Sokak röportajları, Avrupalı Türkler ve “Yok artık, bu zirve”: Alamancı kafası
BM Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı (SDSN) “2022 Dünyanın En Mutlu Ülkeleri” raporu yayınlandı. Rapora göre İskandinav ülkeleri başta olmak üzere Avrupa ülkeleri en üst sıralarda. Ya Türkiye?
Düşünsenize tam 20 yıldır ülkenin başında olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, her şeyden ve herkesten şikâyet ediyor.
Her daim ağlıyor.
Her zaman mutsuz.
Her durumda mağdur.
Sanki ülkeyi yöneten başkası.
O her dem kronik mağdur…
Toplum olarak şikâyet etmeyi, ağlamayı, mutsuz olmayı, mağdur olmayı çok seviyoruz.
Yoksa, Orhan Baba’ya, Acıların Kadını Bergen’e, Boynu Bükük Emrah’a, Ağlak Ferdi Tayfur’a ve daha nicelerine duyulan sevgiyi nasıl açıklarız…
Dünyanın en mutsuz ülkeleri klasmanında yer alıyor Türkiye.
Birleşmiş Milletler’in (BM) mutlu ülkeler endeksini değerlendiren İstanbul’da çalışan Hollandalı gazeteci Rob Vreeken, elbette kutuplaştırılmış siyasetin, ekonomik darboğazın bunda etkili olduğunu anlattı.
Belçika radyosuna konuşan gazeteci bir de biz “Türklerin mutlu olmayı sevmediğimiz”i hatırlattı. “Ben uzun süredir bisiklet kullanamıyordum. Brüksel’e geldim, bisikletimle gidip patates kızartması yedim. Şu anda kendimi dünyanın en mutlu insanlarından biri olarak hissediyorum. Bu duyguyu Türklerde duymak oldukça zor” söyledi.
Adam haklı. Biz hafta sonu aileyle, dostlarla buluşsak da, bi’kaç günlüğüne küçük tatil kasabasına kaçamak yapsak bile, nedense kendimizi mutlu hissetmiyoruz.
Şikâyet etmeyi, mağdur olmayı daha çok seviyoruz…
MUTSUZLUĞUN RESMİ
BM Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı (SDSN), küresel anket verilerinden yararlanarak belirlediği, “2022 Dünyanın En Mutlu Ülkeleri” raporu yayınlandı. Rapora göre İskandinav ülkeleri (1. Finlandiya, 2. Danimarka, 3. İzlanda, 7. İsveç, 8. Norveç) başta olmak üzere Avrupa ülkeleri en üst sıralarda.
Dünyanın En Mutlu Ülkeleri sıralamasında İsviçre (4), Hollanda (5), Avusturya (11), Almanya (14), Birleşik Krallık (17), Belçika (19) ve Fransa (20) sırada yer aldı.
Sıralamada 112. sırada yer alan Türkiye, 8 basamak gerileyerek “en mutsuz ülkeler kategorisi”nde yer buldu.
SOKAK RÖPORTAJLARINDAKİ GURBETÇİLER!
Son günlerde internet ortamında çokça “Alamancı Kafası”yla karşılaşıyoruz.
“Alamancı Kafası”ndan kastım, yurtdışından gelip Türkiye sokaklarında mikrofonlara konuşan insanların sokak röportajları.
Yaşadıkları ülkelerde “psikolojik ikinci sınıf vatandaş” olarak yıllardır yaşayan Avrupalı Türkler, kendilerini “Türkiye’nin gerçek sahipleri” olarak görüyor.
Yarısı işsiz olan (sosyal yardım, sigortadan para alan veya emekli) Avrupalı Türkler, her yıl başka bir ülkeye (bu durumda Türkiye’ye) gidebiliyor. Altlarında son model (Mercedes, BMW…) arabalarıyla Türkiye’ye giden, bir de on binlerce TL ödeyip beş yıldızlı otellerde bir hafta tatil yapanlar, kendilerini üstün ırk görme eğiliminde.
Birileri söylediği için kendisinin yaşadığı ülkede “rafların boş” olduğunu zanneden, birileri söylediği için yaşadığı ülkede 0,96 avro olan domatesin kilosunun “7.95 avro” olduğunu düşünen “Alamancı Kafalar”dan derin analizler, siyasi çıkarımlar, ekonomik bilgiler, karşılaştırmalar, kıyaslamalar beklemek de bizim saflığımız sanırım.
Ama yine de, izlediğim bir “Alamancı Kafası” videosunda “Nirvana”yı gördüm.
ZİRVEYİ GÖRDÜM
Bir vatandaşın söylediklerine sinirlenen bir başka vatandaş, “Ne biçim konuşuyorsun, sen Müslüman değil misin?” diye araya giriyor. “Hayır, değilim” cevabına daha çok sinirlenen vatandaş, “O zaman bu ülkede yaşama, burada ne işin var, git başka yerde yaşa” diye çıkışıyor. Sunucunun araya girip, “Siz nerede yaşıyorsunuz?” sorusuna gelen cevap: “Almanya’da!”
Kendisine Müslüman olarak bir “gâvur ülkesi” olan Almanya’da yaşamayı hak görüyor ama Müslüman olmayan birinin Türkiye’de yaşamasına izin vermiyor kendi düşünce ve ahlak terazisinde.
Kimi kimin ülkesinden, hangi hakla bilmiyorum ama “kovma hakkı”nı kendinde buluyor.
Son olarak “Müslüman değilsen bu ülkede ne işin var” diyen ‘Alamancı Kafası’nı izlediğimde “Yok artık, bu zirve” dedim.
Bıraktım…
FİKRET AYDEMİR-BRÜKSEL
FOTO: Alexa/ pixabay.com