Avrupa savaş ekonomisine giderken: Diğer tarafta sessizliğe terkedilmiş insanlık dramı

Avrupa, bir dönüm noktasına doğru sürükleniyor. Rusya’nın artan tehditleri gerekçesiyle NATO savunma doktrininde tarihi bir kırılma yaşanıyor. Perşembe günü toplanan NATO savunma bakanları, savunma harcamalarında keskin bir artışı öngören yeni kapasite hedeflerinde uzlaştı. ABD artık sadece yüzde 2 değil, gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde 5’ine denk gelen bir savunma bütçesi talep ediyor. Bu oran, Avrupa’da sivil yaşamın temel direklerini sarsacak kadar yüksek.
Avrupa Birliği yıllardır kemer sıkma politikaları ile eğitim, sağlık ve sosyal harcamaları budarken şimdi silahlanmaya sınırsız kaynak ayırıyor. Kendi yurttaşına “para yok” diyen hükümetler, askeri bütçeleri artırmak için yarışa girmiş durumda. Danimarka Başbakanı Frederiksen’in “Artık başka bir gruptayız” sözleri bu dönüşümün sembolü. NATO’nun başına geçmeye hazırlanan Hollanda Başbakanı Rutte ile İsveçli sosyal demokrat lider Löfven de bu yarışın öncülerinden.
Ancak bu silahlanma çılgınlığı, Avrupa halklarına ekonomik ve çevresel yıkım getirme riski taşıyor. NATO’nun yeni planlarının Ukrayna’ya yapılan yardımları etkilemeyeceği söylense de, artan askeri harcamaların faturası eğitim, sağlık ve iklim bütçelerine kesiliyor. The Guardian’a göre NATO ülkelerinin planladığı bu yeni askeri genişleme yılda 200 milyon ton ek sera gazı emisyonuna neden olabilir.
Savaş sadece cephede değil; bütçelerde, toplumların içinde, çevrede ve gelecek kuşakların omuzlarında sürüyor.
Tüm bu gelişmeler yaşanırken Avrupa, bir başka cephede -Gazze’de- olanlara gözlerini kapamış durumda. İsrail’in açık şekilde yardım dağıtımını bile hedef alan saldırılarına karşı Avrupa’dan hâlâ cesur ve etkili bir diplomatik çıkış gelmedi. Ukrayna’da sivillerin ölümü karşısında ayağa kalkan Avrupa, Gazze’de çocukların cesetleri çıkarılırken sadece “denge” çağrısında bulunuyor. Bu ise sadece ikiyüzlülük değil; Batı’nın evrensel değer söyleminin çöküşü anlamına geliyor.
Roma’da, Milano’da, Stockholm’de, Berlin’de on binlerce kişi meydanlarda “Ateşkes” diye haykırıyor. Greta Thunberg’in öncülüğündeki Madleen gemisi Gazze’ye yardım götürmek için Akdeniz’e açılıyor. Ancak Avrupa’daki siyasi elitler, savaşa daha çok para ayırırken bu halk hareketlerine kulak tıkıyor.
ROMA’DA FİLİSTİN’E DESTEK YAĞMURU: 300 BİN KİŞİ “GAZZE’DEKİ SOYKIRIMI DURDURUN” DEDİ
İtalya’nın başkenti Roma’da bugün 300 bin kişi, Filistin halkına destek vermek ve Gazze’de yaşananlara dikkat çekmek amacıyla sokaklara döküldü. Gösteriye, ülkenin en güçlü muhalefet partileri öncülük etti. Eylemin başını, Demokratik Parti lideri Elly Schlein ve Beş Yıldız Hareketi’nin lideri, eski Başbakan Giuseppe Conte çekti. Yürüyüşte, aralarında ünlü yönetmen Nanni Moretti’nin de bulunduğu birçok gazeteci ve kültür insanı da yer aldı. Göstericiler, “Özgür Filistin”, “Gazze’deki katliama son” ve “Barış hemen şimdi” sloganları attı. Filistinli öğrencilerin de katıldığı eylemde, İtalya hükümetine çağrı yapılarak Gazze’de yaşananların “soykırım” olarak tanınması talep edildi. Gösteride konuşan Elly Schlein, Başbakan Giorgia Meloni liderliğindeki hükümeti sert şekilde eleştirerek şunları söyledi:
“Filistinlilere yönelik katliam ve İsrail hükümetinin işlediği suçlar karşısında artık yeter diyoruz. Bugün burada sokaklarda sessiz kalmayan başka bir İtalya var. Bu İtalya, Filistin devletinin tanınmasını istiyor – işte bizim istediğimiz İtalya da bu.”
Roma’daki kitlesel yürüyüşün yanı sıra, Milano gibi diğer büyük şehirlerde de Filistin’e destek gösterileri düzenlendi. Cenova Limanı’nda toplanan öğrenciler, İsrail’e silah taşıdığı iddia edilen bir geminin gelişini protesto etti. Ancak Roma, yalnızca İtalya değil; AB iç kamuoyu için de bir barometre olarak kabul ediliyor. Bu kitlesel eylem, Avrupa’da Gazze krizine karşı görünür ve kitlesel tepkinin simgesi haline geldi. Model olarak da Hollanda, Almanya, İsveç gibi ülkelerdeki protestolar serisine entegre edildi.
İtalya genelindeki bu eylemler, Gazze’deki insanlık dramına dikkat çekmek ve İtalyan hükümetini uluslararası hukuka uygun tavır almaya çağırmak amacı taşıyor.
Avrupa şu an iki yüzlü bir yol ayrımında: Bir yanda savaş ekonomisine geçiş, diğer yanda ise sessizliğe terk edilmiş bir insanlık dramı. Ve tarih bu tercihi not ediyor.
YENİ POSTA – BRÜKSEL – ROMA
FOTO: Mitya Ivanov Unsplash