TGD Eşbaşkanı Atila Karabörklü: “Sözleşme ile göç ve uyumda toplumsal uyanış ilan ediliyor”
Almanya Sosyal Demokrat Parti (SPD), Birlik’90/Yeşiller ve Hür Demokrat Parti’den oluşan yeni federal hükümetin koalisyon sözleşmesi ile ilgili göçmen tabanlı örgütlerden övgü dolu sözler gelmeye devam ediyor. Almanya Türk Toplumu Eşbaşkanı Atila Karabörklü koalisyon sözleşmesi ile yeni hükümetin göç ve uyumda bir “toplumsal uyanış” ilan ettiğini ileri sürdü.
Almanya’da kurulması devam eden yeni federal hükümetin koalisyon protokolüne ilişkin göç, uyum, mülteci, Türkiye, Türkler ve Müslümanlarla ilgili detaylar gündeme düşmeye devam ediyor. Almanya’daki göçmen arka planı bulunan kişi ve kuruluşlardan da bugüne dek sözleşmeye yönelik olumlu dönüşler paylaşıldı.
Son olarak Almanya Türk Toplumu (TGD) Eşbaşkanı Atila Karabörklü bir açıklama yaparak, koalisyon sözleşmesi ile yeni hükümetin göç ve uyumda toplumsal uyanış ilan ettiğine işaret etti. Karabörklü konuya ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
”Genel olarak, koalisyon anlaşması birçok alanda saygı ve katılıma dayanan, vatandaşlar için değil, vatandaşlarla beraber şekillenecek bir politika tanımlıyor. Almanya’daki Türk toplumu bunu bir göçmen toplumunun geleceğini şekillendirmenin temeli olarak görmektedir. Eşitlik ve çeşitlilik alanlarında olduğu kadar uyum ve göç alanlarında da ilan edilen toplumsal uyanış açıkça görülmektedir.
“YENİ HÜKÜMETİN BİRÇOK TALEBİMİZE YER VERMESİNDEN MEMNUNUZ”
Seçim kampanyası sırasında birçok konunun ele alınmadığını düşünmüştük ve ilk koalisyon taslağında çoğulcu bir toplumun geleceğine dönük politikaların yer verilmesi henüz net değildi. Yeni kurulan hükümetin sivil toplumdan birçok talebe yer verilmesine son derece memnun olduk.
İster katılım kanunu, ister katılım konseyi, demokrasiyi geliştirme kanunu, ister çoklu vatandaşlık veya ikamet ve ikamet hakkı olsun, taleplerimizin çoğu karşılık bulmakta.
GÜÇLÜ BİR IRKÇILIKLA VE AYRIMCILIKLA MÜCADELE POLİTİKASI
Geleceğin federal hükümeti, ırkçılık ve aşırı sağcılığa karşı mücadeleyi genişletmek ve ayrımcılıkla mücadele politikasını önemli ölçüde güçlendirmek istiyor. Bu da yeni kurulan hükümetin Almanya’da temel sorunları kararlılıkla göğüslemek istediği anlamına geliyor. Irkçı NSU terör ağının tam olarak aydınlanması federal hükümet tarafından güçlü bir şekilde takip edilecek ve NSU kurbanları için bir anma yeri oluşturulacak.
Bunlar, Almanya’da ırkçılık ve ayrımcılığı deneyimlemiş, bu ülkede yaşamakta olan insanlar için çok önemli sinyallerdir. Sivil toplumdaki birçok ortağımızla birlikte, bu hedeflere gerçekten ulaşılabilmesi için çabalarımızı bir kez daha yoğunlaştıracağız,”
YENİ HÜKÜMETİN GÖZÜNDEN
Yeni federal hükümetin koalisyon programının göçmenlerle ilgili detayları her geçen gün biraz daha belirginleşiyor. TGD Eşbaşkanı Atila Karabörklü özellikle “göç, uyum ve Türkiye” başlıklarını özetledi.
Eğitimden konuta, uyumdan ırkçılıkla ve İslamcılıkla mücadeleye, vatandaşlıktan Türkiye-AB ilişkilerine dek birçok başlık altında toplanan konuları Karabörklü, hükümetin bakış açısından ve ana hatlarıyla şöyle listeledi:
“• Değişik meslek dallarında ustalık kurslarına giden kişilerin ödedikleri kayıt ve sınav para giderlerinin hissedilir şekilde düşürülmesi. Bu bağlamda göçmen kökenli insanların bu meslek dallarında ilerlemelerine yönelik özel kampanya yapılması.
Kendi işini kurmak isteyen göçmen kökenli kadınların ve diğer vatandaşların finansman konusundaki önlerine çıkan engellerin en aza indirilmesi ve böylece kendi işlerini kurmasının kolaylaştırılması.
Özellikle göçmen kökenli ailelere, gençlere, çocuklara eğitim ve meslek eğitimi konusunda özel teşvik ve desteklerin artırılması.
- RADİKALİZMLE MÜCADELE:
Aşırı sağ Alman demokrasisi için en büyük tehdidi oluşturmakta. Anayasaya karşı ve şiddet eğilimli tüm radikal akımlara karşı, başta aşırı sağ, militan İslamcılık, komplo teorisyenleri, aşırı sol ve diğer tüm radikal akımlarla mücadelemizi Almanya ve AB ölçeğinde devam ettirmeye kararlıyız. Bunun için aşırı sağ ve ırkçılığa karşı mevcut Ulusal Eylem Planımızı güncelleştireceğiz. Bu bağlamda NSU’nun aydınlanması için federal hükümet olarak enerjik bicimde ileri taşıyacağız. Bunun için tüm merkezi arşivlerin herkese açılmasını sağlayacağız.
- ÇOĞULCULUK:
Herkes aynı haklara sahiptir ve bu çerçevede herkesin eşit şansa sahip olması gerekir. Hiç kimse dışlanamaz.
Biz demokratik, çoğulcu ve özgürlükçü sivil toplumu desteklemeye kararlıyız.
- SİVİL TOPLUM VE DEMOKRASİ:
Toplumda gönüllü çalışmalara dönük programları özellikle teşvik edeceğiz. Bu bağlamda sivil toplum kuruluşlarını ve vakıfları destekleyeceğiz. Kamu yararına çalışma koşullarını hukuken tekrar yenileyeceğiz.
- GÖÇ, KATILIM VE VATANDAŞLIK:
Göç, ülkemiz için geçmişten beri var olan bizi zenginleştiren önemli bir değerdir. Göçmen kökenli vatandaşlarımız, onların çocukları ve torunları, ülkemizin inşasında büyük katkı sağlamışlar ve ülkemizi bu anlamda çok olumlu etkilemişlerdir. Bu katkının sembolik başarısı bu sene kutladığımız Almanya ve Türkiye arasında işgücü göçü için yapılan “60’ıncı Yıl Anlaşmasıdır”.
Bu çoğulculuğu daha görünür hale getirmek için Federal Katılım Yasası’nı çıkartacağız. Bu bağlamda Katılım Komisyonu kuracağız. Bu doğrultuda demoratik ve özgürlükçü değerlerimize bağlı göçmen örgütleri, çalısacağımız önemli aktörler olacaktır.
Vatandaşlık yasamızı modernize ederek çifte ve çoklu vatandaşlığın önünü açacağız.
- MÜSLÜMANLARIN YAŞAMI:
Müslümanların çoğulcu yaşamını kabul ediyoruz ve bu doğrultuda gençlik kuruluşlarını destekleyeceğiz. Müslümanların ve Müslüman kuruluşların gittikçe artan tehditlere karşı güvenlik önlemlerini artıracak, önleyici çalışmaları yoğunlaştıracak ve mağdur olanlara karşı desteğimizi artıracağız. Dini cemaatleri ve ortak buluşma alanlarını güçlendireceğiz.
- IRKÇILIKLA MÜCADELE:
Irkçılıkla mücadeleyi çok yönlü ve kararlı bir şekilde devam ettireceğiz. Bu bağlamda ırkçılık gözlem merkezi olarak “Deutsche Zentrum für Integrations- und Migrationsforschung” kurumunu kalıcı olarak destekleyeceğiz. Irkçılıkla Mücadele Sorumlusu oluşturacağız. Anayasadaki eşitlik ilkesinde yeni düzenleme yaparak cinsiyet ilkesinin yanı sıra ırk/köken ayrımcılığının engelenmesini de buna ilave edeceğiz.
- DIŞLAMA:
Federal Dışlama Merkezi’nin bağımsız olmasını güvenceye alarak personel ve finansal olarak güçlendirecek ve yetkilerini artıracağız.
- UYUM, GÖÇ, MÜLTECİ AKIMI:
Modern bir göç ülkesi olmamızın gereklerini yapacağız. Yeni Göç Yasası ile göçün yasal düzenleme ile programlı yapılmasını sağlayacak, yasadışı göçü ise engelleyeceğiz.
- OTURUM VE YASAL KALMA:
Yasal kontrollü göçün daha sorunsuz olması için, dijitalleşmeyi daha da geliştireceğiz. Uluslararası işçi göçünü teşvik için, geçici olarak yurt dışında kalanların oturma izninin iptal edilme hükmünü yasadan kaldıracağız. İltica yasasında düzenleme yaparak, burada üç yıldan fazla yaşayan topluma uyum sağlamış genç mültecilere oturma izni vereceğiz. Almanya’da yasal olarak yaşayanlara çalışma yasağını kaldıracağız.
- UYUM:
Almanya’ya gelen ve yasal olarak yaşayan herkese uyum kurslarına katılım olanağını sağlayacağız.
- TÜRKİYE:
Tüm iç ve dış politika sorunlarına rağmen Türkiye, AB için önemli bir komşumuz ve NATO bünyesinde önemli bir ortağımızdır. Türk kökenli göçmenler bu çerçevede iki ülkeyi yakınlaştıran önemli bir etken olmasının yanı sıra aynı zamanda ülkemizin, Alman toplumunun doğal bir parçasıdır.
Türkiye’de demokratik hak ve özgürlükler, hukuk devleti ilkeleri, insan ve azınlık hakları son derece tırpanlanmıştır. Bu nedenle AB bünyesinde hiçbir yeni başlığı açmayacak ve var olan başlıkları kapatmayacağız. AB-Türkiye diyaloğunu ise güçlendirecek, sivil toplum ve gençlik değişim çalışmalarını daha da ileri taşıyacağız.”
YENİ POSTA – FRANKFURT