Barışın mirası unutuldu: Almanya yeniden savaş diline mi dönüyor?

Willy Brandt’ın planlama şefi, eski SPD milletvekili ve NachDenkSeiten portalının kurucularından Albrecht Müller, Almanya’nın güvenlik politikasında tehlikeli bir kırılmaya dikkat çekiyor. Mannheim’da yaptığı konuşmada, “Barışa değil, yeniden savaşa hazırlanıyoruz” diyen Müller, Willy Brandt’ın “iyi komşuluk” mirasının ayaklar altına alındığını söylüyor.
SAVAŞ GÖLGESİNDE BÜYÜYEN BİR KUŞAK
1938 doğumlu iktisatçı ve siyasetçi Albrecht Müller, çocukluğunda gördüğü yıkımın yaşam boyu sürecek bir barış bilincine dönüştüğünü anlatıyor. Mannheim ve Heilbronn’un bombalarla alev aldığı geceleri “ufkumu aydınlatan cehennem” olarak tanımlayan Müller, o kuşağın en temel dersini hatırlatıyor: “Bir daha asla savaş!” Ancak bu sözün, bugünün Almanyası’nda giderek yankısını kaybettiğini söylüyor.
1950’lerde Adenauer hükümetinin “yeniden silahlanma” kararına ilk tepkiyi gösterenler arasında yer alan Müller, o dönemin sahnelerini hâlâ canlı hatırlıyor: “Rus düşmanlığının temeli o yıllarda atıldı. Plakatlarda şeytan gibi gösterilen Sovyet askeri, halkın bilinçaltına kazındı. Bugün hâlâ o resmin gölgesinde yaşıyoruz.”
WİLLY BRANDT’IN “İYİ KOMŞULUK” POLİTİKASI
Müller, Willy Brandt döneminde filizlenen Doğu politikasıyla Avrupa’nın nefes almaya başladığını vurguluyor. “Wandel durch Annäherung” yani “Yakınlaşmayla Değişim” sloganı, o yıllarda Soğuk Savaş’ın sert duvarlarını yumuşatmıştı. Moskova, Varşova ve Prag’la yapılan anlaşmalar, Brandt’ın “Biz iyi komşuların halkı olmak istiyoruz” sözüyle taçlandı.
Müller, o dönemin hem tanığı hem mimarlarından biriydi. SPD’nin kampanyalarında görev yaptı, Moskova’daki dostluk ziyaretlerine katıldı. O yılları anlatırken sesi hem nostaljik hem sitemli: “Biz bir dönemi kapattık sanıyorduk. Meğer sadece ertelemişiz.”
BATI’NIN KAYBOLAN EMPATİSİ
Albrecht Müller’e göre bugünün Avrupa’sı, Brandt’ın açtığı diyaloğun tam tersine, “yeni bir demir perde” inşa ediyor. NATO’nun genişlemesi, Rusya’yı yalnızca daha da köşeye sıkıştırdı. Müller, “Putin 2001’de Bundestag’da barış teklif etmişti. Bugün aynı kişi Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından aranıyor. Bu, 20 yılda nasıl bir siyasi körleşmeye sürüklendiğimizin göstergesi” diyor.
Müller, barışın yerini “savaş kabiliyetine” bırakmış bir Almanya görüyor. Özellikle Savunma Bakanı Boris Pistorius’un “Almanya kriegstüchtig, yani savaşmaya muktedir olmalı” açıklamasını “tarihi bir utanç” olarak nitelendiriyor. “Willy Brandt yaşasaydı buna isyan ederdi” diye ekliyor.
YENİ BİR GÜVENLİK POLİTİKASININ ANA HATLARI
Müller’in önerisi net: “Silahlanma değil, barışa hazırlık.” Yeni bir Avrupa güvenlik mimarisi için şu ilkeleri sıralıyor:
- Rusya’nın şeytanlaştırılmasına son verilmeli.
- NATO dağıtılmalı, blok siyaseti sona ermeli.
- Ekonomik yaptırımlar kaldırılmalı, işbirliği yeniden canlandırılmalı.
- Kentler ve okullar arasında yeniden dostluk köprüleri kurulmalı.
Bu öneriler, yalnızca diplomatik bir vizyon değil, aynı zamanda ahlaki bir çağrı. Müller, “Barışın yolu dilimizi değiştirmekten geçiyor. ‘Savaşmaya hazır olmalıyız’ yerine ‘iyi komşular olmalıyız’ demeyi yeniden öğrenmeliyiz,” diyor.
SAVAŞ ENDÜSTRİSİNİN GÖLGESİ
Almanya’da barıştan çok silahlanmanın konuşulmasını, Müller “endüstriyel çıkarların zaferi” olarak tanımlıyor. “Barış olursa tank fabrikaları susar,” diyor ironik bir gülümsemeyle. Ona göre medya da bu sessizliği bozmakta yetersiz. Yalnızca birkaç gazeteci, Gabriele Krone-Schmalz, Michael Lüders, Heribert Prantl “barışın sesi olmayı sürdürebiliyor.”
YENİ BİR SİYASAL CESARET ÇAĞRISI
Albrecht Müller, bugünün politik kadrolarına ve partilerine yönelik de sert: “SPD kendi köklerinden koptu, Yeşiller barış hareketini inkâr ediyor, FDP silah lobisinin diliyle konuşuyor.” Buna karşın “barışın partisi” olarak yeni oluşumlara umut bağlıyor: “Belki tek ses Sahra Wagenknecht’in hareketinden gelir.”
Konuşmasını, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un Rusya hakkındaki son açıklamalarıyla bitiriyor: “Macron hâlâ ‘Rus tehdidi’ klişesini tekrarlıyor. Bu, 1950’lerin Adenauer Almanyası’nı hatırlatıyor. Tarih tekerrür ediyor, çünkü ders alınmadı.”
SON SÖZ: BRANDT’IN MİRASIYLA YÜZLEŞME ZAMANI
NachDenkSeiten’ın kurucusu, eski SPD milletvekili Albrecht Müller, yazısını şu cümleyle bitiriyor:
“Barışın yolu yeniden keşfedilmek zorunda. Çünkü barış unutan toplumlar, sonunda kendi vicdanlarıyla savaşır.”
YENİ POSTA – STUTTGART
KAYNAK: https://www.nachdenkseiten.de/?p=140103