Federal Konsey’e BSW freni: Rusya yaptırımları ve silah sevkiyatı kararları değiştirilebilir

Almanya’da Federal Konsey (Bundesrat – Eyaletler Temsilciler Kurulu), 2023 yılından bu yana her yıl, Rusya’ya yönelik yaptırımların sertleştirilmesi, Ukrayna’ya daha fazla silah ve mali yardım sağlanması ve ülkenin AB üyeliğine destek verilmesini içeren bir karar tasarısını kabul ediyor.
Geçmişte, bu tür karar tasarıları, Sol Parti’nin (Die Linke) koalisyon ortağı olduğu eyaletler de dahil olmak üzere oybirliğiyle onaylanıyordu. Almanya’nın eleştirel haber analiz portalı NachDenkSeiten’da bir makas kaleme alan Florian Warweg’e göre ancak bu yıl, Sahra Wagenknecht İttifakı’nın (BSW) koalisyonda yer aldığı eyaletler bu tasarıya onay vermedi. Ayrıca Saksonya eyaleti de ilk kez çekimser kaldı. Bu durum, BSW’nin daha önce dile getirdiği gibi, eyalet düzeyindeki hükümet ortaklıkları aracılığıyla federal dış politikayı etkileme stratejisinin başarılı olup olmadığını gündeme getiriyor.
UKRAYNA KARAR TASARISI VE FEDERAL KONSEY’DEKİ OYLAMA
14 Şubat 2025’te Federal Konsey, Baden-Württemberg (Yeşiller, CDU), Mecklenburg-Vorpommern (SPD, Sol Parti) ve Kuzey Ren-Vestfalya (CDU, Yeşiller) eyaletlerinin girişimiyle “Rusya’nın Ukrayna’ya Saldırısının Yıldönümü Hakkında Federal Konsey Kararı” başlıklı bir tasarıyı kabul etti. Ancak bu kararın içeriği çeşitli açılardan eleştiriliyor.
Tasarı, Ukrayna’nın AB ve üye ülkeleri tarafından askeri ve mali olarak desteklenmesini, Rusya’ya yönelik yaptırımların artırılmasını ve uygulanmasının sıkılaştırılmasını talep ediyor. Ayrıca, Ukrayna’nın hukukun üstünlüğü ve medya düzenlemeleri konularında ilerleme kaydettiği öne sürülerek, AB üyelik müzakerelerinin bu yıl başlaması gerektiği belirtiliyor. Ancak ülkede artan yolsuzluk skandalları, basın özgürlüğüne yönelik kısıtlamalar ve muhaliflere baskılar gibi gelişmeler bu iddiaları sorgulatıyor.
Öte yandan, karar tasarısı diplomatik çözüm arayışlarını tamamen göz ardı ediyor. Belgede “barış”, “ateşkes”, “müzakere” veya “diplomasi” gibi kelimelere hiç yer verilmemesi dikkat çekiyor. Bu durum, özellikle ABD’nin birkaç gün önce Moskova ile Ukrayna’daki savaşın sona erdirilmesi için müzakere süreci başlattığını duyurmasının ardından, Federal Konsey’in kararının zaman açısından da uygunsuz ve inatçı bir tavır sergilediğini gösteriyor.
BSW’NİN TUTUMU VE SOL PARTİ’NİN TUTARSIZLIĞI
Bu yılki oylamada, BSW’nin koalisyon ortağı olduğu Thüringen ve Brandenburg eyaletleri tasarıya onay vermedi, Saksonya ise çekimser kaldı. Bu tutum, Almanya’da silah sevkiyatları ve yaptırımlara yönelik halk desteğinin giderek azalmasına rağmen, çoğu eyalet hükümetinin bu gerçekliği görmezden gelmeye devam ettiğini ortaya koyuyor.
Bu noktada, Sol Parti’nin Federal Konsey’deki çelişkili tavrı da dikkat çekiyor. Parti, resmi olarak silah sevkiyatlarına karşı çıkarken, Berlin (2023’e kadar), Thüringen (2024’e kadar), Bremen ve Mecklenburg-Vorpommern’de hükümette olduğu dönemlerde, yaptırımların artırılmasını ve Ukrayna’ya daha fazla silah gönderilmesini içeren karar tasarılarını destekledi. Sol Parti, seçim kampanyalarında artan yaşam maliyetlerini eleştirirken, aynı zamanda enerji fiyatlarının yükselmesine yol açan yaptırımları destekleyerek çelişkili bir tutum sergiliyor. Özellikle Mecklenburg-Vorpommern’in SPD-Sol Parti koalisyonu, iki yıldır bu tür karar tasarılarının ana girişimcilerinden biri olmayı sürdürüyor.
BSW’NİN FARK YARATAN POLİTİKASI
BSW’nin Almanya’daki siyasi dengeler üzerindeki etkisi giderek daha belirgin hale geliyor. Sahra Wagenknecht liderliğindeki parti, seçim kampanyasında dış politika konusunda barış müzakerelerini teşvik etmeyi ve yaptırımları sorgulamayı vaat etmişti. Thüringen ve Brandenburg’daki koalisyon ortaklarına (CDU ve SPD) baskı yaparak Federal Konsey’deki tutumlarını değiştirmeleri yönünde etkili oldu. Bu gelişme, BSW’nin eyalet yönetimlerinde küçük ortak olmasına rağmen, koalisyonlar üzerindeki etkisinin küçümsenmemesi gerektiğini gösteriyor.
BSW’nin bu adımı, Sol Parti’nin yıllardır süregelen tutarsız tutumuyla kıyaslandığında daha istikrarlı ve tutarlı bir dış politika anlayışı sunduğunu gösteriyor. Önümüzdeki süreçte, BSW’nin bu stratejisinin Almanya genelinde daha geniş bir etki yaratıp yaratmayacağı merak konusu olmaya devam edecek.
YENİ POSTA – BERLİN