Almancıların işçi yazarı: Fethi Savaşçı
Göç ve göçmenlik olgusu beraberinde onlarca sorunu, tartışmayı beraberinde getirir. Büyük hesaplar yapılarak Türkiye’den seçmece usulü getirilen birinci kuşak işçiler için de aynı şey söylenebilir. İnsan dediğin makina değil ki, sadece komut edilenle kendini sınırlasın. İnsanın umudu ve ufku alabildiğine geniş adeta erişilmez denebilir.
Birinci kuşak işçiler diye kitaplara konu edilenler arasında küçümsenmeyecek kadar yazın işini kendine meslek edinmiş olanlar var. Bir yanda fabrikada farklı uluslardan işçilerle birlikte alınteri dökme diğer yanda yaşadıklarından ve karşılaştığı sorunlardan gözlemlediklerinden damıttıklarını kaleme alma gibi edebiyatta kendinde söz ettirme çabası içinde olurlarken edebiyat defterine “Gastarbeiterliteratur” denilerek konu olmuşlar.
Kuşkusuz, bugün gelinen yerde beşinci kuşak diye tabir edilen gençlerden söz ediliyor. Dolayısıyla değirmenin altından çok sular aktı. Hayatın bütün alanlarında olduğu gibi yazın alanında da gelişmekte olanı görme ve giderek ilkin Almanca yazma eğilimi güçlenmekte ki, bu başlı başına bir yazı konusu. Yazımıza konu olan işçi sınıfının bir unsuru olarak hayat kavgası verirken yazın dünyasında kendinden ve çalışmalarından söz ettiren Fethi Savaşçı’dır.
ÖDEMİŞLİ İŞÇİ BİR KALEM
10 Temmuz 1930 tarihinde Ödemiş’te doğan Fethi Savaşçı sanat okulunda öğrenim görürken babasını kaybeder. Beş kişilik ailenin yükü en büyükleri olduğu için onun omuzlarına yüklenir. Genç yaşta kaleme sarılarak değişik eserler verir. Bir arkadaşıyla birlikte Ödemiş Şairleri (1958) antolojisini ve yerel bir gazetede Irgat Hasan adlı romanı günlük olarak yayınlanır (1963).
Ülkenin içinde bulunduğu durum, maddi koşullar ve yeni arayışlar Fethi Savaşçı’nın da el kapılarına gelmesine neden olur. Sözlü sınav, sağlık kontrölünün ardından Almanya’ya gelmeyi hak kazanarak 1965 yılında işçi olarak Münih’e gelip Siemens fabrikasında çalışmaya başlar.
Hayal edilenle gerçek arasında binbir türden fark olduğunu anlar. İşçi mücadelesinin yanı sıra yazma eyleminden vaz geçmez. IG Metall sendikasının Türkçe çıkardığı aylık derginin Temmuz 1970 sayısında yayınlanan şiirini işçiler çok beğenir. İşte o şiirden bir bölüm:
“Benim yurdumun anaları
gönenmek ister gönenmek
Yoksul yurdumun işçileri,
Dar gelirlileri
Doyunmak ister doyunmak
…
Haydin bir silkilenelim
Aydınlarım
İşçilerim köylülerim dar gelirlilerim
İşte doğuyor nur topu gibi
Yarınlar kafamızdan
Devrim çiçekleri daha da açacak
Mis gibi bizim kokacak yurdumuz
Güzel şey, bağımsız bir yurtta insanca yaşamak.”
Şiir, öykü ve düzyazıları başkaca dergilerde yayınlanmaya devam eder.
Şiir, öykü, roman dalında peş peşe 22 kitabı yayımlanır. Bunlardan bazıları: Duvarcı Hasan Usta (şiir), Özel Ulak (öykü) Almanlar Bizi Sevmedi (roman), Makinalar Çalışırken (Almanca-Türkçe)…
AYDIN BİR İŞÇİ OLARAK ÖRGÜTLENMEK
Fethi Savaşçı, kendini geliştirmiş aydın bir işçi olarak sadece sendikada örgütlenmeyle yetinmedi. Doğrudan politik örgütlenmelere katılarak onların çalışmalarına kendince destek verdi.
Münih şehrinin özellikle TKP geleneğinden gelenler arasında önemli bir yeri vardır o yıllar. Sonu gelmez tartışmalar, birbirini suçlamalar ve mücadeleye zarar veren eğilimler az değildir. Ancak o, bu türden bireyci-kariyer çatışmalarından uzak durur.
Bağımsızlık ve demokratik halk iktidarı için Münih İşçi Birliği derneğinin etkinliklerinde “edebiyat-kültür-sanat” konularında aktif görev alır. Bununla yetinmez, 1973 yılında yapılan yabancılar meclisi seçimlerinde üyeliği kazanarak bu kurumda çalışmalarını sürdürür. Yabancılar Meclisi Başkanı olarak Ocak 1975’te yapmış olduğu açıklama acı bir gerçekliği ifade ediyor:
“Benim de üyesi bulunduğum Yabancılar Meclisi’nden pek fazla bir şey beklemek biraz hayalcilik olacaktır. Alman makamları, üzerimizde rahatça tasarrufta bulunmak için Yabancılar Meclisi’ni kendi arzularına alet etmek istiyorlar. Sonunda, yönetimde bizim kadar siz de oy sahibisiniz diyebilmek için bu yola başvurdular.”
1987 yılı ekiminde Stuttgart sendika binasında düzenlenen “Sabahattin Ali” anmasında Filiz Ali, Ataol Behramoğlu, Mustafa Ekmekçi, Irene Melikoff, ServerTanilli, Vedat Türkali ve Fethi Savaşçı da bulunmaktadır.
MÜNİH’TE BİR SOKAĞA ADI VERİLECEK Mİ?
Ödemişli işçi yazar Fethi Savaşçı, 30 Ekim 1989’da Münih’te hayata veda etti. Özgürlüklerin, eşitliğin ve barışın egemen olduğu bir dünya mücadelesinde geride bıraktığı eserleriyle yaşamaya devam etmekte. Fethi Savaşçı’nın oğlu Doç. Dr. Özgür Savaşçı, babasının ömrünü verdiği Münih’in bir caddesine adının verilmesi için uzun zamandır (1993’ten beri) mücadele vermekte. Bir grup edebiyat dostu tarafından desteklen bu güzel girişim zaman zaman gündem olsa da henüz gerçekleşmedi.
Türkiyeli işçilerin tarihinde ayrı yeri olan Münih’in bir caddesine ilk kuşak işçilerden bir yazarın adının verilmesi aslında çok güzel bir jest olur. Ancak, Münih belediyesi yetkilileri her defasında bunu hasır altı etmeyi başarmakta.
Alnından damla damla dökülen alınterini mürekkep yapıp bugüne nice güzellikler bırakan ve kültürel yaşamın gelişip serpilişine katkılar sunan Fethi Savaşçı’ların anısına…
ALİ ÇARMAN – STUTTGART