Ali Babacan’dan Avrupa’daki Türklerin yüzünü güldürecek mesaj: “Göçmenler için özel yasa şart!”
Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, Bursa’da katıldığı bir toplantıda Yeni Posta’nın, Almanya başta olmak üzere yaşamını Avrupa’daki 6 milyon vatandaşımıza ilişkin sorularını özel olarak yanıtladı.
Her dünya görüşünden insanın bir araya geldiği Demokrasi ve Uzlaşı Platformu’nun geleneksel toplantısında konuşmacı olan Ali Babacan, Yeni Posta’ya Avrupa’daki Türkiye kökenli insanlarla ilgili açıklamalarda bulundu. Yeni Posta Bavyera Temsilcisi Orhan Kurter’in sorularını yanıtlayan Babacan, “Ülkemizin artık kendine özgü ve özgün bir göç yasası olmalıdır” dedi.
Avrupa genelinde 6 milyondan fazla vatandaşımızın bulunduğunu, bunun 3,5 milyonunun da Almanya’da hayatını kazandığını vurgulayan Babacan, “Bu açıdan Almanya ve Türkiye, sarsılmaz bağlarla son derece sağlam ilişkileri olan iki dost ülkedir” şeklinde konuştu.
2002-2015 yılları arasında 13 yıl boyunca Türkiye’de Dışişleri ve Ekonomi Bakanlığı yapmış olan, bugünün DEVA Partisi Lideri Ali Babacan’ın aktardıklarından öne çıkanlar şöyle:
“AVRUPA’DAKİ TÜRKLER İTİCİ GÜÇ”
“Avrupa’nın neresinde olursa olsun, bulundukları ülkelerin ekonomileri için bizim vatandaşlarımız tam anlamıyla bir itici güç konumundalar.
Hele hele Almanya ekonomisi için Türkler artık vazgeçilmez bir emek ve yatırım gücü oldular.
60 yıl önce emek gücüyle başlayan gurbetçilerimizin hayat mücadelesi, son bir kaç kuşaktır, yetişmiş insan gücü olarak Alman ekonomisinin yatırım alanlarında da kendini gösteriyor.
Bize özgü kültürlerini koruyarak bulundukları ülkenin kültürel değerlerine, kural ve kaidelerine uyum sağlayıp ayak uyduran vatandaşlarımız, bu yönleriyle Alman dostlarımızın da takdir ve güvenlerini kazanmış durumdalar.
Artık en az bir ya da iki yabancı dile hâkim, konusunda iyi yetişmiş, alanında uzman olan vatandaşlarımız, kendilerine ayrımsız olarak sağlanan olanakları akıllıca değerlendirerek, hem ekmeklerini kazandıkları ülke ekonomisine, hem de anavatanlarına katkı ve destek sağlıyorlar.
Bu açıdan buradan hepsine müteşekkir olduğumuzu belirtmek isterim.
Bu gerçekler, devlet olarak Türkiye’nin de yurt dışında hayatını kazanan vatandaşlarına yönelik özel yasaları da içeren hazırlıklar yapmasını gerektiriyor.
Diğer bir deyişle ülkemizin artık başlı başına bir Göç Yasası olmalıdır.
Bu kanun, şu anda yaşanan tüm belirsizlikleri giderici, vatandaşlarımızın gerek bulundukları ülkelerde gerekse anavatanlarındaki hak ve hukuklarıyla ilgili tüm prosedürleri kapsamalıdır.
Dışarıya göçle ilgili karşı karşıya olduğumuz bu ihtiyaç, içeriye göçle ilgili de geçerli.
Hepimiz görüyoruz ki, ülkemizin Suriyeliler konusunda karşı karşıya kaldığı zorunlu durum da, böyle bir göçmen yasasına iç politikada da ihtiyaç duyduğumuzu gösteriyor.
Tabii ki Suriye, Irak ve bugünlerde de Afganistan’dan yoğun olarak devam eden göçmen hareketliliğinin, yasal boşluklar nedeniyle de başımızı ağrıttığını biliyoruz.
Şu sıralarda da ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik açmazlar, özellikle yetişmiş insan gücümüz maalesef batılı ülkelere kaçıyor.
1400 DOKTORUMUZU KAYBETTİK
Tabipler Odası’nın kayıtlarına göre 1400 doktorumuz, mesleğini sürdürmek üzere Avrupa ülkelerine gitmiş ya da bir kısmı da gitme talebini ortaya koymuş.
Elbette ki düşündürücü bir durum ve bu insanlarımızın ülkemize geri dönebilmelerinin koşullarını mutlaka yaratmalıyız.
Bu konuda ben asla karamsar değilim. Ülkemiz yetişmiş insan gücünü geri çağırmayı ve onlara yeniden kavuşmayı başaracak şartları yeniden oluşturacaktır.
İktidar değişikliği ile birlikte her alanda ihtiyaç duyduğumuz büyük çaplı değişimler, bu sancıyı da bitirecektir diye düşünüyorum.”
Öte yandan söyleşiye Anadolu Gazeteciler Ve Spor Yazarları Derneği Genel Başkanı İbrahim Erdoğan ve Genel Başkanvekili Gazeteci yazar Yüksel Baysal da eşlik etti.
ALİ BABACAN HAKKINDA
DEVA Partisi kurucusu ve genel başkanı. 2002–2015 yılları arasında 13 yıl dışişleri ve ekonomi bakanlığı yaptı.
TBMM’de 22, 23, 24 ve 26’ıncı dönem Ankara milletvekilliği görevinde bulundu. 58 ve 59’uncu hükümette ekonomiden sorumlu devlet bakanlığı yaptı. 60’ıncı hükümette de 1 Mayıs 2009’a kadar dışişleri bakanı olarak görev aldı.
2005-2009 yılları arasında AB’ye tam üyelik konusunda görüşmelerin yürütüldüğü makam olan başmüzakerecilik görevinde bulundu.
1 Mayıs 2009’da gerçekleştirilen kabine değişikliğinde başbakan yardımcısı olarak görev yaptı. 61 ve 62’inci hükümetlerde başbakan yardımcılığı yaptı.
Babacan, bakanlığı döneminde milyarlarca dolarlık IMF kredileriyle desteklenen, acı verici bir ekonomik reform programını yönetme görevi üstlendi; ülke ekonomisi iki ciddi krizden sonra kayda değer bir toparlanma kaydetti.
Türk siyasi arenasının çalkantılı döneminden daima uzak durdu ve popülizme düşmeden bir teknokrat gibi hareket ederek yalnızca ekonomik reformlara odaklandı. Siyasi hayatı boyunca çeşitli düşünce kuruluşlarının toplantılarına katıldı.
ORHAN KURTER – BURSA