmeyenleri, paralel birlikler kurarak partiye kökten zarar verdi. 17 Mayıs’ta bizi Ankara’ya çağırarak federasyona üye olanları ve karşı çıkanları aynı masaya oturttu. Yapamadıkları programları sanki gerçekleştirmiş gibi sunum yaptılar ve bizim ikna edilmemiz gerektiğini ileri sürdüler. Avrupa’da tüzükle siyaset yapılamaz; tüzük, kamu yararı olmayan bir siyaseti şekillendiremez. Kendisiyle çelişiyor.

Ancak Türkiye’deki durumlar hukuk dışı olsa da, yurtdışındaki kayyuma müdahale etmeyip yurtiçinde gereken hassasiyeti göstermeleri en azından bizi bir ölçüde rahatlattı. Keşke zamanında yurtdışı örgütlenmelerde paralel yapılar kurulduğunda gereken uyarılar ve önlemler alınsaydı. Bugün CHP, yurtdışında da birinci parti olabilirdi. Kim, bugün CHP’nin karşısında duruyorsa asla kabul ve af edilemez. Bu Gürsel Tekin olabilir, başka bir isim olabilir. Gürsel Tekin, binamıza 5 bin kişilik polis ordusuyla girerken, yanında duranların AKP trolleri olduğunu da vurgulamak isterim. Eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun sessizliği ise bizleri derinden rahatsız ediyor.”
“ALMANYA CHP YOK SAYILDI”
Öte yandan Avrupa’dan bir başka CHP yöneticisinden de İstanbul İl Başknlığı’na kayyum atanmasına tepki geldi. CHP Hamburg ve Schleswig-Holstein Birliği kurucu yönetim kurulu üyesi ve önceki dönem Başkanı Erol Buldak, CHP’nin kitle partisi olduğuna işaret ederek, ayrıştırma ve ötekileştirmenin hiç kimsenin, hiçbir kesimin yararına olamayacağına dikkat çekti. Avrupa’da CHP örgütlenmelerinin bir türlü çözüme ulaştırılmayan sıkıntıları ve pararel yapılanmaları da değerlendiren Buldak şunları söyledi:

“CHP Genel Merkezimiz değişim adı altında yapılan yeni düzenlemeler eşliğinde partimizi yönetemez hale getirdiler. Türkiye Cumhuriyeti devletini kuran bir partiyi yönetmekten ziyade idare ediyorlar. Parti yönetimindeki çok başlılığa ve dışardan yapılan müdahalelere derhal son verilmelidir.
Cumhuriyet Halk Partimizde geçmiş dönem görev almış, uğruna bedeller ödemiş, başta önceki dönem Genel Başkanımız ve çalışma arkadaşları organize bir şekilde linç kampanyasına maruz bırakılmaktadır. Bu içinden çıkılmaz durumla ilgili olarak aklı başında bir yönetici çıkıp iki kelime etme niyetinde değiller..
Bu vesile ile kötü gidişata son verme çabaları başlatılmazsa eğer CHP’nin alacağı yaraları sarmak epey zaman alacaktır. Bu olumsuz durumlar iktidarın ekmeğine yağ sürmekten başka bir şey değildir. Epey zamandan beri sadece sorunları tartışmak ve çözüm yolu bulamamak acizliktir.
Çözüm makamında olanların, sorunları tartışmaktan ziyade iyileştirme adına somut adımlar atmaları gerekir. CHP kitle partisidir ve ayrıştırma ve ötekileştirme hiç kimsenin, hiçbir kesimin yararına olamaz.
Avrupa’daki gelişmelere bakarsak eğer… CHP yurtdışı örgütleri adeta üvey evlat ötesi bir davranış biçimi ile karşı karşıya bırakılmıştır. Başta Almanya olmak üzere, Avrupa’da birçok şehirdeki CHP Birlikleri keyfi atamalar ve görevden alma girişimleri ile yok sayıldı ve pasifize edildi.
Atamalara ve tüzük değişikliğine karşı duran ve 2022’de yapılan Genel kurulda tüzük değişikliğini ‘sadece kurulacak olan Federasyon’a üye olabiliriz’ yapan tek birlik biziz..”
“DERS ÇIKARMAK ZORUNDAYIZ”
Diğer taraftan farklı bir değerlendirme de CHP Hessen, Rheinland-Pfalz ve Saarland Birliği Başkanı
CHP Frankfurt Birliği önceki dönem Başkanı Ali Ercan’dan geldi. Ercan’ın açıklaması şöyle:
“CHP bana babadan miras. Bülent Ecevit’in Genel Başkanımız olarak seçimlere girdiği 1973 yıllında babam CHP ilçe delegesi ve ben henüz çocuktum.

CHP Frankfurt Birliği önceki dönem Başkanı Ali Ercan
CHP ‘nin yurtdışı örgütleri konusu daha Ankara’da Genel Merkezin gündeminde tartışılırken gelişmeleri yakından takip eden ve Almanya’da elini en baştan taşın altına koyanlardan biriyim.
Partimizin faşist baskılarla ve düzmece iftiralarla dizayn edilmeye çalışıldığı bu günlerde Genel Merkezimizi, yurtdışı örgütlenmemiz esnasında iliklenen yanlış düğmeler, Genel Merkez tarafından atanan bazı yanlış koordinatörler ve bu nedenle yaşadığımız ciddi olumsuzluklar nedeniyle eleştirme hakkımı iktidara geleceğimiz günlere bırakmak isterim. Gün birbirimizde hata arama günü değil, birlikte mücadele günüdür. Ancak, yaklaşık 10 aydan beri partimizin yaşadığı faşist baskı ve bu arada verilen kayıplardan ders çıkarmak zorundayız.
Partimize canhıraş hizmet edenleri eleyip sırf partimize oy vermeyen çevrelere şirin görünmek üzere gerçekten CHP’li olmayan, Cumhuriyet değerlerini ve demokrasiyi içine sindirmemiş olan çapsız insanları, partimizi yönetenlerin kişisel tercihleri ile milletvekili, belediye başkanı ve belediye meclis üyesi yapmış olmamızın ne büyük bir hata olduğunu hep birlikte yaşayarak görüyoruz. Yapılan bütün bu hataların sonucunu şu an iliklerimize işlercesine yaşıyoruz. Genel Merkezimizin yanlış tercihleri ile hak etmedikleri yere gelenler partimizi arkadan hançerlemeye devam ediyorlar. Gün geçmiyor ki, yeni bir ihanet yaşamayalım. Bu hatalı kararların sorumluları en azından kendi vicdanlarına hesap vermek zorundalar.
Ama CHP bütün bu olumsuzlukları yenecek güç ve kabiliyete haiz bir parti. Kurtuluş savaşı verip devlet kuran, devrimler yapan ve yüz yıllık devlet deneyimi olan bir partiden başka ne beklenir? ‘Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz'”
AVRUPA’DAN İSTANBUL’A: BİR TSUNAMİNİN İZLERİ
Bugün İstanbul İl Başkanlığı’na kayyum atanmasıyla ortaya çıkan tablo, Avrupa’da yıllardır yaşananlarla yan yana konulduğunda çarpıcı bir soruyu gündeme getiriyor:
Avrupa’daki “yeni yapılanma” süreci, bugünün İstanbul’unda yaşanan büyük dalganın taşlarını döşeyen bir ön provaydı diyebilir miyiz?
Yoksa görünmez ellerin yıllar önce Avrupa’da başlattığı dönüştürme operasyonu, bugün İstanbul’a bir tsunami gibi mi çarptı?
Işın ERTÜRK – STUTTGART
KAYNAK : 12punto – 10 Eylül 2025 (12 Punto’da yayınlanan metine yazar taraftan Ali Ercan’ın açıklamaları Yeni Posta için eklenmiştir)
FOTO: Christian Lue – Unsplash