AB’nin Gazze soykırımına karşı görünürdeki tepkisi: Yüzeyde makyaj- içeride sessiz onay

Gazze’de yaşanan trajedi ve Filistin halkına yönelik soykırım suçlamaları karşısında Avrupa Birliği’nin (AB) tepkisi, uluslararası kamuoyunda tartışma yaratmaya devam ediyor. Almanya’da yayınlanan eleştirel haber analiz portalı NachDenkSeiten, Eckart Leiser aracılığıyla İspanyol gazetesi eldiario.es’in deneyimli muhabiri Olga Rodríguez’ın çarpıcı ve ayrıntılı makalesini Almanca’ya kazandırdı. Bu makale, AB’nin İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü katliam karşısındaki “uyanışının” aslında ne denli yüzeysel ve etkisiz olduğunu gözler önüne seriyor.
AB’NİN SESSİZLİĞİ VE SONRADAN GELEN “UYANIŞ”
Yıllardır süren İsrail-Filistin çatışmasında, özellikle Gazze’de yaşananlar uluslararası hukuk ve insan hakları açısından büyük endişe kaynağı. Ancak AB ülkeleri, özellikle Almanya, İsrail’e yönelik politikalarında uzun süre sessiz kalmayı tercih etti. Ardından gelen “uyarıcı” açıklamalar ve kınamalar, kamuoyunda bu sessizliğin yerini gerçek bir tepkiye bırakacağı umudunu uyandırdı. Fakat Olga Rodríguez’ın analizine göre bu tepkiler, gerçek bir değişim ya da yaptırım niyetinden çok, kozmetik ve imaj koruma amaçlı açıklamalardan öteye gitmiyor.
SİLAH SEVKİYATLARI VE KOŞULSUZ DESTEK
600 günü aşkın bir süredir İsrail’e Avrupa ülkelerinden yapılan silah sevkiyatları devam ediyor. Almanya başta olmak üzere birçok ülke, savaş uçaklarından mühimmatlara kadar çeşitli askeri ürünleri İsrail’e tedarik ederek bu sürecin içinde aktif rol oynuyor. Rodríguez, bu durumun AB’nin “insani ve hukuki” değerlerine ters düştüğünü vurguluyor.
Öte yandan, İspanya gibi bazı AB ülkeleri, hükümet düzeyinde İsrail’i açıkça savaş suçları ve soykırım uygulamakla suçlarken, Almanya’daki medya ve siyasi çevreler bu tartışmaya mesafeli duruyor. Almanya’da hükümet, İsrail’in eylemlerini kınadığını dile getirirken, somut adımlar atmak yerine, askeri ve ekonomik bağları sürdürmeyi tercih ediyor.
ULUSLARARASI HUKUK VE YAPTIRIMLARIN UYGULANMAMASI
Temmuz 2025’te Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı, AB ülkelerine İsrail ile ticaret ve yatırım ilişkilerini derhal kesmeleri yönünde karar verdi. Ancak ne Almanya ne de diğer AB ülkeleri, bu kararları uygulamıyor. Rodríguez, bu hukuki sürecin etkisiz bırakılmasının, uluslararası hukuka bağlılığı sorgulatacak nitelikte olduğunu ifade ediyor.
İngiltere’deki yargı süreçleri, İsrail’e savaş uçağı parçaları tedarikinin devam etmesi sebebiyle kamuoyunda ciddi rahatsızlık yaratıyor. Bu durum, AB genelindeki sessizliğin ve hareketsizliğin somut bir yansıması olarak görülüyor.
KAMUOYU, ULUSLARARASI ETKİNLİKLER VE AB’NİN İMAJ KAYGISI
Olga Rodríguez, AB’nin tepkilerinin çoğunlukla kamuoyu baskısı ve uluslararası mahkeme kararları sonucunda geldiğine dikkat çekiyor. Eurovision gibi kültürel ve uluslararası platformlarda İsrail’e verilen destek, Avrupa’da ciddi rahatsızlık yaratıyor ve bu da AB ülkelerini sadece “görünürde” tepki vermeye zorluyor.
Bu görünürdeki uyanış, aslında “dış baskılara” ve “kamuoyu tepkilerine” yönelik bir imaj koruma çabasından ibaret. AB’nin asli görevi olan insan hakları savunuculuğu ve hukukun üstünlüğünü koruma işlevi ise yerine getirilmiyor.
AVRUPA’NIN SİYASİ İKİLEMİ VE İNSANLIK DRAMI
Olga Rodríguez, makalesinde AB’nin İsrail’e yönelik ambargo uygulamaması, askeri ve ekonomik bağlarını koparmaması nedeniyle, Gazze’deki soykırımın devamına dolaylı olarak zemin hazırladığını vurguluyor. Her gün can kaybı yaşanırken, Avrupa’nın sadece “görünürdeki kınamalarla” yetinmesi trajediyi büyütüyor.
Yazara göre, AB ülkeleri uluslararası yükümlülüklerini yerine getirerek İsrail’e karşı ciddi yaptırımlar uygulamalı, silah ticaretini durdurmalı ve Filistin halkının hayatını korumak için aktif adımlar atmalı.
Filistin’de kaybedilen her can, Avrupa’nın sessizliğinin ve hareketsizliğinin ağır bir bedeli olarak gösteriliyor. Olga Rodríguez, bu dramın sürdüğü sürece AB’nin gerçek anlamda sorumluluk almaktan uzak kalacağına dikkat çekiyor.

Eckart Leiser’in çevirisiyle Almanca’ya kazandırılan bu makale, AB’nin dış politikasındaki çelişkileri ve insanlık adına alınması gereken radikal kararların ertelenmesini sorguluyor. NachDenkSeiten okurları için hazırlanan bu kapsamlı analiz, Gazze’de yaşanan trajedinin sadece bölgesel değil, aynı zamanda uluslararası bir sorumluluk ve vicdan meselesi olduğunu tekrar hatırlatıyor.
YENİ POSTA – STUTTGART
KAYNAK: https://www.nachdenkseiten.de/?p=133805
FOTO: Sander Sammy Unsplash