BSW’den seçim sonuçlarına itiraz: Yeni hükümet meşruiyet kriziyle karşı karşıya

Sadece 9 bin 529 oy… Sahra Wagenknecht’in liderliğindeki BSW’nin Federal Meclis’e (Bundestag) girmesi için eksik kalan sayı bu. Şimdi gözler yeniden sayım talebinde. Bu gelişme, yalnızca bir seçim tartışması değil; Almanya’daki siyasi dengeleri ve hatta demokrasinin geleceğini ilgilendiren daha büyük soruları gündeme taşıyor.
Almanya’nın siyaset sahnesinde henüz yeni bir aktör olan BSW (Bündnis Sahra Wagenknecht), 2025 seçimlerinin en tartışmalı figürlerinden biri haline geldi. Resmi sonuçlara göre yüzde 5 barajını kıl payı kaçıran savaş karşıtı BSW, seçim sonucuna itiraz ederek oyların yeniden sayılmasını talep etti. Parti, seçimdeki usulsüzlük iddialarının yeterince araştırılmadığını, yapılan sınırlı yeniden sayımlarda bile partinin ciddi oranda oy kazandığını ileri sürüyor.

BİR İTİRAZDAN FAZLASI: SİSTEM KRİZİ Mİ GELİYOR?
BSW Eş Başkanı Amira Mohamed Ali’nin itiraz dilekçesini resmen federal meclise sunmasıyla birlikte, mesele artık yalnızca bir partinin oyları değil. Zira BSW’nin barajı geçmesi durumunda, mayıs ayı başında iktidara gelmeye hazırlanan Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) – Almanya Sosyal Demokrat Parti’den (SPD) kurulu koalisyonunun sandalye çoğunluğu ortadan kalkacak. Bu, hali hazırda kırılgan olan siyasi dengeleri altüst etme potansiyeli taşıyor.
Peki, eğer oylar yeniden sayılır ve BSW gerçekten barajı geçerse, bu nasıl bir tabloyu beraberinde getirir? CDU ile SPD arasında kurulan büyük koalisyon, böylesi bir gelişme karşısında hem meşruiyet hem de çoğunluk zeminini kaybedecek. Böyle bir senaryo yalnızca hükümet krizine değil, aynı zamanda demokrasiye olan güvenin ciddi şekilde sarsılmasına yol açabilir.
“SEÇİM HATALARI DEMOKRASİYE ZARAR VERİR”
BSW cephesi bu noktada net: “Yaklaşık 2,5 milyon insanın sesi, teknik hatalar yüzünden susturulamaz.” Yapılan az sayıda yeniden sayımda partinin oylarını artırması, gözlerin tüm ülke çapında genel bir yeniden sayıma çevrilmesine neden oldu. “Bu koşullarda kurulan bir hükümetin demokratik meşruiyeti tartışmalıdır” açıklamaları, yalnızca siyasal bir itiraz değil; aynı zamanda sistemin işleyişine dair ciddi bir alarm.
SEÇİM SÜRECİ ŞEFFAF MIYDI?
BSW’nin gündeme taşıdığı iddialar, sandık güvenliği, şeffaflık ve sayım süreçlerine yönelik kamuoyundaki hassasiyeti bir kez daha ortaya koydu. Partinin kullandığı “Schwarz-rote Wahlbetrugs-Koalition” (siyah-kırmızı seçim hilesi koalisyonu) ifadesi ise, tartışmaları daha da sertleştiriyor.
Evet, 2025 seçimlerinin sürpriz aktörü kuşkusuz BSW (Bündnis Sahra Wagenknecht – Sağduyu ve Adalet İçin İttifak) oldu. Peki BSW yalnızca bir “tepki hareketi” mi, yoksa Alman siyasetinde kalıcı bir aktör mü olacak? Sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD) ile aynı zeminde buluştuğu noktalar ise dikkatle izleniyor.
BSW NE VAAT EDİYOR? SOLUN YENİ YÜZÜ MÜ, POPÜLİZMİN YENİ FORMU MU?
Parti; savaş karşıtı söylemi, sosyal devlet vurgusu ve ekonomik eşitsizliklere karşı çıkışıyla sol seçmeni etkiliyor. Ancak göç, güvenlik ve ulusal egemenlik gibi konularda daha muhafazakâr bir çizgiye sahip. Bu yönüyle, BSW yalnızca klasik solun değil, aynı zamanda merkez sağın ve hatta AfD’ye kayma eğilimindeki protesto seçmenin de dikkatini çekmiş görünüyor.
Bu da önemli bir soruyu beraberinde getiriyor: BSW, radikal sağın etkisini kıracak bir alternatif mi, yoksa o zeminden beslenen “yeni tipte” bir popülist mi?
AfD İLE PARALELLİKLER: NEREDE BAŞLIYOR? NEREDE BİTİYOR?
Göç karşıtı sert söylemler, her iki partide de dikkat çekiyor. BSW göçmen karşıtı değil, ancak “düzensiz göçe karşı denetim” vurgusu, aşırı sağcı AfD’nin diline yakın bulunuyor.
AB ve NATO’ya yönelik eleştiriler, her iki partide de mevcut. Ancak AfD bu eleştirileri milliyetçi zeminden yaparken, BSW “çok kutuplu dünya” söylemiyle daha uluslararasıcı bir çerçeve sunuyor.
Kimlik siyasetine mesafe, BSW’nin kendini kültürel tartışmalardan soyutlama çabası olarak görülüyor. Bu yönüyle AfD’nin “woke” karşıtı diline kısmen yaklaşıyor.
Yine de BSW, kendini “AfD’ye sol bir alternatif” olarak konumlandırıyor. Ancak uzmanlar, bu pozisyonun zamanla bulanıklaşabileceğine dikkat çekiyor.
BİR TEPKİ DALGASI MI, KALICI SİYASİ AKTÖR MÜ?
BSW’nin başarısı, seçmenin sisteme duyduğu öfkenin ne denli derinleştiğini de gösteriyor. Seçim barajının kıyısından dönen parti, “unutulmuş seçmenin sesi” olarak yola çıktı. Ancak bu ses, yalnızca bir döneme özgü bir isyan mı, yoksa gelecekte Alman siyasetinde kalıcı bir iz bırakacak yeni bir parti profili mi?
Almanya’da artık hiçbir şey eski kalıplarla açıklanamıyor. Ne sağ ne sol tanımları net… Seçmen, klasik partilere sırtını dönüyor, alternatif arıyor. Peki BSW bu boşluğu doldurabilecek mi, yoksa yeni bir kutuplaşmanın mı habercisi?
Cevap, belki de sadece yeniden sayılacak 9 bin 529 oya değil; ülkenin nereye evrileceğine bağlı. Şimdi tüm gözler Alman Meclisi’nde. Soru açık: Gerçekten sayılmayan oylar, yalnızca bir partinin değil, demokrasinin geleceğini mi belirleyecek?
IŞIN ERTÜRK – STUTTGART
FOTO: Ferran Cornellà – Creative Commons Attribution-Share Alike 4.0 – Wikimedia Commons