Koronaya çare hemen bulundu: Peki AİDS’i bitirmenin zamanı gelmedi mi?
Aids salgını bugüne dek 36 milyondan fazla insanın hayatına mal oldu. Peki nasıl oldu da HİV virüsüne karşı aşı geliştirilemezken, çok hızlı bir şekilde koronavirüse karşı bir aşı geliştirildi? Tam 40 yıldır devam eden AİDS salgınını bitirmenin zamanı gelmedi mi? Uzmanlar temkinli ama iyimser.
Aids hastalığı bundan 40 yıl önce 1981’de kamuoyunun gündemine girdi ve o zamandan bu yana yaklaşık 36 milyon kişinin canını aldı. HİV üç yıl sonra, 1984’te tanımlandı ve hastalığa karşı aşının ilk klinik çalışması 1987’de başladı. Ancak HİV virüsüne karşı aşı arayışı bunca yıl sonra hâlâ devam ediyor.
KORONA AŞISI, HİV ARAŞTIRILMASINI ESAS ALDI
Oysa Sars-CoV2 virüsü dışında, HİV kadar iyi araştırılmış neredeyse hiçbir virüs yok. Gerçekten de, korona araştırmalarında, HİV araştırmasının başarılarından büyük ölçüde yararlanıldı: PCR testinin hızlı gelişimi, mononükleer antikorlar gibi ilaçların geliştirilmesi, virüs varyant oluşumunun izlenmesi…
Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesinde konuya ilişkin Ugandalı mühendis ve BM AIDS’in direktörü Winnie Byanyima ile Bonn Üniversitesi Tıp Fakültesi’ndeki Viroloji Enstitüsü’nün direktörü Alman doktor Hendrik Streeck, Berlin’in ev sahipliği yaptığı HİV Araştırmaları Üzerine 11. Uluslararası AIDS Konferansı çerçevesinde bir makale kaleme aldı.
Makalede araştırmalara ilişkin elde edilen başarılara rağmen, AİDS’in tedavi edilmediğinde ölümcül olduğunun unutmaması gerektiğine ve bu konuda küresel hedeflere ulaşılamadığına ve HİV’in birçok ülke için bir sağlık krizi olduğu gerçeğine işaret edildi.
“ASIL ÖLDÜREN AİDS DEĞİL, EŞİTSİZLİK”
2020’de, tümü önlenebilir olan 1,5 milyon yeni HİV vakası ve 680 bin Aids’e bağlı ölüm meydana geldiğini bildiren uzmanlar “Zamanında tedavi edilselerdi onlar da önlenebilirdi. Bu tablo modern zamanların en yıkıcı salgınlarından biri olan Aids ile mücadelede siyasi irade eksikliğini, bezginliği ve siyasi ihmalkârlığı ortaya koyuyor. Bu ölümler güç, statü, haklar ve katılım açısından eşitsizliğe dayanıyor. Asıl öldüren Aids değil, eşitsizliklerdir” görüşünü savundular.
Korona salgınının eşitsizlikleri daha da kötüleştirdiği ve HİV salgınını da olumsuz yönde etkilediği kaydedilen makalede BM-AIDS ve partnerlerinin tüm ortak çabalarına rağmen birçok programın kesintiye uğradığı veya uygulanmadığı, HİV vakalarının tespit edilemediği ve hayat kurtaran ilaçlar dağıtılamadığı aktarıldı.
Makaleye göre, koronaya karşı çok kısa bir sürede sekiz onaylı aşı ve faz III çalışması yapılmış 30’dan fazla aşı adayı ise mevcut. Buna karşılık HİV ortaya çıktığından bu yana, üçüncü faz çalışması yapılan sadece sekiz aşı denemesi bulunuyor.
“AİDS salgınını da bitirmenin zamanı geldi” diyen Streeck ve Byanyima’ya göre, “2030 yılına kadar bitirmek için siyasi irade ve finansal kaynaklar eksik. Cesur bir liderlik ve uyumlu bir çaba gerekiyor.”
HİV HIZLI, KORONAVİRÜS YAVAŞ DEĞİŞİYOR
Münih’teki Max von Pettenkofer Hijyen ve Tıbbi Mikrobiyoloji Enstitüsü’nden virolog, Prof. Dr. Josef Eberle Alman eczacılar dijital dergisine (www.pharmazeutische-zeitung.de) şu açıklamayı yaptı:
“HİV virüsü dört ila altı hafta olmak üzere çok hızlı değişirken, koronavirüs nispeten yavaş değişir. HİV ile enfekte olan tek bir kişide birçok varyant gelişebilir. HİV vücuda bir kez girdi mi, onu dışarı çıkaramazsınız. Koronavirüs ise farklıdır. Sürekli çoğalmak zorundadır, yoksa yok olur.”
2030: ZAMAN DARALIYOR
Dergide yer alan bir diğer habere göre ise HİV pandemisi 2030 yılına kadar sona erdirilmek isteniyor. Birleşmiş Milletler programı BM-AIDS, son birkaç yıldan bu yana HİV ile savaşmak için daha az uluslararası fon toplandığını bildiriyor.
Diğer taraftan damgalama ve ayrımcılık, HİV ve Aids’e karşı küresel mücadeleyi zorlaştırıyor. Yaklaşık 70 ülke hâlâ eşcinselliği ve fuhuşu suç sayıyor. Byanyima, “Bu, etkilenenleri yeraltına itiyor ve daha sonra test edilmeleri veya tedavi edilmemeleri daha mümkün oluyor” dedi.
YENİ POSTA – BERLİN
FOTO: A.A.