Avrupa’da “CHP kırgınlığı” yayılıyor: HDF “Biz kapı kulu muyuz?” diye sordu

Almanya’da Türk işgücü göçüne  45 yıldan bu yana eşlik eden ve Türk sosyal demokrat hareketine yön veren örgütlenmelerden Sosyal Demokrat Halk Dernekleri Federasyonu (HDF) Genel Başkanı Necip Şahin, Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) ülkede “yeni örgütlenme” atağını değerlendirdi.

HDF Genel Başkanı Necip Şahin bundan yaklaşık 10 yıl önce ilk CHP örgütlenmesinin ardından Türkiye kökenli sosyal demokratlarda yaşanan hayal kırıklığına işaret ederek, kısa bir süre önce başlayan ikinci yapılanma atağının da başarıya ulaşmasının ve ülkedeki sosyal demokratları arkasına almasının çok güç göründüğünü ileri sürdü.

Yeni Posta gazetesinin YouTube kanalında yayınlanan Avrupa Gündemi’nde Işın Ertürk’ün sorularını yanıtlayan Necip Şahin “Almanya’da onlarca yıllık sosyal demokrat mücadelenin içinde olan HDF olarak baştan beri işbirliğine hazırdık. Ancak birikimlerimizden, insan kaynaklarımızdan ve arşivlerimizden yararlanmak istemediler. Temasa geçmediler. Şimdi yeniden bir dönüşümün içine geçildi. Bir kez daha burada 45 yıllık sosyal demokrat mücadele veren HDF by-pass edildi. Almanya’da hali hazırda var olan Türk sosyal demokratların bir ikincisi yok ki. Kiminle kuracaksın? Gel içimizde çalış, diyorlar. Biz kapı kulu muyuz? İşbirliğine hazırız, ancak bu tarz yaklaşımla olmaz” diye konuştu.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin olası erken seçimde Almanya’daki seçmenin oylarını alabilmek için derhal bu dağınık yapıya son vermesi, sağlıklı bir ögrütlenmeye geçiş yapması gerektiğini belirten Şahin, “CHP’nin buradaki insanımızın sorunlarını ele alıp dile getirmesi, büyük önem taşıyor” dedi.

HDF Genel Başkanı Necip Şahin’in aktardıklarından öne çıkan başlıklar şöyle:

“CHP BİZİ DIŞARIDA BIRAKTI”

“Siyaset insanla yapılır. Fikir üretecek, konuşacak oy verecek. Bizi dışarıda bıraktığın zaman yeni kitle oluşturman lazım. Biz, varız. Başka yok ki. Bizim dışımızda yaptığın zaman, sosyal demokrat kitleyi dışarıda bıraktığın zaman, umudunu, dayanışmasını kırıyorsun. Demokratik olarak seçme ve seçilme hakkı olmalı.

“MİLLETVEKİLİ OLMA SEVDASI ÖNDE GELİYOR”

Örgütlenme başladığı zaman hemen ‘Nasıl milletvekili olabilirim, nasıl  parti meclisine girerim?’ düşüncesi de başladı. ‘Tabandan başlayarak siyaset çalışması nasıl yapılır, ülkemize katkı vermek için ne yapalım?’ diyeceklerine, gözlediğim kadarıyla ‘Nasıl milletvekili olabilirim, bir yerlere atlayabilir miyim?’ kaygısı hâkim.

“GİDENLERİ GERİ GETİRMEK ZOR OLACAK”

Bizim federasyonumuzda da olmuştur, ama geldikleri gibi bu şahıslar gitmişlerdir. Yurtdışı örgütlenmelerini atlama taşı olarak görenler, CHP’de kalabalık yaratıyorlar. Sosyal demokrasinin en temel sözcüğü dayanışma olmasına rağmen ‘O atlamasın, ben atlayayım’ görüşü var. Böyle bir ilerleme sağlayamazlar. Sağlıklı bir örgütlenme olsun. Eskisinden de zor olacak. İnsanlar ilk örgütlenmede hayal kırıklığı yaşadılar, ikincisinde yeniden gidenleri geri getirmek daha da zor olacak.

İNSANIMIZIN 10 SORUNUNU İLETTİK, HÂLÂ HAVADA ASILI

HDF, Türkiye ve Almanya  arasında bir köprü. Türkiye ve Almanya’daki sorunları tartışıp çözüm arayan bir örgütüz. Türkiye’deki sorunlarımızla ilgili hazırladığımız Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 10 maddelik belgeyi Ercan Karakaş aracılığıyla genel merkeze gönderdik. Mitinglerde bu maddeleri söylemelerini rica ettik. Buradaki insanımızı sandığa mobilize edebilmek için ‘CHP yurtdışında benim sorunlarımla ilgileniyor’ diyebilmesi gerekir. Verdiğimiz o listedeki 10 maddelik sorunlar hâlâ sürüyor. Üstüne eğilen olmadı.

BAKIM SİGORTASI SORUNU YÜZ BİNLERİ İLGİLENDİRİYOR

Almanya Türkiye bağlantılı bir sorun var. Almanya’da yaşayan özellikle Türkleri ilgilendiriyor. Bakım sigortası. Almanya’da yaşayan herkese bu sigortayı ödemek zorunda. Ama göçmen kökenliler ülkelerine gittiklerinde bu sigortadan yararlanamıyorlar.

Bu konuyu partiye bildirdik. Üzerine düşülseydi Türkiye’ye giden ve bakıma muhtaç hasta ve yaşlı insanımızın memlekette de bu sigortadan yararlanmaları mümkün olabilecekti.

“ALMANYA SEÇİM BÖLGESİ OLSUN”

Ayrıca Almanya’nın yurtdışı seçim bölgesi olmasını önerdik. İzmir bölgesi kadar seçmeni var. Kota konsun, şu kadar milletvekili seçilecek densin. Bu kadar insan sandık için çalışıyorsa, seçilmeye de hakları var.

Emeklilik, eğitim ve birçok konuyla ilgili maddeleri aktardık, ama hepsi hâlâ havada asılı duruyor.

“ÖRGÜTLENMEYE DESTEK ÖNERDİK”

Örgütlenme konusunda da destek vermeyi önerdik. Burada da Almanya Sosyal Demokrat Partisi’nin (SPD) yaptığı gibi genel kurul yapılmasını önerdik. Bize söylenen ise  ‘Gelin örgütlerimizin içinde çalışın’. Biz kapı kulu değiliz. Tecrübemiz birikimimiz, arşivimiz var. HDF’nin Genel Başkanıyım. Biz sosyal demokrat oy kitlesiysek bizim insanlarımıza üyelerimize ihtiyaç var. Bizimle çalışmaya işbirliğine ihtiyacı var.

BURADA “TIPIŞ TIPIŞ” OLMAZ

Öyle ‘tıpış tıpış’  burada yok. Entelektüel olarak kendisini geliştirmiş üyelerimiz var, özellikle de kadınlar, genç kızlar daha çok ilgi duymaya başladı. Beyin göçüyle gelenler bize ulaşıyor. Bizimle sağlıkla çalışacak bir örgütlenmenin oluşması gerek. Üzülerek söylüyorum, ben de de katkı vermek istiyorum, ancak Canan Kaftancıoğlu, Ercan Karakaş’ın düşüncesiyle yurtdışı örgütlenmesinden yanayız dedi. Umarım başarılı olurlar, ama zor, çok zor görünüyor.

“ÖRGÜTLENMEDE DAĞINIKLIK OYLARI KÖTÜ ETKİLER”

Muharrem İnce döneminde aktif olarak çalıştım. Dağınıklık olursa yurtdışından daha da kötü oylar çıkabilir. Karşı tarafın daha farklı organizasyonları olduğunu görüyoruz. Camilerden otobüslerle adamları sandığa götürüyorlar Bu dağınıklık seçim dönemine denk gelirse çok daha kötü sonuçlar ortaya çıkabilir. AKP yüzde 63 oy alıyor burada.

ALMANYA’DA SANDIĞA GİTMEYEN YÜZDE 50

Ancak seçmenin yarısı sandığa gitmedi. Almanya’da entelektüel insanlar var. Ancak sandığa gitmiyorlar. Onların oylarını almak gerek. Sandığa gitmeyen insanlar bizim insanımız. Burada 800 bin insan var. Ben sandığa giderim. Ekmeleddin gibi bir adam daha olursa, bu sefer gitmem. Ama sosyal demokrat aday için elbette sandığa gideceğiz ve seçmeni de burada harekete geçireceğiz.

Ancak olması gereken, CHP’nin buradaki insanının derdini, sorununu da tespit edip, ele alması ve dillendirmesidir. Burada sağlıklı örgütlenmesi ve seçmenin sorunlarına kulak kabartıp ele alması gerekir. Yoksa sadece ‘Türkiye’deki pahalılığı çözeceğim’ gibi vaatlerle değil, burada yüz binleri ilgilendiren sorunları al gündemine, konuş. Buradaki insanları sandığa çekmek için bunları yapmak gerek. ‘HDF dernekleri üyeleri gelsinler bize oy versinler’. Kapı kulu muyuz biz? Bugüne dek samimi bir şekilde ‘Gelin konuşalım’ diyen hiç olmadı.

Almanya’daki örgütlenmelerin başarısı bizim için de güç olur. Destek istiyorlarsa buradayız. Sıkıntı olduğunu görüyorum. Örgütlenmenin sağlıklı olacağını da düşünmüyorum. İhtimal vermiyorum.”

YENİ POSTA – MÜNİH