Avrupa çorbasından kötü kokular geliyor: Jeoekonomik güç Berlin nereye?  

Almanya’dan yayın yapan Cuma Kıvılcımları’nda bu hafta da Avrupa gündeminin önemli başlıkları konu ediliyor.

Cemil Fuat Hendek, antisosyalist Avrupa ve Birleşmiş Milletler demokratizminin 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne bir virüs olarak ithal edilince gelinen noktayı sorguluyor. Clara Zetkinlerin, Rosa Luxemburgların mirasının nasıl istismar edildiğini hatırlatan Hendek, 1975’teki Birleşmiş Milletler müdahalesiyle kadın hareketinin getirildiği noktayı tartışmaya açıyor. 

Yine Cemil Fuat Hendek çiftçilerin tepkilerini ve bunun siyasetteki yansımalarını yeni bir gözle okumayı öneriyor.

Bu arada Osman Çutsay demiryollarındaki makinistler grevi ve Lufthansa’daki iş bırakma eylemleri nedeniyle kesintiye uğrayan üretim zincirinin siyasete nasıl tercüme edilebileceğini tartışıyor. 

Hendek ve Çutsay, Alman ve Avrupa siyasetindeki kalabalıklaşmanın sürdüğünü, bildik siyasi partilerin sahneden çekildiğini veya sönümlendiğini, yeni fakat daha küçük “kilit siyasi figürlerin” rol çalmaya başladığını hatırlatıyorlar, örnekler veriyorlar. 

Programda, Alman siyasetindeki “dizginsiz kalabalıklaşma” tehlikesi ve bu çerçevede sınıfların değil kimliklerin cepheleşmesi için harcanan çabaların anlamı masaya yatırılıyor. 

Bu arada Avrupa’nın silahlanmadaki kararlılığı da irdeleniyor. Avrupa Birliği ile Amerika Birleşik Devletleri’nin Avrupa’daki silahlanma kampanyası ile yaşlı kıtadaki üretimin artmasının Amerikan ekonomisinin keyifle karşılamayacağına işaret ediliyor. Yeni sürtüşmelerin kapıda olduğu vurgulanıyor.

YENİ POSTA – FRANKFURT