Avrupa medyası İran’a bakıyor

Avrupa medyası İran’a bakıyor
Yayınlama: 13.10.2022
50
A+
A-

Mahsa Amini’nin ölümünün ardından, özellikle kadınları sınırlayan ahlak yasalarına ve molla yönetimine karşı çıkan “başörtüsü isyanı” İran’da kadınlarla erkekleri, Farslarla azınlıkları, lise öğrencileriyle üniversite öğrencilerini birleştirdi.

Protestolara ekonomik açıdan büyük öneme sahip petrol endüstrisindeki işçiler de katıldı. Rejim göstericilere sert biçimde karşılık vermeye devam ediyor.

DE STANDAARD (Belçika)

DAYANIŞMA İÇİN DİZ ÇÖKMELİYİZ

De Standaard, rejim muhaliflerinin her türlü desteği hak ettiğini düşünüyor:

“Batı şu anda tereddüt göstermemeli. Eylemler, politikacıların bir tutam saçlarını kestiği iyi niyetli ‘bununla nasıl empati kurabilirim’ eylemlerinin ötesine geçmeli. İranlı liderleri hedef alan yaptırımlara da ihtiyaç var. İran, kadınların eşit haklara sahip olduğu ve başörtüsü takıp takmamaya kendilerinin karar verebildiği bir ülke haline ancak uluslararası baskı sürdürülürse gelebilir. Protesto, Black Lives Matter hareketiyle karşılaştırılabilir. Nasıl siyahların mücadelesi için diz çöktüysek, İran halkı için de benzer bir dayanışma hareketine girişmeliyiz.”

THE IRISH TIMES (İrlanda)

DEĞİŞİM ER YA DA GEÇ GELECEK

The Irish Times, protesto hareketinin eninde sonunda başarıya ulaşacağından emin:

“Yetkililer, giderek artan bir çaresizlik içinde İran Kürdistanı’ndaki tüm okulları ve üniversiteleri kapatırken, polis de eğitim kurumlarındaki öğrencileri toplayıp göz altına aldı. Mollalar, gösterilere katılanların sert bir biçimde cezalandırılacağı konusunda uyarmıştı. … Rejim, otoritesini başka hangi yollarla kabul ettirebileceğini bilmiyor. Belki de gerçekten, isyan ateşini geçici de olsa bir kez daha söndürmeyi başarabilirler. Ancak tohumlar ekildi bir kere. Gün gelecek protestolar yine başlayacaktır.”

JYLLANDS-POSTEN (Danimarka)

NÜKLEER GÜÇ OLMA YOLUNDALAR

Jyllands-Posten, iktidardakilerin koltuklarında huzur içinde oturmaya devam etmesinden endişe ediyor:

“ABD’nin Başkan Trump yönetiminde, İran’ın atom bombası geliştirmesini önlemeyi amaçlayan 2015 tarihli anlaşmayı feshetmesi, nükleer güç olma yolunda İran’ın elini rahatlattı. Böyle bir ihtimali düşünmesi bile korkunç; üstelik bu, Ortadoğu’da nükleer silah konusunda bir rekabeti de tetikleyebilir. En başta da Suudi Arabistan, büyük rakibiyle arayı kapatmak için elinden geleni yapacaktır. Devam eden protestolar ne kadar cüretkâr olursa olsun, rejim için henüz bir tehdit teşkil etmiyor. İktidarları demir gibi sağlam ve geri adım atmak nedir bilmiyorlar.”

NZZ AM SONNTAG (İsviçre)

SİSTEM KADIN DÜŞMANLIĞINDAN BESLENİYOR

İslamcılık uzmanı Saïda Keller-Messahli, NZZ am Sonntag’da protestoların İslamcı rejimin özüne saldırdığını yazıyor:

“Gençlik … modern zamanlarda beklenebileceği üzere temel bireysel özgürlüklerini istiyor. … İran teokrasisi, kadınların başörtüsünü egemenliğinin ana aracı haline getirdi. Başörtüsü zorunluluğu terör saltanatının en belirgin sembolü, kadın düşmanlığı ise İslamcı ideolojinin omurgası olmuş durumda. Kadın bedeni üzerinde hâkimiyet kurmak, bu ideolojinin özünü oluşturuyor. Dolayısıyla İran’da başörtüsü zorunluluğunu hedef almak, molla rejiminin çok önemli bir enstrümanına saldırmak anlamına geliyor.”

CTXT.ES (İspanya)

ZORLAMA VEYA YASAKLAMA YERİNE BİREYSEL ÖZGÜRLÜK

Antropolog Karima Ziali, ctxt.es’de başörtüsü meselesinde paternalist vesayetin İran’a özgü olmadığını hatırlatıyor:

“Ne yazık ki İran örneği, başörtüsü zorunluluğunun ve yasağının birbirine ne kadar yakın mevzular olduğu ve bireyin özgürlüğünün (seçme, hata yapma, karar verme, yanılma vs.) her şeyden önce geldiği üzerine düşünmeye sevk etmiyor bizi. Olgunlaşmış bir toplum, emirlerin ve yasakların üstesinden gelir. … Mahsa Amini’nin korkunç ölümü, bir kumaş parçası etrafındaki söylemlere dair kutuplaşmayı ele almak için acı bir fırsat sunuyor. … İnsanların ancak eylemlerinin sorumluluğunu alarak kendini özgürleştirebileceği, sonsuz bir vesayet oyunu bu.”

LE TEMPS (İsviçre)

ETNİK AZINLIKLAR İÇİN DE UMUT OLDU

Sendikacı Jamshid Pouranpir, Le Temps’te kadınların mücadelesinin diğer ezilen gruplara da sıçradığını söylüyor:

“Eskiden kadın düşmanlığının kalesi olan İran’ın sokakları yeni feminizmin işgaline uğradı. Kürt hareketlerinin yükselişi İran’daki, Türkiye’deki veya Suudi Arabistan’daki şovenistleri rahatsız ediyor. Önderliği ve örgütü olmayan hareketler, ‘devrim’ ideologlarının şüpheyle yaklaştığı meseleler. … İran’da Kürtlerin ve diğer etnik azınlıkların maruz kaldığı çifte baskı, uzun süre önce tarihe karışmış bir Pers İmparatorluğu tasavvurunu kendi şeytanlarıyla karşı karşıya bırakıyor. Jîna [Mahsa Amini’nin Kürtçe adı] kurban edildi, rüzgârda uçuşan saçları Ayetullahların sakallarını tutuşturan bir kıvılcıma dönüştü.”

DIE WELT (Almanya)

FEMİNİST DIŞ POLİTİKAYI UYGULAMA ZAMANI

Die Welt, Alman hükümetinin koalisyon anlaşmasını ciddiye alma zamanının geldiği görüşünde:

“Yaptırımlar zaten Almanlar için bir mesele değildi. ‘Ticaret yoluyla değişim’ buraların Soğuk Savaş döneminde başarılı olan sloganıydı. … Feminist dış politika, bir yanılsama olduğu ortaya çıkan ‘ticaret yoluyla değişim’ politikasına alternatif olabilir. … Mesele şu ki, bu feminist politikaların hayata geçirilmesi gerekiyor. Bunun için de Mahsa Amini’nin öldürülmesinin ardından İranlıların takdire şayan protestosundan daha uygun bir imtihan olamaz. Özgürlükleri için savaşan kadınların yanında yer almayan ve mollalara, alışkanlık olduğu üzere ‘endişelerini’ dile getirmek dışında nasıl karşı koyacağını bilemeyen feminist bir dış politika, yalandan ibaret olur.”

TROUW (Hollanda)

BAŞARILI OLMA İHTİMALİ DÜŞÜK

Trouw, İran’daki kadınların protestolarının cesur olduğunu vurguluyor, ancak bunların rejim değişikliğine neden olmayacağından endişe duyuyor:

“Maalesef rejim uzlaşacakmış gibi durmuyor. Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi neredeyse mutlak bir güce sahip, ordunun ve genellikle şehir sakinlerinden daha muhafazakâr olan kırsaldaki geniş halk kesimlerinin desteğine güveniyor. İran’a karşı daha fazla yaptırımın işe yarayıp yaramayacağı ne yazık ki şüpheli. Yaptırımlar aynı zamanda, ‘nükleer anlaşma’ konusunda sıkıcı bir şekilde uzayan müzakerelere de ket vuracaktır.”

LE POINT (Fransa)

DİZGİNSİZ BİR TOTALİTARİZM

Güvenlik uzmanı Éric Delbecque, Le Point’te olayların rejimin gerçek karakterini gözler önüne serdiğinin altını çiziyor:

“Cesaret dolu ve özgürlüğe susamış kadınların başörtülerini yaktıkları bu isyanlar vesilesiyle, İslam davasının tepeden tırnağa totaliter doğasının hazin ifadesine tanık oluyoruz. Devlet şiddetinden başlayarak her şeyi içeriyor bu ve İran’da kendini dizginsiz bir biçimde gösteriyor. … Böylesine kapsamlı bir tahakküm ve barbarca bir terbiye programında, özgürleşmek için iletişim araçlarını kullanmak isteyen yurttaşların bunlara erişimini yasaklamaktan da kimse çekinmiyor.”

EL MUNDO (İspanya)

CESUR EYLEMCİLERİ YÜZÜSTÜ BIRAKMAYIN

El Mundo, uluslararası dayanışma çağrısında bulunuyor:

“Sokaklarda başları açık protestolar gerçekleştiren yüzlerce genç kadının görüntüleri, uluslararası toplumun görmesi gereken bir haykırış. … Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi soruşturma açılacağı sözü verirken, aşırı muhafazakâr hükümeti, insanları şiddet uygulayarak tutuklayan, fiziksel ve sözlü olarak taciz eden ahlak polisi eliyle kadın yurttaşlara yönelik baskıyı yoğunlaştırıyor. … ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın dün vurguladığı gibi, Tahran uluslararası toplum tarafından dışlanmaya devam etmek istemiyorsa, ‘kadınlara yönelik sistematik zulmü sona erdirmeli’ ve ‘protestolara izin vermeli’. İradeleri her gün bastırılan bu kadınların cesaretini hiç kimse unutmasın.”

OBERÖSTERREİCHİSCHE NACHRİCHTEN (Avusturya)

KADINLAR KOLAY HEDEF

Öberösterreichische Nachrichten, Tahran’daki rejimin modern gözetim teknolojisine bel bağladığını belirtiyor:

“Yeni protesto dalgası da Ayetullahları zihniyetlerini değiştirmeye ikna edemeyecektir. Zira şu anki niyetleri, dikkatleri yaşanan büyük ekonomik krizden ne pahasına olursa olsun uzaklaştırmak. Kadınlar ise güçlerini göstermeleri için kolay birer hedef. Teknolojik gelişmeler sayesinde, İran ahlak polisinin elinde artık yeni bir silah var: Biyometrik yüz tanıma sayesinde gelecekte her ‘kötü’ kadın tespit edilebilecek ve cezalandırılabilecek. Modernleşmeden kasıt bu değildi tabii ki.”

THE TIMES (İngiltere)

ZAYIF OLDUKLARI İÇİN BASKI UYGULUYORLAR

The Times’a göre Amini’nin ölümü, Tahran’daki yöneticilerin baskıdan başka bir şey bilmediğini gösteriyor:

“İran rejimi, toplumsal özgürlükleri haklı olarak kendi istikrarına yönelik birer tehdit saydığı için ahlak polisini kışkırtıyor. Cumhurbaşkanı Reisi, bu hafta New York’ta Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na katılacak. Burada pek de sıcak karşılanmayacak ve bunun tek sebebi, acımasız muhafazakârlığı yüzünden genç bir kadının ölmesi değil. … Rejimin yardakçıları, Amini’yi öldürerek kendi ahlaksızlıklarını ortaya sermiş oldular. … İnsanlar böyle yaşamak istemiyor.”

YENİ POSTA – BERLİN

FOTO: AA

KAYNAK: https://www.eurotopics.net/tr/288698/iran-protestolar-basariya-ulasacak-mi

Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.