Merkel’den sonra: Alman merkez sağı bir kurtarıcı arıyor
Merkez sağ, eylüldeki seçimde ağır yenilgi aldı. Bu yenilgi partiyi temellerinden sarstı. Helmut Kohl veya Angela Merkel uzun süre merkez sağın ana markalarıydı. Bugün onlar yok artık. Popüler bir şansölyeyle partinin eksiklerini kapatabileceği dönem nihayet sona erdi.
Ana akım partiler, büyük seçmen grubuna hitap için stratejik davranırlar. Kendilerini “merkez”in temsilcileri olarak sunmaya çalışırlar. Almanya’da muhafazakâr Hıristiyan Demokrat Birliği (CDU) partisi de kendisini “merkez sağ” olarak niteliyor. Toplumun ortası, yani “merkez”, genellikle siyasi aşırılığa karşı “iyi” bir puan olarak algılandığı için belki. Güvenli, istikrar yeri olarak görülüyor belki de. Bunlar birer varsayım. Gerçekte, sosyolojik olarak “merkez” de değişebilir. Ayrı bir yazı konusu.
Merkez sağ, eylüldeki seçimde ağır yenilgi aldı. Bu yenilgi partiyi temellerinden sarstı. Geriye doğru bakarsak, 14 yıllık Konrad Adenauer, 16 yıllık Helmut Kohl ve 16 yıllık Angela Merkel iktidarlarıyla merkez sağ, 76 yıllık cumhuriyetin 46 yılında iktidardaydı.Seçimler kazanıldığı sürece her şey iyi gidiyordu. Helmut Kohl veya Angela Merkel uzun süre merkez sağın ana markalarıydı. Bugün onlar yok artık. Popüler bir şansölyeyle partinin eksiklerini kapatabileceği dönem nihayet sona erdi.
LASCHET HAVLU ATTI
Ocak ayında merkez sağ Hıristiyan Demokratların lideri seçilen Armin Laschet, seçimdeki ağır yenilgi üzerine havlu attı. Şimdi liderle birlikte yönetim kadrosu da değiştirilecek. Merkez sağ kendine yeni lider arıyor. Yani kurtarıcı arıyor. Parti tarihinde ilk kez kurtarıcının kim olacağına delegeler değil, 400 bin civarındaki parti üyesi karar verecek. Kurtarıcılığa soyunan üç adayın olduğu anlaşılıyor şimdilik.
Merkez sağ politikacı Norbert Lammert, 2005-2017 arası 12 yıl meclis başkanıydı. Temsili demokrasinin en yüksek temsilcisiydi. Şimdi Konrad Adenauer Vakfı’nın başkanı. “Yeni lider yani kurtarıcı aramak çözüm değil. Kriz durumunun bir ifadesidir bu. Ne yazık ki, bu yaklaşım gerçek sorunların tespitini, çözümlenmesini erteleme eğiliminden başka bir şey değil” diyor. “Böyle durumlarda lideri değiştirmek veya kurtarıcı aramak neredeyse klasik bir refleks” diye ekliyor.
KİMLİK ARANIYOR
Aslında merkez sağ kimliğini arıyor sanırım. Merkez sağın sorunu liderden çok parti programı sorunu. Seçmenler çıkarlarını, endişelerini, umutlarını ve korkularını partilerin onlara sunduklarında bulmak ister. Örneğin genç nesil beklenti içinde. Bunun için yeni konular gerekir.
Lammert’e göre, geçmişteki tipik merkez sağ seçmeni bugün şöyle diyor: “Ben genellikle merkez sağa oy veririm. Ancak herhangi bir nedenle gerçekten inandırıcı bulmazsam, liberallere, Yeşillere veya sosyal demokratlara oy vermeyi hayal edebiliyorum. Zaten bu seçimde merkez sağın 2.5 milyon oyu onlara gitti.”
Vakfın yaptığı araştırmaya göre, eylüldeki seçimde tüm oyların yüzde 76’sı Yeşillere, liberallere, merkez sağ veya merkez sola gitti. Lammert, “Bunlar yeni orta sınıf merkezi” diyor.
ALMANYA’NIN SİYASİ MERKEZİ
Bu bulgu çok dikkat çekici. Bugün yaşananlara bakılırsa Almanya’nın siyasi merkezi, birbirleriyle koalisyon kurabilecek dört partiden oluşuyor. Merkez sağ ve sol, Yeşiller ile Liberaller. Merkez sol sosyal demokratlar şaşırtıcı bir performans gösteriyor şimdilik. Yeşiller ve liberaller de tek bir konuya indirilebilecek partiler olmaktan çıktı artık. Dolayısıyla merkez sağ da kendini yeniden konumlandırmak zorunda. “Muhafazakâr orta”, “modern orta”, “ortanın ortası” gibi kavramlar artık yetmiyor sanırım.
Merkez sağ için bence uzun bir süreç başlıyor.
HALİT ÇELİKBUDAK – FRANKFURT
FOTO: A.A.