Doğum kontrol hapının karanlık kökeni: Auschwitz’teki kısırlaştırma deneyleri

1960’ta piyasaya sürülen doğum kontrol hapı, kadınlara özgürlük vaat etti. Ancak bu özgürlüğün ardında, Auschwitz’te yüzlerce Yahudi kadını kobay olarak kullanıp kısırlaştıran Nazi doktor Carl Clauberg’in acımasız deneyleri yatıyor.
AUSCHWITZ’İN 10. BLOK’UNDAN MODERN TIBBA
Naziler, Yahudi ve Roman kadınları “ırksal olarak değersiz” görüyordu. Jinekolog Carl Clauberg, Heinrich Himmler’in desteğiyle Auschwitz’teki 10. Blok’ta, kadınları ameliyatsız kısırlaştırmak için hormon deneyleri yaptı. Fallop tüplerini tahrip eden kimyasallar enjekte edilen kurbanlar, dayanılmaz acılar çekti. Birçoğu enfeksiyon, kan zehirlenmesi veya gaz odalarında can verdi. DW Türkçe’de Suzanne Cords’un kaleme aldığı yazıya göre Clauberg’in araştırmaları, Schering ilaç firmasının hormon çalışmalarına temel oluşturdu. Aynı firma (sonradan Bayer’e katıldı), 1960’ta ilk doğum kontrol hapını üretti. Bugün “kadın özgürlüğünün sembolü” denen bu hapın geçmişi, Holokost’un gölgesinde.

ADALETTEN KAÇAN BİR DOKTOR
Savaştan sonra Sovyetler tarafından tutuklanan Clauberg, 1955’te erken tahliye edilip Almanya’ya döndü. Kiel Üniversitesi’nde çalışmaya devam etti. 1957’de açılan dava, tanıkların ifadelerine rağmen sonuçsuz kaldı. Auschwitz’ten sağ kurtulan Renée Düring gibi kadınlar, hem bedensel hem psikolojik yaralarla yaşadı. Clauberg’in deneyleri, tıp etiğinin karanlık bir sayfası olarak kaldı.
BAYER’İN AÇIKLAMASI
Şirket, doğum kontrol hapını “kadın hakları devrimi” olarak nitelendiriyor. Ancak tarihçiler, Clauberg’in çalışmalarıyla bağını sorguluyor. Modern tıbbın bazı “ilerlemeleri”, insanlık suçlarıyla lekeli. Doğum kontrol hapının özgürleştirici etkisi, Auschwitz’in 10. Blok’undaki çığlıklarla iç içe geçmiş bir ironi.
YENİ POSTA – STUTTGART
KAPAK FOTO: Ksenia Yakovleva – Unsplash