Avusturya’da üçlü koalisyon aile birleşimini askıya alıyor

Avusturya’da üçlü koalisyon aile birleşimini askıya alıyor
Yayınlama: 10.03.2025
Düzenleme: 10.03.2025 01:06
28
A+
A-

Avusturya’da ÖVP, SPÖ ve Neos’tan oluşan üçlü koalisyon, radikal sağcı FPÖ’yü dışarıda tutarak bir ilki gerçekleştiriyor. Göç politikalarında sert adımlar atan hükümet, aile birleşimini askıya alıyor. Birgün gazetesi yazarı Serdar Paulo Erdost’un kaleme aldığı yazıda, bu kararların FPÖ seçmenine taviz olarak görüldüğü vurgulanıyor. Eğitim sistemi üzerindeki baskı gerekçe gösterilse de, yasal dayanak tartışmaları sürüyor.

“Radikal sağcı FPÖ’yü dışarıda tutma iradesiyle kurulan üç partili koalisyon Avusturya tarihinde bir ilk. Göç konusu ve sığınmacılar konusundaki sert kararlar FPÖ seçmenine verilmiş bir taviz. Bunlar arasında aile birleşiminin geçici de olsa askıya alınması göze çarpıyor.

Avusturya’da genel seçimlerden beş ay sonra geçen hafta Hıristiyan muhafazakâr demokratlar (ÖVP), sosyal demokratlar (SPÖ) ve liberaller (Neos) üçlü bir koalisyon hükümeti üzerine anlaştı.

‘Şimdi doğru olanı yapmak. Avusturya için’ 211 sayfalık hükümet programının başlığı oldu. Radikal sağcı, ırkçı Avusturya Özgürlük Partisi‘ni (FPÖ) dışarıda tutma iradesiyle kurulan bu üç partili koalisyon Avusturya tarihinde bir ilk.

Göç konusu ve sığınmacılar öncelikle yapılacak işler listesinin en başında yer alıyor. Bu konularda sert tedbirler açıklandı. Sert kararlar aslında radikal sağcı FPÖ seçmenlerine verilmiş bir taviz gibi görünüyor. Bunlar arasında aile birleşiminin geçici de olsa askıya alınması göze çarpıyor. Reşit olmayanlar için anayasaya göre uygulanması sorunlu başörtüsü yasağı getiriliyor ve sosyal yardımların yaptırım olarak azaltıldığı zorunlu bir entegrasyon yılı öngörülüyor.

Avusturya Halk Partisi (ÖVP), Avusturya Sosyal Demokrat Partisi (SPÖ) ve Yeni Avusturya ve Liberal Forum‘dan (Neos) oluşan üç partili Avusturya koalisyonu göreve geleli çok az bir süre olmasına karşın tartışması çok boyutlu bir sürece girdi. Koalisyon, sığınma hakkı olanların aile birleşimini derhal kaldırmak istiyor. Bu hükümet programında bir niyet bildirimi olarak formüle edilmiş. Fakat Başbakan Christian Stocker (ÖVP) Salı günü televizyonda yaptığı açıklamada, bu niyetin “şimdi” anlamına geldiğinin altını çizdi. Böylelikle niyetin merkez sağ ÖVP tarafından geldiğini de onaylamış oldu. Stocker, burada ilgili bir AB maddesine atıfta bulundu. Bu uygulamanın ilticası kabul edilmiş kişilerin yanında diğer göçmenlere etkisi bir bilinmezlik içeriyor.

ARTAN ÖĞRENCİ ÇOCUK SAYISI OLAĞANÜSTÜ HAL OLAMAZ
Avrupa Birliği’nin İşleyişine Dair Antlaşma’nın (TFEU) 72. Maddesi, insan hakları açısından ağır da olsa, temelde aile birleşiminin yasaklanmasına olanak tanıyor. Bu madde, tedbirlerin ancak devletin işleyişinde aşırı yüklenmenin neden olduğu, olağanüstü bir hal’ durumunda uygulanmaya koyulmasını şart koşuyor. Ve ÖVP tüm federal devlet kapsamında “olağanüstü hal” ilan etmekten çekinmekte. Viyana Eyaleti’nin koruma altına aldığı sığınmacı sayısının kabarıklığının, bu eyalette aile birleşimi sonucu başta eğitim sektörü olmak üzere sisteme aşırı yük getirdiği örnek olarak alınıp, Viyana’daki durum federal cumhuriyetin tümünde uygulanacak olan aile birleşiminin durdurulmasına neden olarak gösterilmekte.

Bu konuda üçlü koalisyona destek hemen Viyana Eyalet Başkanı sosyal demokrat Michael Ludwig’den (SPÖ) geldi. Ludwig yaptığı basın toplantısında aile birliğinin rafa kaldırılmasını onayladığını belirtti. Avusturya’ya aile birleşimi kapsamında her ay yaklaşık 650 yetişkin ve çocuk geliyor. Viyana’daki eğitim sektörü, 2022’den bu yana her yıl yaklaşık 4.000 çocuğun ek olarak ilkokullara kabul edildiğini bildiriyor. Eyalet Başkanı Ludwig, yeni gelen bu çocukların çoğunun çok az Almanca bildikleri ya da hiç bilmedikleri için dersleri takip etmekte zorlandığı görüşünde. Viyana Eyalet Hükümeti buna ek olarak uzun zamandan beri zorunlu eğitimdeki öğretmen açığını da kapatmakta zaten güçlük içinde buluyor. Sosyal demokratlar, şu anda ülkede bulunan sığınmacıların ve ailelerinin iş dünyasına uyumunun her şeyden öncelikli ve çok önemli olduğunu vurguluyorlar ve sığınmacıların aile birleşimini geçici durdurmayı bu açıdan bir “şans” olarak görüyorlar.

İÇİŞLERİ BAKANI KARNER AB’DE DESTEK ARIYOR
Yalnız, Viyana gibi tek bir eyalette çok sayıda yeni göçmen öğrenci, TFEU 72. Maddesinin tüm federe devlette uygulanmasını meşru kılmıyor. Uzmanlar ve insan hakları örgütleri büyük eleştirilerde bulunarak aile birleşiminin rafa kaldırılmasının yasal bir dayanağı olmadığını belirtiyorlar. AB Antlaşmasının 72. Maddesinin, AB üye devletlerinin sadece kamu düzenini sağlamak ve iç güvenliği korumak için tedbir alma seçeneğine sahip olduğunu ortaya koyduğunu kabul ediyorlar. Fakat bu maddenin öğrenim sektöründeki baskı ile bağdaştırılmasını yeterli görmüyorlar. Aynı zamanda, malların ve kişilerin serbest dolaşımına getirilen kısıtlamaları haklı kılan koşulların istisnai ve ciddi olması gerektiğini de vurguluyorlar.

Bu yüzden Avusturya İçişleri Bakanı Gerhard Karner (ÖVP), AB düzeyinde harekete geçerek yasal zemin arıyor. Karner, yeni üçlü koalisyon hükümeti tarafından planlanan aile birleşiminin geçici olarak durdurulması konusunda AB İçişleri ve Göçten sorumlu Komisyon Başkanı Magnus Brunner’i bilgilendirmiş bulunuyor. İçişleri Bakanı Karner komisyona gönderdiği mektupta, özellikle Suriye ve Afganistan’dan gelen “insan akınının” kapasite sınırlarını çok aştığına dikkati çekerek komisyonun desteğini almak istiyor. Komisyon Başkanı Magnus Brunner Avusturya’lı ve gündeminde zaten 11. Mart’ta yapılacak AB bakanlar zirvesinde, sığınmacıların tehlikenin bittiği ülkelerine geri gönderilme planları üzerine görüşmesi var.

Hükümet çevrelerince, aile birleşiminin durdurulması ile ilgili genelgenin ise “AB’den gelen bilgilere paralel olarak” hazırlanacağı belirtildi. Bunun, “başlangıçta sıfır kotalı bir düzenleme” olması öngörülüyor. Aslında başka bir gerçeklik ise, Avusturya’da aile birleşiminin aylardır keskin bir düşüş içinde olması. Bunun nedenleri arasında, süreci yavaşlatan zorunlu DNA testlerinin uygulamaya konulması da yer alıyor. 2024 yılında toplam 7760 kişi bu temelde Avusturya’ya gelirken, Ocak ayında bu sayı 200 civarındaydı.

ZORUNLU ENTEGRASYON YILI
Yeni hükümet şimdi “ilk günden itibaren entegrasyon” programını tekrar gündeme getirdi. Söz konusu entegrasyon yılı bir yenilik değil. 2017 yılında merkez sosyal demokrat SPÖ ve Hıristiyan demokrat, tutucu ÖVP hükümeti tarafından yürürlüğe konulan entegrasyon yılı için bütçeden 50 milyon Euro ayrılmıştı. Daha sonraki merkez sağ ÖVP ve göçmen karşıtı “Özgürlük Partisi-FPÖ” koalisyonu döneminde bu para bütçeden silinmiş ve program da devreden çıkarılmıştı.

Şimdiki üçlü koalisyon tarafından yeniden canlandırılan “ilk günden itibaren entegrasyon” programı bir ders planı gibi Almanca kursları, değerler ve Avusturya hukuku eğitimi ve iş piyasasına uyumdan oluşuyor. Eğer bir kişi okuryazar değilse, programın 36 aya kadar uzatılabilme olasılığı var. Bu entegrasyon yılının tamamlanması zorunlu koşuluyor. Programın sorumluluğu ise İçişleri Bakanlığı bünyesindeki Avusturya Entegrasyon Fonu’na (ÖIF) veriliyor.

KOALİSYON GERİ DÖNÜŞ MERKEZLERİ PLANLIYOR
Bunların yanında Avusturya, gelecekte ülkeyi terk etmesi gereken kişiler için geri dönüş merkezleri kuracak. Bu, iltica dilekçeleri reddedilen kişiler için ikamet şartının revize edilmesine dayanıyor. Ülkeyi terk etmesi gereken herkes sadece kendilerine tahsis edilen bir yerde temel bakıma alınacak. Aslında bu da denenmiş bir uygulama. Böylesine katı bir ikamet şartı daha önce de vardı. Merkez sağ ÖVP ve radikal sağcı parti FPÖ hükümeti döneminde Fieberbrunn’daki temel bakım merkezi bir geri dönüş merkezi olarak ilan edilmişti. Ancak bu düzenleme Yüksek Mahkeme tarafından hukuki açıdan yetersiz görülerek iptal edilmişti.

VATANDAŞLIK BAŞARILI ENTEGRASYONUN ÖDÜLÜ
ÖVP, SPÖ ve NEOS’lardan oluşan üçlü koalisyon, vatandaşlığı, “değerli bir varlık” olarak tanımlamakta. Bu da sağın bir baskısı. Burada, vatandaşlık başarılı entegrasyonun bir üst basamağı olarak görülmekte, fakat vatandaşlığa kabulün uyumu destekleyici karakteri tamamen göz ardı edilmekte. “Davetkar” bir vatandaşlık yasasının, ait olma hissini ve özellikle siyasal yaşama katılımı teşvik eden belirleyici faktörlerden biri olduğu dışarıda bırakılmakta.

Özellikle işgücü açığının yüksek olduğu meslekler için vatandaşlığa geçişin kolaylaştırılması planlanmakta. Aynı zamanda düşük ücretli sektörde iyi entegre olmuş çalışanlara da vatandaşlık alma şansı öngörülmekte. Bunun, örneğin Avusturya’da uzun yıllardır önemli ve zor işler yapan, ancak çok yüksek asgari gelir göstermeyi şart koşan yasa nedeniyle vatandaşlık alma fırsatı bulamayan bakıcılar için geçerli olması düşünülüyor.

Avusturya, Avrupa’daki en katı vatandaşlık yasalarından birine sahip ve kısıtlayıcı vatandaşlık yasası olarak bilinmekte. (10 yıllık bekleme süresi, Avusturya dışında kalış süresinin iki yılı geçmemesi, gelir miktarının 6 veya 10 yıl geriye dönük olarak hesaplanması, astronomik harçlar vb.) Avusturya’da seçme ve seçilme hakkı vatandaşlığa bağlı olduğundan, 27 Nisan ayında eyalet seçimlerinin yapılacağı Viyana’yı örnek alırsak, oy verme yaşındaki 587 bin 486 kişi Avusturya pasaportu olmadığı için siyasi katılımdan mahrum bırakılmaktadır. Bu da seçmen yaşındaki Viyana’lıların yüzde 35’inin seçimlerde oy kullanmasına izin verilmediği anlamına gelmekte. Bu demokrasi açığının kapatılması iradesi de ne yazık ki hükümet programına yansımamış.

Hükümet programı Cuma günü parlamentoya sunuldu. Özellikle hükümete alınmayan radikal sağ parti FPÖ lideri Herbert Kickl üçlü koalisyona ağır eleştiriler yöneltiyor. Bütçe açığının nasıl kapatılacağının ileriki günlere ertelenmesi, ÖVP, SPÖ ve NEOS’ları ciddi bir deneyimle karşı karşıya getirmekte. Ekonomik alanda öngörülen ve koalisyonu zorlayacak önlemleri de gelecek yazımızda ele alacağız.”

YENİ POSTA – VİYANA

KAYNAK: Serdar Paulo ERDOST- https://www.birgun.net/makale/avusturyada-uclu-koalisyon-aile-birlesimini-askiya-aliyor-605590

FOTO:  Sam Szuchan  Unsplash