Brüksel nere Erzurum nere? Zemherini ayazında
Bir yerel televizyonda program sunuculuğu yapan, hatta hafta sonu ana haber bülteninin sunuculuğunu üstlendiğini söyleyen yarışmacının hayali Londra’da gazetecilik yapmakmış.
Zemherinin ayazında yürüdüm Erzurum’un Cumhuriyet caddesinde. Kurtuluş Savaşı’na giden yolda, “vatanın bütünlüğünü muhafaza ve müdafaa etmek” şiarıyla çıkılan ilk kongrenin yapıldığı kent Erzurum’u gördüm karlar altında…
Yıllar önce, Kenan Işık sonra Kenan İmirzalıoğlu’nun başarıyla sunduğu “Kim Milyoner Olmak İster?” programında önce…
Çok önce…
Bir yerel televizyonda program sunuculuğu yapan, hatta hafta sonu ana haber bülteninin sunuculuğunu üstlendiğini söyleyen yarışmacının hayali Londra’da gazetecilik yapmakmış. Gazetecilik mezunu genç kızın sorulara verdiği cevaplar karşısında toplumsal analiz yaptım, yine istemeden de olsa.
Gazetecilik mezunu yarışmacıya, “Hangi sayının karesinin karesinin karesi, küpünün küpünün küpü ile çarparsak yine aynı sonuca ulaşırız?” sorusu geldi. İlk anda matematik sorusu olarak gözükse de aslında bir mantık sorusu. Bilemedi!
İkinci soru “Hangi olimpiyatlarda Sovyetler Birliği 55, Doğu Almanya 7, Çekoslovakya ve Yugoslavya 3’er madalya kazanmıştır?” yöneltildi. İlk anda spor sorusu gibi görülse de aslında bir tarih sorusu bu. Bilemedi!
Son olarak kendini dev aynasında gören yarışmacı “film müziği” sorusunda elendi.
Oysa efsane “İyi, Kötü ve Çirkin” filminin müziğini bilmek tam bir genel kültür isteyen bir soruydu. Bilemedi!
Sonra.
Aynı yarışma programında, bir insanın doğup büyüdüğü kenti nasıl da güzel anlattığını gördüm. Ömer Bektaş isimli yarışmacı Erzurum’u inanılmaz güzel cümlelerle anlattı.
Başarılı bir yarışma çıkartan Ömer Bektaş, “Erzurum çok soğuk bir yer. Ben hayatı Erzurum’a benzetirim. Aslında insanların hayatı bir Erzurum gibi, bazen kışlarımız bazen yazlarımız oluyor. Bazen kışlarımız olduğunda, yerde fark edebildiğimiz veya fark edemediğimiz buzlanmalar oluyor. Hepimiz insanız ve o buzda kayıp düşmememiz, görüp görmememizden ziyade doğru adım atıp atamadığımıza bağlı oluyor. Umarım herkes doğru adımlar atar. İnsanlar birbirleriyle eşit, sevgi dolu ve barış dolu bir şekilde yaşar. Dünyanın buna çok ihtiyacı var” dedi.
Bu yarışmacıyı izledikten bir hafta sonra, zemherinin ayazında yürüdüm Erzurum’un Cumhuriyet Caddesi’nde. Kurtuluş Savaşı’na giden yolda ilk kongrenin yapıldığı kent Erzurum’u gezdik, Belçika Dışişleri Bakanı Danışmanı siyasetçi Belma Tek, Türk mahallesi olarak da bilinen Schaarbeek eski Belediye Başkan Yardımcısı Sait Köse, Brüksel Korner Yayın Yönetmeni Kadir Duran, Şenkaya ilçesinin kurucusu Hüseyin Köycü’nün torunu Sibel Bozkurt, İstanbul’dan gazeteci Hüseyin Ekmekçi, Almanya’dan iş insanları Ali Gümüş ve Abdullah Kırmızıaslan ile birlikte.
Erzurum’un Şenkaya ilçesinin kurucusu Hüseyin Köycü’nün torunu olan arkadaşımız Sibel Bozkurt’un düzenlediği ve adına “Türkiye Gönüllü Tanıtma Grubu” olarak koyduğumuz ekibi Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, Başkanın Başdanışmanı Hüseyin Koçan, Kızılay Erzurum Başkanı Hüseyin Bozhalil, Şenkaya Kaymakamı Malik Çalışır ve Şenkaya Belediye Başkanı Yavuz Bedir ağırladı, Anadolu insanına yakışır bir şekilde.
Elbette, tarihi mekânları da gezdik resmi temasların yanı sıra…
Türkiye’nin yüzölçümü olarak dördüncü büyük kenti (25.006 kilometrekare) Erzurum’a 2,5 saatlik mesafedeki Şenkaya’ya da gittik.
Erzurum’da 4 gün boyunca bize mihmandarlık yapan Nakip Süverekli, son gün bizi yolcu ederken, “Ya Şenkaya’dan Erzurum’a kadar gülünür mü?” dedi şaşırarak.
Ama biz güldük…
FİKRET AYDEMİR – BRÜKSEL
FOTO: AA